- 535 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ar Damarı
Bir beyzade oğlu bir çingene (x) kızına gönlünü kaptırır.
Gönül bu ya!
Babası ’ Aman oğlum, başka kız mı yok! ’ der nice bey
vezir kızlarından söz eder ise de. delikanlıyı ikna edemez
Biricik oğlunun da hatırını kıramaz usulünce adetince dünürcü olurlar.
Kızın babası vermek istemezse de koca Beyzadeyi de kıramaz
" Tek şartım var! der kızın babası, delikanlı dilencilik yaparsa!’
Delikanlıya sorarlar. Kabul eder.
Vedalaşıp sonucu beklemek üzere dağılırlar.
Ertesi gün bizimki tebdil-i kıyafet şehrin işlek bir yerinde
çöker önünde mendili...Çeşitli dilenci numaraları yaparak akşam eder.
Mendilini toplar kızın babasına varır
Kızın babası:
’ Eee söyle bakalım ne oldu!" .
"Ne olsun !" de takdim eder.
Kızın babası: Çıkını alır kenara bırakır.
-Ne his ettin?
-Hiiiçç!
-Devam der İkinci gün aynı merasim
Üçüncü gün, delikanlı çıkınını fırlatarak
-senin de kızının da der parlar.
Kızın babası
- Ne oldu dur hale seni bunca kızdıran!
Delikanlı
- Bir arkadaşım göz göze geldik... O an, işte o an
alnımda bir damarın çatladığını his ettim! utandım kahr oldum...!"
"Haa! der kızın babası , ha işte şimdi kızımı sana verdim "
Delikanlı merakla soran gözlerle bakarken, diğeri
" Anlının ortasında his ettiğin çatlama ar damarı yani utanma damarının kırılmasıdır.
Bundan sonra gerekirse dilencilik de olmak üzere her türlü işi yaparsın
Ar damarın kırıldığı için utanma korku nedir senin için önemli değildir " der!
Delikanlı da " işte bu çok önemli!" der kızın babasının elini öper.
(x) Beni af etsinler.
Söylence böyle.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.