Türkiye Cumhuriyeti
Merhaba, ben Ahmet. Ben bir Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım. Benim de gördüklerim, duyduklarım, hissettiklerim var. Aslına bakarsanız öyle bir yer düşünün ki orada çalışma olsun, emeğinin karşılığını bir düzen içerisinde sana sunsunlar. En kutsal, en onurlu şey. Saygı duyduğum, özendiğim ve benim de bir parçası olmaya çalıştığım şey. Buraya kadar herşey doğru ve güzel. Peki saygı veya sevgi. O yok. Milyonda bir. Neden? Prim yapmıyor. Öylesi bir yerde nefes almaya çalışmak mantıksız, nafile. Nefes alamazsın? Hayat zorlaşır, kefenini giyersin ve üstünü örten toprağın ağırlığını çekersin. Neden? Zorunda mıyım? Hayır değilim, kesinlikle değilim. Bunu ne eğitim, ne kültür, ne aile sağlayabiliyor. Nasıl? Burası dağ başı mı? Ahır mı? Bunun bir mentalite olduğunu da kabul etmiyorum. İnsanlar yüzleşmekten kaçıyor. Başkasına özveri istemiyor. Zor geliyor. Bakıyor herkes öyle, devam ediyor. Korkmuyor. Bu, ne yazık ki, bütün memleketi bir kanser mikrobu misali kaplamış. İyi olmaya çalışan insanların önünde öyle aşılamaz engeller var ki. Yaşadım, biliyorum.
Canımın içi. Şu kısa ömrünü ziyan etme. Gel sev, say. Herkesin haklı olabileceğini aklından çıkarma. Tek el olarak kalma. Sesin olsun. İyilik kazansın ve kehanetler yerini bulsun. Bir insan gördüğünde resmettiğin virane olmasın. Renklendir onu. Hayatın mucizelerine kalbimizi açalım. Kalbini asma, bırak atsın. Kurtuluşun burada, hemen yanı başında! Geç kalma, kaçırma!
Ne zaman gelişecek ülkemiz,
*İletişimde ilerlediği, kendini ifade edebildiği ve sorunları konuşabildiği zaman.
*Eğitimde geliştiği, donanımlı insan yetiştirdiği zaman.
*İlgi alanlarının çeşitlendiği, yeteneklerin yok sayılmadığı zaman.
*Karakterli bireyin öne çıktığı, ilişkilerde hilenin karışmadığı, güvenin hakim olduğu zaman.
*Vizyonu, dünya görüşü genişlediği zaman.
Aklıma gelenler
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.