I Q YÜKSEK
I Q YÜKSEK
İşte ben buna “imece” derim.
Gün kötü başladı. Zil sesiyle uyandım. Uykumun ancak yüzde 65 i ni alabilmiştim. Uykuyu parayla satmıyorlar, zaten satsalardı çok pahalı olabilirdi. Uykusuz kalabilirdim. Acaba kilosu kaç tl olurdu?
Göktürk yazıtlarında bahseder ya, duymayan okumayan var mı? -Üste gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe…. diye böyle miydi?
Bir zaman aralığı olarak 716-735 yıllarında dikilen Göktürk Yazıtları; “Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta,"
“Doğuda Kadırkan ormanına kadar, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş.” Burada anlatılan hangi “demir kapı” bilen var mı? Şahsen ben Balkanlarda bilirim veya okudum ama …
“Bökli Çöllü halk, Çin, Tibet, Avar, Bizans, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı, bunca millet gelip ağlamış, yas tutmuş”
"milleti ahenksiz olduğu için”
“Yukarıda Türk Tanrısı, mukaddes yeri, suyu öyle tanzim etmiştir. Türk milleti yok olmasın diye, millet olsun diye”
“Kuzeyde Baz Kağan, Dokuz Oğuz kavmi düşman imiş. Kırgız, Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı hep düşman imiş.”
Detaylı okumak lazım, zihinde canlandırmak lazım…İlgilisine göre, neden bu yazıya, Orhun veya Göktürk yazıtlarına yer vererek başladım ki..
Ne diyorum ben yine..
En önemli üç soru nedir? İzlediğim filmden aktarıyorum. Bu tür sorular aslında herkesin ortak sorusu;
a-Tanrı var mı
b-Öldükten sonra ne ol-ur/acak
c-Yalnız mıyız
Dostlara bir soru, bu soruların hangisi diğerini kapsar? Ben bir şık seçtim..
Sahi diyorum, şu an ekrana simge denilen harflere basarak anlaşmamızı sağlayan klavyenin herhangi bir bilgisi ACABA HANGİ KUTSAL KİTAPTA VAR? Düşünüyorum öyleyse hatırlamaya çalışıyorum, yok. O zaman ne? Ne yani başımın etini…. Beynimiz etten midir, sıvıdan mı, ikisinin uygun oranlarda karışımı mı?
Sahi neye hazırlanıyoruz? Geçmişten bugüne bir şeye hazırlanıyoruz sanki..
Komutanım, bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor efendim…Hay bilinene de bilinmeyene de.. Niye yaklaşıp duruyor bunlar asker? Canları sıkılmıştır komutanım. Eeee ne diyorlar.. Anlamıyoruz ki.. Boşver o zaman biraz dolanıp giderler..Emredersiniz komutanım..
Taşlardan, derilerden, parşömenlerden, kağıtlardan, ,bilgisayar ekranlarından, cep telefonu ekranlarından ve görüntülerden…. Kaydet ve paylaş, bilgi bu şekilde herkese ulaşmaya çalışıyor. Ulaştırılmaya çalışılıyor..
Bilgi canlı mıdır, yoksa cansız mıdır?
Sahurda bir melemen yapmışım var ya, soğansız olanında.. off … Oruç tuttuğumdan değil alışkanlıktan veya …
Ses diyoruz ya, nedir? Nasıl çıkar?
Şiirlerdeki ana payemiz o ahengi yakalamak değil midir? Göktürk yazıtlarını okurken (acaba doğru mı çevrildiler? Bu da ayrı bir soru) “Ahenk” kelimesini gördüm yazıtların bir yerinde veya çevirisinde.
Sonra dedim, o devirde bu kelime kullanılmamalı, hele ki o yazıtlarda, arapça din çevirilerine dönmüş olabilir bu iş de dedim içimden, olabilir mi? Ne zaman gerçek bilgiyi açıklayacaklar insanlara.! Yani sömürmeyen bilgiyi ne zaman açıklayacaklar ???
Cahıl ve cahil, alım ve alim. Bu kelimelerin arasındaki fark, ı şeklinin üzerindeki .’dır mı? Ben kalın cahilim, sen ince cahilsin, ben ince alimim, sen kalın alimsin…. der gibi, yine de kullanırken “i” harfli olanını kullanıyoruz değil mi, cahil-alim der gibi, pekala? “Cahilalim” bu iki kelimeyi birleştirdik ne çıktı karşımıza? Tersine çevirelim “Alimcahil”. Anlam değişmiyor sanki.. 4 heceli bir kelime çıkıyor işte..
