- 656 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÇÜYÜ KAÇIRMAK
“yiyip içmekte veya davranışlarda aşırı gitmek” Tdk
“Ölçüyü kaçırmak” Türkçe bir deyimdir. Dilimiz; atasözleri gibi, deyimler bakımından da çok zengin bir dildir.
Deyim; Gerçek anlamından farklı anlamları olan, duygu, düşünce ve durum anlatan kalıplaşmış sözcüklerdir, dedikten sonra, konumuza dönelim.
Evren bir ölçü içinde sürekli hareket halindedir. Evren içinde mavi bir nokta olan dünya da bir ölçü içinde dönmektedir.
Doğa bir ölçü içinde devinmekte. Bu devinim sürecinde her gün sayısız ölümlere, sayısız doğumlara tanıklık etmektedir ve ölümlerle eskiyen ve eksilen ne varsa, doğumlarla, kendini yenilemektedir. Doğada hiçbir şey yoktan var olmayacağı gibi hiçbir şey de yok olmaz.
Ölüm, İnsan dâhil hiçbir varlık için yok oluş değil, bir değişim ve dönüşümdür. Bunların hepsi bir ölçü içinde olmaktadır.
Ne var ki insan, aklına eseni yapan tek canlıdır. O yüzden ölçüyü kaçırmak, insana özgü bir davranış biçimidir.
Rivayet edilir ki: Bir yolcu atıyla yol alırken bir köye rastlar. Bu köyde mola vermek için atını yedekler, yürüyerek bir kapıyı çalar. Kapıyı açan hane sahibine, selam verir. “Tanrı misafiri kabul eder misiniz” der? Hane sahibi sevinçle evin hanımına seslenir. “Misafirimiz var, eve götür! Ben de geliyorum” der. Atın yularını alır, kendi hayvanlarının yanına götürür, koşumlarını da aldıktan sonra suyunu yemini verir.
Evde sevinçli, bir telaş başlar. Sevinç misafir geldiği için, telaş ise misafiri ağırlamak içindir. Evde olanları düşünürler, eksikleri komşulardan tamamlayarak, misafire adeta ziyafet çekerler.
Misafir çok memnun ve rahat… Misafirliği uzatır.
Hane sahibinin geleneğinde, misafiri kovmak olmadığından, davranışlarıyla misafirden kurtulmak isterler. Bunu anlayan misafir, geldiğinin haftasında atını eğerler. Heybesini hazırlar.
Hane sahibi memnun, kapıya gelip yolcu etmeyi düşünür. Kibarlık olsun diye de dilinin ucuyla, “Kalsaydınız” der.
Misafir: “Atımı nereye bağlayayım” der.
Hane sahibi dilini gösterir, “Aha, buraya bağla!”
Bu olayda misafir, misafirlikte ölçüyü kaçırmış, hane sahibine yük olmuştur.
Belki de bunun gibi sebeplerden, “Misafirin hayırlısı geç gelip, er gidenidir.” Sözü dilimize yerleşmiştir.
Filozoflar erdemi tanımlarken; bilgelik, yiğitlik, doğruluk ve ölçülülükten söz ederler. "Erdemli insanın, eylemleri, duyguları ölçülüdür." Öyle ise, "ölçülü olmak erdemdir" derler.
Montaigne (1533- 1592 Fransa, yazar) “Son sınırına varan hazda inlemeye, sızlanmaya varan bir durum vardır. İnsan can çekişir gibi olur ve bu durumu en acı sözlerle ifade eder. Bitmek, yanmak, bayılmak, ölmek gibi.” derken, Seneca’nın aşağıdaki sözünü işaret eder.
Seneca (MÖ 4- MS 65 Roma, filozof) ise: “Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.”
Gülerken ölçüyü kaçırdığınızda, gözlerinizden yaş gelmeye başlar ve gülmeniz hıçkırığa dönüşür.
Çocuğunuza sevginizi gösterirken ölçüyü kaçırırsanız, çocuğu şımartırsınız. Bir süre sonrada çocuğu denetleyemez olursunuz.
Erkek olarak, bir kadını ya da kadın olarak, bir erkeği tutkuyla sevip, sevmekte ölçüyü kaçırırsanız, gözünüz kör, kulağınız sağır, bir mecnun olursunuz.
Yemek yerken, dost edinirken, dostlarınızla içki içerken, para harcarken, kredi kartı kullanırken, konuşurken, birisini eleştirirken, daha çok şey sayılabilir. Ölçüyü kaçırmamalısınız.
İmam Buhari (810- 870, İran, Buhara, Fars kökenli İslam, Hadis yorumcusu); “İfrat ve tefritten uzak durun” diyerek, bu konuda İslami anlayışı da özetlemiştir.(ifrat, cömertlikse, tefrit de cimriliktir ya da İfrat cesaret ise, tefrit de korkaklıktır vs.) Yani; ‘İfrat’, aşırı gitmekse, ‘tefrit’, geride kalmaktır’ diyerek, iki sözcüğe açıklık getireyim.
Ölçüyü kaçırmak, kapana düşmek gibidir. Ölçüyü kaçıran kişinin kaçacak yeri kalmaz. Bedelini kendisi öder. Başkaları değil! Bu bedel, en hafifinden ayıplanmak ya da soyutlanmaktır.
Yazımı şöyle sonlandırmak istiyorum.
Yaşamın hangi alanın da olursa olsun; davranışlarınızı ve duygularınızı denetlemek, ölçülü olmak durumundasınız. Akıl sağlığı yerinde olanın bunu yapması beklenir.. Hangi alanda ölçüyü kaçırıyorsanız o alanda zaafınız var demektir. Unutmayınız ki:
“İnsan, kirlerinden arındığı kadar temiz, zaaflarından arındığı kadar insandır.”
--------------------------------------------------- Tahir Eker 1.6.2020
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.