- 594 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CAN OĞUL-İSMAİL GÖKTUĞ-4
2001 yılında Balıkesir’e tekrar tayinimiz çıktı.Büyük bir neşeyle geldik.Bıraktığımız dostlarımız ve insanlar coşkuyla karşıladı bizi..Sen kazandığın Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi’ne başladın..Ben çalışma arkadaşlarıma sen de bıraktığın İlkokul arkadaşlarına kavuşmuştun..Sevinçliydin..Hayatının en hareketli,en anlamlı günlerinin orada geçtiğine inanıyorum..
Arkadaşların bilgi ve eğitim olarak senden ileri gittikleri için çok çalışman gerekti.Okul,dersane,özel dersler canını çıkarsa da onları yakaladın..Artık üniversite imtihanına hazırdın...
Sayılı gün çabuk biter ..Ve bitti.. 2002 yılında İTÜ Gemi Makine Mühendisliğini tercih ettin..Annen ve ben çok istemesekte kararına saygı gösterdik..Sen üniversite hayatına başladın..
Sömestir tatiline gelince,en çok ölümler ondan oluyor diye Apendiksini aldırmak istedin..Güldüm,çünki ölüm herşeyde vardı;kalpte,midede,barsakta,beyinde...Hangisini alacaktık..
Aynı yıl Mart ayı gibi okulu bırakmak istediğini söyledi annen..Aslında bu meslek senin ruhuna aykırıydı.Fakat sen denemek istemiştin.".İnsan eşini ve işini sevmeli "felsefesi gereği isteğini kabul ettik ve Balıkesir’e döndün..
Tekrar imtihan hazırlığı,tekrar dersane derken 2004 yılında Marmara işletme Fakültesine girdin..İstanbul Bahçelievler’de okumaya başladın...Artık tamamıyla İstanbul’lu olmuştun..
Sen oradayken hep merak ediyorduk;nasılsın,ne yapıyorsun,huzurun ve çalışmaların nasıldı ?Sık sık telefonla görüşmemize rağmen merakımız devam ediyordu..
Sonra sıkıntı çekme diye annen Palio aldı.Güzel ve sevimli bir arabaydı...O araba senin ilk arabandı..Çok arkadaşlık etti sana..Gerçi daha önce kullandığın bir aracın daha vardı;annenin aracı..Kaza yapınca ondan ayrılmak zorunda kaldın.Kaza olunca seni Askeri Hastaneye götürmüşler..Aradın ,belin çok ağrıyordu..Büyük bir endişe ve korku içinde hastaneye koştum..Bel yada boyunda kırık varmıydı?Felçlik başka birşey varmıydı?Beynimde fırtınalar uçuşurken,yüreğim çıldırmışken seni gördüm,bakışların canlıydı.Ayaklarını oynat dediğimde parmaklarının oynadığını görünce yüreğime su serpildi.Kafanı da çarpmıştın.Devlet hastanesine geçtik.Tomoların çekildi.Onlarda temiz çıkınca fırtınalarım bitti,rahatladım...Burnunun üstündeki kesiler,çizikler umurumda değildi..O ana kadar yaşadıklarım ömrümden ömür koparmıştı..Allah seni bize bağışlamıştı...Bu ALLAH’ın ikinci bağışıydı..
Can,can verdiğindir
Can ,canını vereceğindir..
Çocuklarımdır can...
Çocuklarım olmasaydı
Umudum olmazdı,
Onların varlığı
Mutluluk kaynağı...
Gönlümün safası....
Okurken işinin mutfağını da öğren diye Hedef Holdingte işe başladın..Ayrı bir tecrübe kazanırsın diye düşündük..Çalıştın,yoruldun..Bazı tecrübeler kazandın..Bakırköy,Bahçelievler derken Beşiktaş,Sarıyer’e atladın..Genelde huzurlu ,başarılı olsanda sıkıntılarının da olduğunu biliyordum...Bakış açın biraz daha farklılaşmıştı...