İzlediğim filmin sonlarına doğru site takıldı, film sitem kapanmış mıydı neydi, ne zamandır film izlemiyordum birkaç komedi-aile dizisi hariç, yine sitemi buldum ararken iyi ki, uykumu bölünce zamansız zil sesi, aklıma; bilim kurgular ne alemde acaba dedim.. UFO diye bir film, sanırım 2. İzleyişim. Niyese filmin sonuna doğru birkaç diyalogda Göktürk Yazıtları geldi aklıma. Nasıl bağlantı kurdu isem.. Ben de bu yazıyı yazdım..
Şu söz aklıma gelince; -Üste gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe….Film bana burayı çağrıştırdı, oradan yazıtları okudum..
Film mi? UFO adında, 2018 ABD YAPIMI, 88 DAKİKA..
Vurdu kırdı değil, ışın kılıcı, uzay gemisi, yaratıklı falan değil.. 5 ana karakter üzerinden işleniyor, neyse yazının sonunda hem başlığı da açıklarım..
Geçenlerde malum bir ilahiyatçıya sormuşlar mealen; Hocam eğer bir gün olur da insanlar dünya dışında yaşamaya başlarsa Hac vazifesi ortadan kalkar mı? Ne cevap verse iyi??
Onu da sen araştır dostum? Yani çağın çok gerisinde bir dini anlatım var, o yüzden diyorum gelecekte dinlere yer yok diye..
Peki ya Matematik?? Sayılar..
Şiirin kökeninde ikisi var, sesler ve sayılar! Eğer ben şiirde anlam’ın kare kökünü alamıyorsam niye şiir yazmaya çalışayım?? Veya mutlak değerini hesaplamadan kelimenin, o kelimeyi öyle geldiği için mi kullanmalıyım??
Şiirin tarifi neydi? Off ya.. Yine durdu kafa..
Ara not: Neden mesajıma yanıt gelmedi , kime diyorsun, sana, bana mı, hayır yanındaki, o kim,
Filmle ilgili yorumlara bakarken, demişler ki ihtimal yeni kuşak gençlerden biri, “Bu filmi l.Q yüksek olanlar izlesin , çok güzel mantıklı bir film çekmişler”
Ben bu nedenle yazının başlığını “I Q Yüksek” koydum.. Hele bir sahnede, 20’li yaşlarda bir kız öğrencimiz, erkek bir öğrencinin omzuna başını koymuş ya?? Arada ilim var ama… Hey gidi hey, herkesin aklı başka çalışacak değil ya, gibi mi çalışsın, söz meclisinden içeri dışarı veya insana değil kültüre düşünce şekline.. Aklıma direkt orta çağ Hristiyan kaleleri ve kiliseleri geldi haremlik selamlık…
Konu konuyu açıyor, ülkemize İslam iki yoldan anlatıldı, biri Emevi üzerinden diğeri Abbasi üzerinden. Emevi üzerinden olan şimdiki imam hatip öğretileri, Abbasi üzerinden olan ise daha çok mantıki ve ilmi olanı.. Tartışmayın gereksiz yere..
Tefekkür, ilimsiz yapılamaz. Benim gibi guguman kuşuna dönmeden evvel …
Çekirgeyi bulamadım ya, yerine guguman kuşu mu koysam acaba? Biri 4 hece, diğeri 3. Lakin yazılırken boy ölçüleri aynı sanki..
Çekirge
Guguman
Yok, Guguman daha uzunmuş. Çekirge çok zıplar kafa bozardı, Guguman ise belki de en akıllı kuş olmalı, fazla konuşmaz, yazmaz.. Muhabbete gitmez ki.. Başka bir yaratık düşünmeliyim..
Saygılarımla.
Esen kalınız.
YORUMLAR
Nesildasim asıl sen nasıl yapıyorsun onca ayrı ayrı gözüken konuyu bir şekilde birbirine bağlamayı. Seviyorum senin yazılarını .
Bu arada inek durumu çokça uzun aslında Mısır'a kadar uzaniyor ama kabaca Ana Tanrıça kavramından çıkıyor. Ana Tanrıça doğayı, canlıyı hayatta tutan kaynaklar olarak düşün tüm bunlara hayat veren kişi işte inek insana verdiği tüm besin kaynağı ile bu bağlamda kutsal bir inanca gitmiş. Çok kabaca anlattım;)))) süt, tezek vs gibi insanın hayatta kalmasını sağlayacak ürünler elde ediliyormuş, muş falan. Başka hayvanlarda var tabii ki kutsal sayılan sadece inek değil. Aslında merak duydugum konu ama çok tanrı ve tanrıça var ben çorba oluyorum her seferinde;)))
Yüreğine sağlık diyeyim konu dağıldı gitti;))
Yinsani
veya çok fazla odak noktası var..
Nesildaşım bilirsin, 4 kişinin gözünü bağlamışlar, koca bir filin yanına bırakmışlar, kimi kuyruğunun püskülü tutmuş tarif etmiş, diğeri dişlerini, karnını vb ..
