Normal Yaşam Eskisi Gibi Olmayacak Artık
Türkiye’de Koranavirüsten dolayı ortaya çıkan kısıtlamalar bugün itibariyle kalktı. Çok şükür…Normal yaşama dönmek için büyük oranda tedbirler uygulanıyor. İnsanlar camiye gitmeyi uygulamaya, tatili düşlemeye, maçlara devam etmeye, siyasi kavgaları yapmaya başladı bile. İnsanlar, deprem haberleri, kene ısırmaları ve ölümleri, aşırı sıcakları ve etkilerini, ırkçılık gibi haksızlığa karşı gösterileri duymaya başladı… Korona artık gündemden düşmeye başladı, en azından medyada ve söylemlerde.
Normal yaşama döndük çok şükür ama evde kal çağrısı ile yaşadığımız stres dolu zaman dilimi, bizi eski alışkanlıklarımızdan da uzaklaştırdı mı ne… Örneğin bir hafta sonra lig başlayacak ama eskiden tutkuyla beklediğim maçlara karşı artık isteksizim. Oynasalar ne olur oynamasalar ne olur ki… Hatta şike ile ilgilili söylemler gündeme bile gelmişken!
Saat gecenin sessizliğine şahit dem olduğu vakitler. Yoldan bile araba sesi gelmiyor şu anda. Çoğu insan uykunun en tatlı yerindeler. Ama bende bir sıkıntı var, ne garip. Hani yatağa gitsem uyurum belki zorlasam ama uyumak için bile isteksizim. Haberlerde tartışılan konular bile zorlama konular. Aynı kişiler dolaşıyor kanal kanal, ahkam kesiyorlar. İşte televizyon kuruluşları bu gibi şeyleri yaparak yayın hayatlarına da devam etmek zorundalar. Onları da anlıyorum ama bana bir getirisi ve öğretisi yok. Okumayan, hele birde evde üretmeyem bizler neyi haber yapabiliriz ki…
Son üç ay içinde, sadece ölümü konuştuk. Koronadan hayli korktuk. İnsanlar Allah’tan bu kadar korkmuyorlar maalesef. Ölümden kaçış yok, ölümü neden sevdirmezler bilmiyorum. Ölüm neden öcü geliyor, taviz verdiriyor bilinmeyen dolu koskoca bir denklem. Ölümden kaçalım derken, ölmeden öldük müdür nedir… Bu sıkıntıyı yaşıyorum, yaşıyoruz … Eğer ömrümüz varsa bu kabusu kaç yılda yenebiliriz bilmiyorum. Kimse bilmiyor.
Toplumun yeni bir heyecana ihtiyacı var. Saçma sapan bir darbe söylentisi, siyasi oluşumlar, devletler arası siyasi krizler, ekonomik söylemler… Şu an bizi geriyor daha da! Bizim bunları konuşmaya, germeye, gerilmeye ihtiyacımız yok. Negatif söylemler ve suçlamalar, kusur bulma ve ayıplamalar eskiden var olan şeylerdi. Ama artık bunların hoşgörüsü yok ve konuşulması gereksiz. Bizi hayata bağlayacak güzel şeylere ihtiyacımız var. Yarın olursa neleri yapabiliriz diye hayal kurma ve umut verileri yeniden canlanmalı.
Şu bir gerçek ki, normal yaşama dönmek de çok zor olacak. Normal yaşamdan anladığımız eski parametreler bohçadan dökülmeyecek. Onlar derin dondurucudan çözülürken, şekil değiştirecek ve tadı doğallığını yitirmiş gıda gibi tadılacak…
Artık sanal bir yaşam uygulanabilir mi pratik ettik. Uzaktan evde çalışmak, uzaktan öğrencilere ders vermek ve okullarını geçtiklerini söylemek… Çocuklar zaten topraktan kopmuş şehirlerde büyürken, canlı ortamdan uzak alıştığımız cümbüşlü ve canlı paylaşımlarına tanık olmaksızın eğitilecekler, en azından bu denendi… İnsanlar yüz yüze olmayınca, paylaşmayınca bu nasıl bir tad verir bizlere ki.. İşte hayattan gereği ve eskisi gibi tat almadığı şu anları yaşıyorum.
Penceremde kuş sesi… Asumanda ay tutulması… Hafif bir esinti… Hayat var diyor dışarıda, bizde de olmalı değil mi? Derin bir nefes alıyorum ve yazıma burada nokta koyuyorum. Her şey eskisi gibi olmayacak ama ona benzesin biraz hiç olmazsa. Hayırlı geceler diliyorum.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Hayırlı akşamlar ağabeyim.
Evet, eskisi gibi olmayacağı aşikar lakin toplumun her kesmi bu düşüncede de değiil.
Haberlerde mevcut görüntüler ve sokaklar...
Tedbiri de elden bırakmadan temkinli ve de.
Biraz sıra dışı bir zaman dilimi yaşadık yeter ki can kaybı olmasın ve vaka sayısız sonlansın.
Gerçekçi bir bakış açısı idi.
Yüreğinize sağlık ağabeyim
Selam ve dua ile