- 1130 Okunma
- 5 Yorum
- 10 Beğeni
SORGULAMAYI UNUTMUŞKEN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kuruyan mürekkebin rotasında yol alırken hayaller ,
Dimağın en ücra köşesinde yaşananları perdeler..
Hayat olanca açıklığı ile her gün biraz daha serpilirken, unutulmaya yüz tutan mutlulukların, saçları ağartan bağırışları susmuyordu. Biliyorum çaresizliğin hamallığı her gün biraz daha eskitirken ceketleri ,sevgi sadakatin ilmeğinde düzenli zikzaklar çizmeliydi. Kilidin üzerindeki anahtar gibi olmalıydı sevgiler öyle açık öyle korumasızca ..Ne gören gözler ayıplamalıydı parlayan anahtarı ne de dokunan eller sahipsiz bilmeliydi. Göremediler oysa karşılarında asılıydı nakış nakış işlenen güven panosu… Her gün biraz daha güce meydan okuyarak güçlenen güvensizlik ağı, yeşermeye vakit bulamadan kuruyan sevgileri tek tokatta yere sererek katil kimliği ile kanatıyordu..
İklimler söz vermişti değişmeye, tıpkı yeşile kirpiklenen toprak gibi. Oysa insanlık değişmeyi bir utanç saydı. Dibini aydınlatamayan bir mum kadar aciz olan insanlık, günden güne eriyordu.. İster söğütten, ister ince belli bir ağacın dalından yeter ki belleri büken bir küfe olmalıydı. Yokuş çıkarken, alınlarından damlayıp yeri öpen o mücadelenin terleri dile gelseydi, masumiyetin utandığı insanlıktan davacı olurdu. Bilmiyordu ki insanlık çoktan yargılanmıştı.. Sessizliğin buz gibi soğuğunu şerbet bilip içen masum hamallardı, yargının yoklamada yok yazdığı o kimseler…
Siyahın beyazı karartmaya yeminli tavrı neticesinde, bir el fenerinin aydınlattığı son noktada bekleyen hamallar " bundan sonra karanlık bizim yakarışımız ile aydınlanacak" diyerek bir adımla karanlığa gömüldüler..
ZEYNEP SENA DOĞANTEKİN
YORUMLAR
Kutlarım seni.Yüreğine sağlık...
Karanlığı aydınlatan bu yakarışa hayran kalmamak elde değil. Çaresizliğin hamallığıyla eskiyen ceketleri sevginin ilmeği ile onarabiliriz. Gönlüne sağlık.
Evet haklısın insanlık değişmeyi bir utanç saydı. Yine çok çok güzel emeğine kalbine ve kalemine sağlık...