- 1032 Okunma
- 5 Yorum
- 2 Beğeni
DÜŞ...
Yenik bir düş’ün muadilidir her şiir ve enkazını aldığım dünün defteri kebirde saklı kaydıdır her gülüş.
Sırıtan iltimaslı sihirlere yer yok benim kitabımda nasıl ki ben de yoksam iblisin tiradında.
Kepaze eden aşk mevsimine istirhamım:
Hep mi düşer insan aşka ve düştüğü her müşkülde hep mi çınlatır kulaklarını o meşgule veren sesinde yalnızlığın hep mi girdaptır yollar ve devasa çukurlar elbet kıyametin de habercisi içine düştüğümüz bu kâbusta yarına çıkmanın da muadilidir şiirler ve beynamaz fıkralarda tezahür eden gülüşme sesleri ve seviştir yaratılan izdiham oysaki uymamız gereken kurallar ve defalarca zuhur eden uyarılar:
Sosyal mesafenin sınırları saklı mı peki satırlarda?
Hep mi yaslı insanlık hep mi cefakâr bunca mazlum ve elimin tersiyle ittiğim bahtım ve yapılan tahta törenle çıkıp bahtımı karalayan hep de yalancı yıllar ve yokuşlar.
Sözcük ırkında neye denk düşüyorsam ve rugan ayakkabılarımın parlaklığından gözlerimi alamazken…
Hala çocuğum.
Hala yetim.
Yetilerimin yarattığı izdiham ve nevrotik yabancıların istila ettiği mermer mezar başlıkları oysaki sokağa çıkma kısıtlamasında yer bulmadı hayaletler ve ipini koparan attı kendini mezarlığa.
Tabular yıkıldı bir kere daha.
Oysaki mahremiyetin ve masumiyetin tapusu çoktan üzerimdeydi ve meleklerin nezdinde yalnızlığımı mütemadiyen kolaçan ettim ve aşırdığım düş kırıntılardan güfteler yazdım ve mimoza kokularına hasret geçirdiğim sefil baharla reşit bir acıyı da nüfusuma geçirdim.
Başa aldığım.
Boşa aldığım.
Boşaltım sistemi madem devre dışıydı tabiatın kuşlar da nasiplendi bu bozuk düzenden ve kaldırımları mesken tuttular gökse artık benim inhisarımdaydı ve uçmaya dair kanatlarımı biledim kalemle ve törpüledim tüm hatalarımı derken çatık kaşlı sitemler düş bulvarındaki gezintimi mimledi ve imlerin daldığı derin tevekkülde gördüm ki bana sahip çıkan sadece İlahi Güç.
Düş retinalarında uzağı göremeyen dış ses.
Gerçekler haritasında işaretlediğim yer gök.
Ufkuma sahip çıkacaktım madem matemle sözlendim bir ömür ve devasa bulutlara adımı yazdım az sonra boşalacak olsa da haznesi dualarımla kazıdım ismimi bu sefer yere göğe.
Latif mevsim.
Delişmen rüzgâr.
El-Fatiha.
Aşkın her dem kıyama durduğu sözcüklerin ise köprüler kurduğu…
Gemileri yaktığım bir ömür ve gemici fenerimle düşüp de yola azığa aldığım gönlüm.
Kesif bir sessizliğin de hâkimi iken sus pus benliğim dualarımdır açık ara farkla acılarımı kabullendiğim ve içselleştirdiğim ve vakit daha varken varmalıyım menzile ve yeni düşler kurup hayatımı biçimlendirmeliyim yeniden gerçi tekil varlığımla bir çoğul denkleme denk düşeceğim ama…
Sükûnetin mimarıdır kalemim ve kelamın kefil olduğu sırlarım belki de çatlayan tomurcuklar ve akan çatısında ömrün en sefil yağmura teslim olmanın da güzelliğidir hani düşlerimi bölüştüğüm.
Bir ikramsa.
Bir idam sehpasına tez elden çıkmalıyım.
Buyur edildiğim kadar da kapı dışarı edildiğim hangi özlemin sancısı olduğumu bilmeden sıvazlıyorum sırtını bilinmezin ve tüm nifak tohumlarını es geçiyorum yeteri kadar uyumsuz olmanın nezdinde net bir tahlildir içime geçenleri neşrettiğim satırlar ve daha binlerce cümle istifli yüreğimde güne damgasını vuran hangi acıysa varsın sefil yüreğimle bir kez daha sahipleneyim kaderin sunumunu.
Bir düşü milat edinirim peşinen ve düşerim de yollara düşkün değil düşman olanların hasedine dahi merhamet ekler ve ekmeğimi pay ederim her ne hikmetse içime doğan güneşi de uyutur ve sallandırırım gecenin rahmine…
Bir ikaz ışığı ise göğün siyahı.
Bir hidayetse kıyama duran yüreğin intiharı…
Düş pazarında o kesif sessizlik ve gerçekleri bilediğim ve aşkı rahmet bildiğim yetmedi İlahi Işığının gizini yürekte saklı tuttuğum…
Sırlarım varsa veririm de dosta.
Aşk bir hümayun ise daha çok severim.
Eşiğinde yüreğin.
Eşiğinde evrenin.
Eşkâlimi çizerim hece hece ve aşkın meali ile doldururum yüreğimi.
Göğe attığım her çentiğe bir yıldız sunar Rabbim ve acıma karşılık dua biçerim İlahi Aşkı içerim ve patavatsızca da severim önüme geleni.