Biri demiş çok sert bu dişlerden ötürü
Diğeri kıl kıl yumuşak bir şey kuyruktan ötürü
Diğeri oval, ne sert ne yumuşak... Fili tarif ediyorlar iştee..
Ben körüm, aslında herkes birbirinin körü veya bilim de öyle.. o dört veya beş kişi de benim çıkış noktam.. Gözlerimi açıp Fil'i tarif etsem de bakmışım kimse yok yanımda.. Kime ne yazayım:))
Dünya ve içinde ve dışındakiler gözleri açık olanı bile odört kişinin durumuna düşürmez mi ? Belki, düşürmezse şüphelidir, uzak durmak gerekir..
Bu inek konusunun kaçarı yok yazacak birimiz artık.. :))
Çorba etmeden yazı yazanlara emanet o konu bence..Ben başaramam..:))
Konunun dağılması toplanacağına işarettir, ne zaman toplanacaksa işte,, belki de hiç toplanmayacak..Böyle iyi değil mi ya.?? Zihnimin nefes aldığını hissediyorum böyle yazarken..
Eksik olma penceremden..
saygı ve huzurla daim.
ne oldu bir hece 4 kıt'a yazdın kaldı..:))
black_sky
Bence de kalemi iyi yazan biri inek olayına el atsa dena olmaz. Hani bana vampir de yazarım üşenmem;))) okul zamanı araştırma haberi ödevine vampirleri yazmıştım;))) çok keyifliydi...hey gidi günler hayyu...
Hece aslında kurcalıyorum ama hep bir arabeks durumuna kayıyor yahu...zaten eğer olursa artık özelden rahatsız ederim kesin. Hatta onay olursa müzik onerisi de alırım;))) bakalim olursa artık.
Yinsani
müzik ve fon.. ayrı bir dal... lakin nesildaşım için uygun görürse arada bir şöyle olabilir, şu .başlıklı ........ 'me fon sende derseniz 5-10 şiirde 1 :)) olabilir..
saygı ve huzurla..
tüm katkılarınız için teşekkür ederim..:)
Kusursuzluğa tapıyoruz ama en çok kusurlu şeyleri seviyoruz. Bilmem ki Tanrısal gerçeklik hangi anıtın ürünü idi. Ancak ilk önce Sümerlerde yazılarak hayat bulmuş. Ondan önce de hep ulaşılmaz, görünür ya da görünmez ama hep güçlü ve ulu. Hımm! E o zaman inekle tanrının ilgisi ne?Hindistana yolun düşerse sorarsın :))
Ölümden sonrası için hazırlık yapıyormuş gibi görünen çoğusu hep bugünün desinler ki imajı için yatırım yapıyor gibi geliyor bana. Bu yüzden anıtlar üzerinde yükselen milli gücün de belki bir ara Tanrısal dokusu vardı. Hımm...!
Beni bu aralar en çok ilgilendiren şey kuaförler. Bir kaşımı diğeri ile simetrik alamıyorum ve çok canım sıkılıyor. Hımm! Bazılarımızın daha ölümlü dertleri varsa eğer :))
Orta zekalılar için tasarlanmış tüm filmlere yüksek IQ dopamini verirler. İzleyenler kendisini tanrı hissetsin diye olabilir mi acaba?
Neyse çenem düştü, görüşürüz.
Sevgilerimle...
Yinsani
iinek meselesi ortadoğuda var, cibrilin ayak bastığı topraktan heykele vurunca heykel canlanmış filan, diğeri de demirden veya metalden yapılan ineğin içine insanlar doldurulmuş ve ateşe verilmiş heykel..yoksa bu yunan anlatısı mıydı??
hindistan ve inek mevzusunu daha yazan çıkmadı buralarda.. ??
anıtlar yazıtlar mı, bu ara göbeklitepe ile ilgili bir haber.. altında eşkenar üçgen çizimi falan...
benim de klavye düştü galiba..
teşekkür ederim..
eksik olmayın efendim..
Den(iz)
Yok yahu ben melisa çayı içerek durumu eşitlemeye çalışıyorum zaten :))
Şaka bir yana okuduğum yazılarınız oluyor ama ya yorum yazacak vaktim olmuyor ya da hece işinden anlamıyorum mesela :))
Yinsani
son iki yazınızı okumadım herhal.. şimdi okusam kafamı derya gibi sallandırmaya başlar dedim içimden..
bir ara nasılsa okurum kesin.. okumaktan başka bir şey yapmuıyorum ki.. hindistan ve inek meselesi fazla üzerine düşmedim..
siz yazzanız mı acaba?? başka kim yazabilir ki bu konuyu..
hem bneim gibi karışık çorbada yapmıyrsunuz ortaya..
son şiirime müzik yüklenecek hala yüklenmedi ya..ben kendim mi yapacağım her iişi :))
melisa değil de kıpkırmızı bir bitki çayı var.. adı aklıma gelmedi ondan içerim bende..
saygı ve huzurla.