'Dua ibadetin ta kendisidir'
Köyün birinde bir çoban varmış. Bütün gün hayvanlarla uğraşır, akşam olduğunda kapısını çalan herkese evini açar güleryüzle ağırlar karınlarını doyururmuş. Kendi halinde mazbut bir adammış.
Aynı köyde başka bir adam daha yaşarmış. Bütün gün içki içer berduş gibi ortalıkta dolanırmış. Berduş diye kimse onu sevmezmiş.
Vakti saati gelmiş ve adam ölmüş.
Adamın cenazesi ortada kalmış. Kimse ilgilenmemiş. İş bizim çobana düşmüş. Çoban bir dua ile merhumu ebedi yolculuğuna uğurlamış.
Aynı gece bütün köy halkı merhumu cennet bahçesinde görmüş. Şaşkınlık ve korkuyla aynı rüyayı birbirine anlatmışlarsa da netice alamamışlar. Sonunda merhumu defneden kişinin bizim mazbut çoban olduğu anlaşılmış. Köylüler hemen çobanı bulup rüyalarını çobana anlatmışlar.
Bir taraftan da onay bekleyerek, ’o adam cennete falan giremez. Namaz kılmaz abdest almaz. Bütün gün içki içer! Onu son gören sensin, ne oldu ne dua ettin de biz onu cennet bahçesinde görüyoruz?’ diye sormuşlar.
Çoban, ’Ben dua falan bilmem, ben garip bir çobanım. Kendimce birkaç dilekte bulundum, merhumu öyle defnettim. Hepsi bu’ demiş.
’Ne diledin?’ diye sorduklarında,
- Allah’ım sen kapıma ne vakit misafir göndersen onları SEN’in misafirin diye elimden gelen en iyi şekilde ağırlamaya çalıştım. Onları hiç üzmedim, hepsi yanımdan memnun ayrıldı.
-Allah’ım, şimdi de ben sana misafir gönderiyorum. SEN de onu üzme, ona iyi davran... ’diye diledim’ demiş...
Ve dileği kabul olmuş...
...
Demem o ki;
Hayırlı Ramazanlar...
YORUMLAR
Daha önce Hocamdam dinlediğim "Çatıda devesini arayan adam" geldi aklıma ve paylaşmak istedim.
"'Dua ibadetin ta kendisidir'"çok güzeldi.
Herkese hayırlı ramazanlar...
Allahü teâlâ, (Kulum benden ne isterse ona o kapıları, o yolu açarım) buyuruyor. Kalbimizdeki istikamet çok önemlidir. Ne için yaratıldığımıza, nereye yöneldiğimize bakalım...
Belh Sultanı İbrahim Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından ayak sesleri işitti. Sinirlenmişti;
-Kim bu saatte o damdaki?.. Ne arıyorsun orada be adam? diye seslendi.
-Devemi kaybettim, onu arıyorum, diye cevap geldi.
Hükümdar, iyice kızmıştı:
-Behey şaşkın! Damda deve mi olur! diye haykırdı. Damdaki, dedi ki:
-Ey hükümdar! Damda deve aranmaz da, atlas yataklarda Cennet aranır mı?
Bu söz çok tesir etmişti... Sabah vezirleriyle görüşürken aklı fikri gece olan bu olayda idi...
Bu sırada bahçeden sesler gelmeye başladı. Pencereden bakınca, iri yarı bir gencin saray muhafızları ile tartıştığını gördü. Seslenerek onları içeri çağırdı. Delikanlıya ne istediğini sorunca;
-Ben hana girmek istiyorum, bunlar bırakmıyor, dedi.
-İyi ama burası han değil ki, saraydır, ben de padişahım dedi. Genç itiraz etti:
-Hayır burası bir han, dedi.
-Peki nasıl han oluyor?
-Senden önce burada kim vardı?
-Babam vardı.
-Ne oldu ona?
-Göçtü gitti.
-Ondan önce?
-Dedem vardı.
-Ona ne oldu?
-O da göçüp gitti.
-Peki, birinin konup birinin göçtüğü yere han denmez de ne denir?!.
