- 456 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TANRILAR ÇILDIRMIŞ OLMALI !
Ağzı olan konuşuyor, gücü olan oynuyor, akıllılar katlediliyor. Ama hala bir sonuç yok. (Covid¬ -19) salgınından sonra konuşulacak çok şey var aslında! Uzmanlara göre illa aşısı bulunacak bu virüsün yoksa normale dönme şansımız yok. Aşının bulunması ise 12 ile 18 ay sürebilir. Bizler bu süreçte elek gibi korunmasız maskelerle, marketten alıp eve geldiğimiz yarısı su dolu kolonyalarla, ne olacağız? psikolojisiyle ne kadar sağlıklı yaşarız bilinmez ama! Belki dijital takip işe yarar, (covid -19)’u taşıyan insanların deri altına bir çip takılabilse ve o çip sürekli sinyal verse, ya da çok fazla bilim kurgu teorileri mi üretiyoruz kendimizce!
Normale dönmemiz için 3 ayrı senaryo!
Senaryo: 15 gün kısıtlaması “Okullar, üniversiteler, bazı işletmeler açılabilir, maske şart .’’
Senaryo: 45 gün kısıtlaması “Mobil telefondaki uygulamalar ile potansiyel enfeksiyonlar saptanabilir. Evlere kapatılan insanlar dijital gözlemleme ile izlenebilir. Yakınlarındaki insanlar da bundan haberdar edilebilir, toplu taşıma araçlarında yüzde 50 kapasite yolculuk önerilebilir, maske şart.”
Senaryo:3 ay kısıtlaması “Kapsamlı kısıtlamalar haziran sonuna kadar sürebilir, dijital gözlem alt yapısı oluşturulabilir, bağışıklık kazanmış insanlar gönüllü olarak yedek tıbbi birimlerde görev alabilir, maske şart.”
Salgını atlattık diyelim, insanlar yine korkarak dışarı çıkacaklar, ‘’Acaba bu virüs hala yaşıyor mudur?’’ Sorusunu devamlı kendilerine soracaklar. Kafayı oynatmanın eşiğine gelecek, zombi gibi yaşayacaklar.
Tanılarını doktorlardan önce kendileri koyacaklar, ufak bir ateşte“ Ben Corana Oldum” diye feryat edecekler, amaç bizleri bu hale getirmek, ölmeyen insanları da deli etmek bence!
Bence diyorum, çünkü bende kendimce komplo teorileri üretiyorum. Bir zamanlar; SARS, MERS, EMOLA vardı şimdi isminin bile bir anlamı olan, “ iyi koyar dercesine CORONA! var.”
Bu virüs ya türünün son üyesi ya da yeni başlangıçların habercisi, bu bilinmez ama ortada biyolojik bir savaş olduğu kesin.
Sözde Amerika bu virüsü Çin’e karşı üretti, ama Çin’de bu oyunun içinde, yani oyun içinde oyunlar var ama hep masum insanlar ödemiyor mu cezasını? Bu saçma sapan istihbarat savaşlarının.
ABD ve Avrupa’ da şuan virüsten en çok etkilenen ülkelerden değil mi? Amerika yapsa neden en çok ölüm sayısı Amerika’ da var? İşte bahsettiğimiz devletler değil, o devletlerdeki ‘DERİN DEVLETLER.’
Dünyayı yönetmeye çalışan Rothschilds ve Rockefeller ‘ HE -MAN ‘gibi GÜÇ BENDE ARTIK’ deyip kılıçlarını paranın gücü adına kaldırıyorlar.
Para yumakları ve oynayan kediler gibi…O para yumaklarına tav olacak yüzlerce kedi…
Ve doladıkları para ve çıkar yumağının büyüyüp kocaman olması tek arzuları… Bu para yumağı büyüdükçe kazandıkları kraliyet savaşı, daha fazla köle ve dünya benim egosu, liderlik vasfı onların bir yaşam tarzı.
Katı meyve sıkacağına insanları koyup, suyunu sıkıp içmesi gibi! Kurallara uyanlar sıkılmaktan kurtulacak uymayanlar şeftali suyu olacaktı.
Amaç dünyanın nüfusunu azaltmak ve küresel sermaye için bu savaşları acımasızca uygulamaktı. Kurdukları vakıflarda da zenginler bağış yapmak adına değil, parasını faize koyup değerlendirenler grubuna giriyorlardı. Yani ‘Ben senin vakfına para bağışlıyorum bankanı kalkındırıyorum benimde söz hakkım var’ bu vakıfta diyorlardı. Din, eğitim, bilim, kültür vs. Her yerde söz hakları vardı. Bir nevi zengin dayanışması ama amaçlar aynı kafalar farklı. Tek bir düşünceleri var o da “YOK ETMEK” kazançları daha fazla para ve köle…
19. yüzyılda çiçek açmıştı aslında bu savaşlar, çiçek hastalığı ile Kızılderili nüfusunu yok etmek için uğraşan İngilizlere ne demeli?
1970’lerden sonra insanlar üzerinde denenen aşıları, 1978 -1981 yılları arasında homoseksüellere uygulanan Hepatit B aşısı ve HIV mikrobunu hiç saymıyorum bile…
Afrika ‘da ki madenlerde HIV/AIDS mikrobuna yenildiler ya!
2000 yılından bu yana amaç biyolojik savaşı kazanmak, bilimsel kuruluşlarda daha çok patojenler üzerinde çalışmak. Hem para kazanmak hem de dünyada kimin yaşayacağına, kimin yok olacağına söz sahibi olmak. Bir nevi kendilerini Tanrı görmeleri.
Maske takmak iyi aslında gerçek yüzleri ortaya çıkmamış yüzlerce siyasetçi, iş adamı, yazarlar, sanatçılar, kurumlar, vakıflar’ da bunlarla iş birlikçi.
Gates vakfından çıkan senaryolarla, bulunamayan bu aşılarla, yaşanan acı ölümler ve travmalarla beyinlerimizi iyiden iyiye tüketeceğiz.
Aşı çok sonra bulunacak ama kim bilir? Corona’dan koruyacak farklı hastalıklar çıkaracak ‘Kadınların doğurganlığını, erkeklerin kadınlaşmasını veya çok farklı virüslerin tekrar bize müptela olmasını sağlayacak belki de.’
Bir film ismi vardı ya ‘TANRILAR ÇILDIRMIŞ OLMALI’ diye bana kalırsa kendini Tanrı gibi gören zavallı para babalarının çıldırmasıyla ilgili bu hikaye.
Mitolojide savaş Tanrıları vardır.
Onlar savaşırken; Düşen alev parçaları, yıkılan kayalar, taşlar ve taşan denizler altında can veren masum insanlar, ama ölümsüzlüklerini ilan eden onlar. Yani kendilerini ölümsüz sanan ahmak Tanrılar, Krallar…
Ama şu bir gerçek ki!
Kendi sularında da boğulurlar,
Saltanatları da bir yere kadar…
Serap Kaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.