Sonra okul bitti.Askerlik için Mamak Muhabere Okulu çıkmıştı..Bebekken gittiğin okul eğitim yerin olmuştu..Acemi eğitimin bitince Piyade alayına geçtin..Mamak’tan ayrılmamıştın yine..Albay oğlu olduğunu söylemeden kendi kimliğin ve kişiliğinle askerlik görevini bitirdin..
Askerlik sonrası Balıkesir’e döndün.İstanbul yorucuydu istemedin..Benzinlikte buldun kendini..Pek hayat hakkı vermek istemediler,ayrı bir mücadelenin içine girdin..Hertürlü sıkıntıyı,darlığı,insanların hilesini,üçkağıdını gördün..Beraber yürüdün,yalnız kaldın..Tecrüben on kat daha arttı..
Ardından sanayi hayatı..Orası fırtınalıydı.Alışmadığın bir hayat vardı..İnsanların hertürlü yüzünün sergilendiği bir yerdi orası...onlarla da orada tanıştın...Fırtınanın içinde kaldın..Hayat o zaman bende de farklı bir fırtına estiriyordu..
Ey oğul,yıllar hızla akmada
Mutluluk-keder elele dolaşmakta,
Hayatı zaman içinde kovaladıkça
Bilki gönlün yücedir ama yalnızlıkta...
Dur,dinlen,kendini bul birara
Bul ki yalnızda olsan çık dağ başına,
İnsandır çevren ama sığın yaradana
Bilki gönlün güzeldir ama yalnızlıkta...
Anne-baba olarak rahat bir meslek sahibi olmanı istedik.Sanayiden erken çıkamıyordun,zorlanıyordun..Tek başına kavganın içindeydin..çok bölüşemiyordun..Hedefe tek başına yürüyordun..Zaman zaman anne-baba olarak tecrübelerimizi aktarsakta senin ortamınla bizim tecrübelerimiz örtüşmüyordu..Yine yalnız kalıyordun..Hayat bazen acımıyordu..İnsanı ateşte pişiriyordu..
Bunların içinde evlendin.Evlilikte hem güzellikleri hem ızdırapları yaşadın..Derken boşandın..Bazen kendini,bazen eşini,belki anneni,babanı suçladın amao ateşte pişen hatta yanan sen oldun..
Anne-baba olarak ne kadar o ateşten alsakta sen kavruluyordun.Senin mutsuzluğun bizleri de kavuruyordu..Belki ben girdim ben çıkayım istedin..Öyle düşündüysen sıkıntını artırmışsındır..Birlik ,beraberlik olmadan başarı ve huzur olamaz çünki...Anne-baba olmak zordur ..Belkide evlat olmak daha zordur..
Evlat;
Yarınlara açılan penceredir
Sonsuzluğa uzanan ümittir
Doyumsuz ebedi sevgidir..
Evlat;
Fırtınalı denizde güvenli koydur
Çöl ortasında kanılmayan sudur
Geleceği geleceğe ekleyen soydur....
Evlat;
Siyah bulutlar sonrası güneştir,
Eşten sonra gelen eştir,
Yalnızlığı dağıtan ulvi bir sestir..
.......
Öyledir, evlat herşeydir..O neyse anne-baba odur..Kendisi bir birey olsada.Ayrı dünyası,ayrı hayatı olsada..
Ya oğul yıllar güçlendirdi seni..Şimdi düzgün ve düzenli yürüyorsun..İnanıyorumki yaşadıkların büyük bir tecrübe oldu..
Öğrendik ki en güçlü bağ aile bağıdır...Kan bağıdır...Orada saygı ve sevgi vardır.Kader birliği vardır..Fedakarlık vardır..Bunlar çıkarsızdır...Karşılıksızdır...yarına ümitle bakıyorum çünki siz varsınız...1985 den beri sen varsın...Yolun bahtın açık olsun güzel yürekli oğul,,Can oğul..