- 314 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
EFENDİMİZİ TANIMAK VE GENÇLERE TANITMAK
EFENDİMİZİ TANIMAK VE GENÇLERE TANITMAK
Biz meselelerimizde Efendimiz (s.a.v.)’den uzaklaştık
ve kendimize başka yoldaşlar, başka önderler, başka kılavuzlar,
başka örnekler aramaya başladık. Aslında bir
membadan uzaklaştığımız müddetçe o membaın temizliğinden
şüphe edilmeye başlar.
Köylerde yaşayanlar bilir. Dağın başından ufak bir
su çıkar ona göze derler. Gözeden içilen suyun tadı ile
alttaki çeşmelere gelen suyun tadı mutlaka ve mutlaka
çok farklıdır. Arada insanların bu suya katacakları ya da
tabiatın bu suya getirdiği bir takım pislikler ve tatsızlıklar
olabilir. Biz her meselemizde Efendimiz (s.a.v.)’in bu
konudaki tavrını, bu konudaki görüşünü, bu konudaki
uygulayışını öğrenmemiz gerekiyor.
Burada öğrenmekten kastımız sadece bilgi almak,
bilgilenmek değil. Bu tavrı hayatımızda da yerine getirmek,
Efendimiz nasıl bir tavır göstermişse bu tavrı da
aynı şekilde göstermeye gayret etmek demektir.
Peki, bunun yolu nedir? Bunun yolu gerçekten bizim
Efendimiz (s.a.v.)’i anlatan güzel eserlere, kaynak eserlere
başvurmamızdır. Bunları okumamız ve bunlarla
ilgili araştırma yapmamızdır. Bunların içerisinde tahrif
edilmiş, , doğruluğu teyit edilmemiş bilgiler olabilir.
Gayet normaldir. Bu kasıtlı da yapılmış olabilir. Bu da
doğrudur. Ama bizim ezelden beri cumhur ulemanın
tasvip ettiği, yazdığı ana kaynak eserlerden bunları öğrenmemiz
gerekiyor.
Mesela bu konudaki müracaat edilecek yer Kütüb-i
Sitte (Buhari, Müslim, Nesai, Tirmizi, Ebu Davud ve İbn
Mace’nin en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan kitabı).
Burada bir hadisle alakalı okuma yaptığımızda, hemen
altında bu konunun nüzulü ile alakalı, bu konunun ortaya
konulması ile alakalı tavır, nasıl bir olay gerçekleşmişse
bize anlatılıyor. Bizim ölçümüz akıl, Efendimiz
(s.a.v.)’in ahlakı ve Kur’an’daki ahkâmı olmalıdır. Bu
üçlüyü yani aklımızı, ahlakı ve kuranın ahkâmını önümüze
alırsak meseleler hakkında yorum yapmamız ve
bu yaptığımız yorumları hayata geçirmemiz çok daha
kolay, çok daha doğru olur.
Bugün bazı yaklaşımlar Kur’an’ı Peygamberden,
Peygamberi Kur’an’dan ayırmaya çalışan bir takım söylemler
ortaya koyuyorlar. Bunun kadar yanlış bir tavır
olamaz. Peygambersiz bir Kur’an, Kur’an’sız bir Peygamber
düşünmek mümkün değildir. Efendimiz (s.a.v.)
yürüyen, oturan, konuşan, yiyen bir beşerdi. Ama O
Kur’an’dı, o yüzden bizim meselelerimize bu cihetten
bakmamız lazım.
Peygamberi çok iyi tanımamız lazım. Onunla ilgili
yazılmış eserleri dikkatli bir şekilde inceleyerek, irdeleyerek,
yeri geldiğinde araştırarak okumamız lazım.
Aldığımız her türlü bilgiyi evet bu Peygamberindir
deyip hemen cebimize koymamamız lazım. O yüzden
bu konuda yazılmış çok ciddi çok güzel kaynak eserler
mevcuttur. Bu eserlerden mutlaka faydalanmamız gerekiyor.
Her aldığımız bilgiyi de mutlaka diğer eserlerle
teyit etmemiz gerekiyor. Ve bu aldığımız bilgilerle hayatımıza
yön vermemiz lazım.
Sadettin TURHAN
"Efendime" kitabımızdan alıntıdır.