Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
Aliustaoğlu
Aliustaoğlu
@aliustaoglu

Darbecilik Geleneği

11 Mayıs 2020 Pazartesi
Yorum

Darbecilik Geleneği

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

473

Okunma

Darbecilik Geleneği

Darbecilik Geleneği

DARBECİLİK GELENEĞİ
Son günlerde darbe konusunda bir kısım siyasetçilerin açıklamalarına şahit olduk. Bu açıklamalar beraberinde çok yönlü tartışmaları getirdi. Özellikle bir parti mensupları tarafından dillendirilen bu tür söylemler dış destekli bir planı mı ima etmektedir? Yoksa Özel, Özkoç ve Kaftancıoğlu’nun darbe yapma kapasite ve imkanı olmadığını düşünüp sözlerini hiç önemsememek mi gerekir? Bu gibi sorulara verilen cevaplar maalesef ideolojik bakış açılarının neticesi olmaktadır. Şimdi desek ki Türkiye ile ilgili beklenti veya istekleri gerçekleşmeyen siyonistler bu işin içindedir. Yerli iş birlikçileriyle ülkemizi bir iç savaşa sürüklemek istiyorlar. Hemen denilecek ki “Yandaşsın” Malum “yandaş medya” deyip duruyorlar. Bunu diyenlerin çoğu aslında terör örgütlerine yandaşlar.
Toplumda darbe hakkında iyi şeyler düşünene pek rastlanmaz.. Darbeler namert ve yalaka tabiatlılardan başka kimseye yaramamıştır. Ülkemizin ekonomi ve özgürlükler başta olmak üzere birçok alanda geri gitmesine sebep olmuştur. Bunda çok kimse görüş birliği içinde olup bazıları darbeye karşı olmasa bile sureta haktan görünme ihyacı duymaktadır. Esasında sevmediğimiz siyasetçilere karşı da darbeye karşı olmamızı gerektiren birçok neden bulunabilir.
Darbe kelimesi Kenan Evren karşısında hazır ol vaziyeti almış profesörlerin fotoğrafını hatırlatıyor. Milletimizin siyasi iradesiyle birlikte parlamentoyu, yasalarını kenara atarak geçersiz kılan bir kişi bütün sistemi yeniden yapılandırdı. Arkasında ABD’nin olduğu sonradan anlaşıldı. Yine Evren’in şu sözlerini ibretle dinlemiştik:
"Adaletli olsun diye bir sağdan, bir soldan astık." 12 Eylül döneminde 650 bin kişi gözaltına alınmış ve bazılarına işkenceler yapılmıştı.
Bütün bunları bilmeyen yoktur.Fakat darbeden çıkar umanlar olduğu sürece darbe heveslileri de olacak, bu tartışmalar bitmeyecektir. Şartlar değişmiş ve darbecilerin işi zorlamış olsa bile bizler darbecilik geleneği olan bir ülkede yaşıyoruz. Aslında yargı değerlendirmesini yapacak, kararını verecektir.
Demokrasiyi benimsemiş toplumlarda darbe heveslileri böyle ikide bir sesini yükseltebilirler mi? Tabi ki buna cesaret edemezler.


Darbe imalarıyla ilgili basında çıkan haberlerden bir kısmı :
" Özgür Özel, (Saray rejiminin, Saray düzeninin sonu geliyor. O son, Atatürk’ün kemiklerini sızlatacak bütün bu atamaların, bütün bu liyakatsizliklerin sonunu getirecek) dedi." (1)
Ragıp Zarakolu :" RTE, 2010 yılında, 1 Mayıs’ın 1980 sonrası en kitlesel kutlanmasına izin verdi. Çünkü hâlâ liberalliğe oynamaktaydı.1960 yılında Menderes’in 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı ilk kutlayan başbakan olması gibi.Ya da Batının desteği kesilince, Sovyetlere yönelmeğe kalkması gibi. Ama bütün bunlar için çok geçti artık..RTE’de bir Menderes travması vardı. Demirel gibi kısmen. Menderes olmamak için Demirel’in atmadığı takla, kurmadığı ittifak kalmamıştı.(2)
“ Kaftancıoğlu katıldığı yayında,"Şöyle bir gerçeklik var ki…. önümüzdeki seçimde bir erken seçimle veya başka bir şekilde bu ülkenin, gerçekten halkın artık gözü açıldı. Şöyle söyleyeyim bir iktidar değişikliğine hatta ben size daha ileri bir şey söyleyeyim iktidar değişikliği değil bir sistem değişikliğine gidişatı görüyorum “ (3)
_________________________________
(1) Sozcu.com.tr _30.04.2020
(2) Evrensel_5 Mayıs 2020
(3) Haber 7_ 7.5.2020

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Darbecilik geleneği Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Darbecilik geleneği yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Darbecilik Geleneği yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.