Kulağa hoş gelen her söze de kanarım ve anarım rahmeti yetmedi kalp gözümle açarım içini duyduğumun ve görürüm de niyeti.
Sezilerimden çıktım yola yine.
Sevip de sevilmeye ne hacet dedim bir kere…
Bir kereliğine değil ömürlük sevdim madem ve matemi de ördüm mü sevginin heceleriyle…
Bir örüntü ise muğlak düşler.
Bir görüntü ise yüreğin asılı kaldığı.
Kambersiz düğün nasıl ki akla zarar sözcüklerden de asla gelmez zarar.
Kınında ömrün şadırvan düşler ve Merkez Efendiyi anıp da merkez bildiğim aşka doyamadığım katıksız saf duygularımla uzadığım kadar tepeye uzandığım da aşkın rahlesine kıyamet öncesi yaşadığım nice m/eziyet ve güne dokunup da geceye ermek midir yoksa hedef…
Kürediğim her düşte saklıyım.
Her düşte atılan düşeş kadar varlığına duacıyım sevginin ve meşrebi iken özlem kimi zaman çaresizlik yalnızlık kim bilir neye delalet?
Bir sözcük doğarken ölen gün ışığı.
Gün ışığı doğarken kandığım gecenin ayazı.
Buz tutan değil yürek tutan ellerde eşref saati şiirlerin ve anlam olmaya da yolculuk anlamsızlığın kabrine ırak bir düşte yolculuğum.
Bir mizansen isem gizimle…
Şatafatlı yalnızlığın huzmelerinde esiri olsam da evrenin.
Eseri ise bitmeyen sevgime eşlik eden devasa özlemim ve çaresizliğim.
Kubbede saklı sırlarda saklı özlemimde saklı bir sefalet ve her nasılsa sefasını sürmek özlemin ve nice şiire gebe gecenin de reşit olmaksa niyeti.
Çocuk kaldığım.
Büyümeye vakıf bir rüzgârda savrulduğum
Avuttuğum yüreğimi sakladığım kabrim ve dolunaya hürmeten geceyi de katıksız zimmetime geçirirken…
Israrla g/ördüğüm her düş ve şiir meclisine sunduğum fermanım bir yolculukta saklı yârim bir de yarım kalan ömrüm belki de kifayetsizlikler zincirinde kabulümdür yoldan çıkmamak adına bana eşlik eden daimi hüznüm.
Yorgun sözcükler mezarlığında yormadan ve yordadığım her gerçekte saklı tutulası değerlerin de yüzü suyu hürmetine…
Sevgisiz geçen güne ömür mü biçilir ve bir yaş daha almanın verdiği hüzünle yasımı da muadili bildim şiirlerin.
YORUMLAR
Geceye seni söyledim bu gün
Dağıttı saçlarını
Sana benzemek için
Özlem duvarları patladı
Ve yıldızlar
Sevginle çağ atladı
Milyon defa yazdım ismini
Papatyalar bile öğrendi adını
Mutluluk senden aldı muradını
Senin için bin uçurtma uçurdum bu gün
Güzel yazına gelsin,,doğum günün kutlu olsun,,
saygılar sevgiler selamlar dost kalem
Gülüm Çamlısoy
eksik olma kıymetli dostum.
sonsuz selam ve iyi dileklerimle
Bazı
Pınarlar vardır
Bazı kalplere adanmıştır
Sanatın büyüklüğü
Kalplerde sınanmıştır
Ve şair
Dünyanın anahtarı
Senin elinde
İmkansız sınırları
Göz ışığın zorlamıştır
Ne olur
Diz çöktür yine rüzgarlara
Hiç görmediğim çiçekler
Seni özlemiştir,,
Harika eserine hediyemdir dost kalem
GÜNAYDIN
Gülüm Çamlısoy
çok çok teşekkür ediyorum
sonsuz selamlarımla
Eşkâlimi çizerim hece hece ve aşkın meali ile doldururum yüreğimi.
Göğe attığım her çentiğe bir yıldız sunar Rabbim ve acıma karşılık dua biçerim İlahi Aşkı içerim ve patavatsızca da severim önüme geleni.
Her düşte atılan düşeş kadar varlığına duacıyım sevginin ve meşrebi iken özlem kimi zaman çaresizlik yalnızlık kim bilir neye delalet?
Avuttuğum yüreğimi sakladığım kabrim ve dolunaya hürmeten geceyi de katıksız zimmetime geçirirken…
Her harfin bir yıldız değerinde,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Herşey güzel gönlünce olsun şairim
Saygılar sevgiler selamlar
Gülüm Çamlısoy
Amin
Çok çok sağ ol dost şairim.
Herkesin gönlünce olsun her şey.
Selam olsun
Şiirler doğuracak cümleler var yazınızın içinde. Öyle nazlı nazlı salınıyor yine sözcükleriniz. Ama ben en çok şurayı sevdim;
“ Sözcük ırkında neye denk düşüyorsam ve rugan ayakkabılarımın parlaklığından gözlerimi alamazken…
Hala çocuğum.”
İzninizle, kendime aldım burayı:)
Tebrikler çokça ve sevgiler tüm içtenliğimle...
Gülüm Çamlısoy
Çok mutlu oldum güzel varlığınızla.
Elbette elbette seve seve üstelik.
Teşekkür ederim tüm yüreğimle.
Sevgilerimle gönül bahçenize...
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ediyorum.
Selam ve dua ile değerli ağabeyim.
Ömrünüz çok olsun.