Genç bunları söyleyip, çekip gitti...
Gece damdaki adamın sözleri ve şimdi de bu gencin sözleri hükümdarı düşüncelere sevk etmişti... Biraz ferahlamak istiyordu... Av elbiselerini giyinip, kırlara doğru sürdü atını... Bir ceylan gördü. Birkaç saat bununla uğraştı. Sonunda öyle bir yere sıkıştırdı ki, artık hayvanın kaçacağı yer kalmamıştı. Kendi kendine;
-Beni çok yordun, şimdi ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın elimden? diye söylendi. O anda ceylan, Allahü teâlânın izniyle dile gelip;
-Başka işin yok mu? Ne istiyorsun benden, beni öldürmek için mi yaratıldın? Asıl vazifeni yapsana sen, dedi.
Hayretler içinde kalan İbrahim Edhem, okunu yayını atıp hemen tövbe etti. Sultanlığı da bıraktı, bir daha memleketine dönmedi. Gitti, İslam âlimlerine talebe oldu, senelerce ilimle uğraştı. Sonunda "İbrahim Edhem Hazretleri" oldu. Artık o bir "Gönül Sultanı"ydı...
Gülüm Çamlısoy
Yorumunuzla ihya ettiniz gönülleri.
Hayırlı Ramazanlar dilerim.
Maneviyatın beşiği ve de eşiği...
Bu anlamda içimde hasıl olan coşku adına müteşekkirim sevgili Lütfiye Hanım
Allah razı olsun
Sevgimle gönül dostum.
7TEPE
bu güzel paylaşım için ve zarif ziyaretin için teşekkür ediyorum.
sevgiler.
Dua iyi dilektir. Soyuttur ilk etapta. Somut hale gelmesi ve gerçekleşmesi için hüsnü zan ile hareket etmeyi, zorla almaya çalışmak yerine Allah'ın iradesine bırakmayı ve duanın belirttiği istikamette çaba sarf etmeyi alışkanlık haline getirmiş olmak gerekir. Zihnimizde dolaşıp duran olumlu/olumsuz düşünce zerrecikleri de duadır. Hatta el açıp dua formatına soktuklarımızdan daha etkilidirler diyebilirim. Bilinçaltı inanç kalıplarımızın etkisiyle oluşurlar. Bu düşünce zerrecikleri hislerimizi harekete geçirip söylem ve davranışlarımıza yön verdiklerinden, gerçekleşme olasılıkları daha yüksektir.
Öyküde anlatıldığı üzere çoban, sonradan edeceği duaların gerçekliğe dönüşmesi için öncesinde hazırlık yapmıştır. İyilik yapmayı alışkanlık haline getirdiğinden duasının gerçekleşme olasılığını artırmıştır.
Katkıda bulunmak istedim. Saygılarımla.
7TEPE
😊 değer kattın, teşekkür ediyorum
selamlar.
Çok güzeldi...
Duaların en çabuk kabul olanı da başkaları için ettiğimiz dualarmış.
"Herkese Sağlık, afiyet ve güzellikler" diliyorum ben de..
Sevgilerimle
7TEPE
Amin... Dua her şekilde çok kıymetli
😊 sevgilerimle
Kıssadan hisse, kulaktan dolma duyduğumuz ''Misafir misafiri sevmez ev sahibi hiç birini sevmez.'' lafı çok da kayda değer bir laf değil. İyidir misafir zaten hepimiz dünyada misafir değil miyiz? Gerçek mekan bizi bekliyor biz de onu, özlem ile hasretle... Kutlarım...
7TEPE
😊 bazı sözlerin gerçekten kayda değer tarafı yok.
Hayırlı ramazanlar sayın yazarım
sevgiler.
Bu muhteşem kıssanın benim üzerimde bayağı bir hakkı vardır. Yeniden rastlamış olmanın mutluluğunu yaşadım. Ellerinize sağlık tasarruf ve tasadduk nasib olsun dilerim.
7TEPE
😊 teşekkür ediyorum sayın yazarım
sevgiler.