- 791 Okunma
- 7 Yorum
- 3 Beğeni
HAN DUVARLARI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
HAN DUVARLARI BELGESELİ
Han duvarları, Faruk Nafiz Çamlıbel’in ünlü şiiri. Bir manzum hikaye. Memleket Şairi Faruk Nafiz Çamlıbel bu şiiri Ankara’da odasına kapanıp dört günde yazmış ve Osmanzade Hamdi Bey’e ithaf etmiş. Kendisi öyle diyor. Yalan söyleyecek değil ya!
Han Duvarları, Türk Yurdu Dergisi’nin 1925 Ocak sayısında yayınlandı. Diyor ki Faruk Nafiz Çamlıbel: “Birisi görecek diye utanıyordum. Yazıp dergiye gönderdim. Şiir yayınlanınca çok beğenildi.”
Han Duvarları mesnevi biçiminde beyitlerle yazılmış. Beyitlerle yazılan asıl metinde 7+7=14’lü hece ölçüsü kullanılmış. Asıl metnin içindeki koşma ise dörtlüklerden oluşuyor. 11’li hece ölçüsüyle yazılan bu koşma Maraşlı Şeyhoğlu’nun. Koşma, Han Duvarları’na 1936’da eklenmiş. Han Duvarları’nın tamamı 140 dizeden oluşuyor.
Hikayesine gelince, yıl 1922. Faruk Nafiz Çamlıbel Kayseri Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atanır. Trenle gelir Ankara’dan Ulukışla’ya. Ulukışla’dan bir yaylı at arabasıyla düşer Kayseri yoluna. Bu yolculuk tam üç gün sürer. Bu yolculuğu anlatır Han Duvarları’nda Faruk Nafiz Çamlıbel. Yolculuk esnasında hanlarda kalır geceleri. Anadolu’yla yüz yüzedir. Gurbettedir. Yalın bir dil, lirik bir söyleyişle duygularını dizelere döker.
Han Duvarları’nı belgesel film yapmış Dursun Özden. Yapım yılı 2016. Metin yazarı ve yönetmen de kendisi. Gürsel Fırat canlandırmış Faruk Nafiz Çamlıbel’i. Nur Subaşı da şiiri seslendirmiş.
Han Duvarları belgeseli emek verilmiş. Çok iyi niyetli bir çalışma. Ama açık söyleyeyim. Beni tatmin etmedi. Belgesel başlarken Ulukışla’daki Öküz Mehmet Paşa Kervansaray’ı ön plana çıkıyor. Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları’nı burada yazdığı belirtiliyor. Dursun Özden diyor ki: “Faruk Nafız (Nafiz) Çamlıbel Öküz Mehmet Paşa Kervansarayında konuk olmuş, bu kışlada Han Duvarları şiirini yazmıştır."
Hayır kardeşim! Alakası yok. Bu handa kalıp kalmadığı belli değil. Niğde’de ve İncesu’daki hanlarda kalıyor Faruk Nafiz Çamlıbel. Han Duvarları’nı Ankara’da evinde yazmış. Faruk Nafiz’in kendi ifadesi.
Niğde’de Şehir Gazetesinden mübadele haberi okuyor Faruk Nafiz Çamlıbel handakilere. Yıl 1922. Mübadele yok daha. Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi veya Değişimi; 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan’da yapılan ve resmi adı “Yunan ve Türk halklarının mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol” olan sözleşme gereğince yapılmış. Burada Faruk Nafiz Çamlıbel’in saz eşliğinde “Uzun İnce Bir Yoldayım”ı okuması da ilginç geldi bana. Âşık Veysel 1922’de bu şiiri söylemiş miydi? Ne dersiniz? Ben söyleyeyim. Söylememişti. Çünkü şiirin bir dörtlüğü şöyle:
“Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşem gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece”
Âşık Veysel 1884 doğumlu. Şiiri 49 yaşında iken söylemiş. Buna göre şiirin söyleniş tarihi 1933 olur.
Niğde’deki handan söz ederken Faruk Nafiz Çamlıbel “Beldenin viran hanı” diyor. Reşat Nuri Güntekin Anadolu Notları’nda bu hanla ilgili bir yaşanmışlığı anlatmış. Reşat Nuri, Niğde’dedir. Niğdeli biri bu hanı gösterir ve der kİ Reşat Nuri’ye:
-İşte Faruk Nafiz’in hanı.
Reşat Nuri şaşırır. Faruk Nafiz Çamlıbel’in kaldığı han! Han Duvarları şiirinin kudreti Faruk Nafiz Çamlıbel’i Niğde’de han sahibi etmiş...
Bunları dinleyen bir başka Niğdeli:
-Yok yahu! O han falanındır, karşılığını verir.
Bu anekdot keşke belgeselde yer alsaydı. Ne kadar yakışırdı.
İncesu’daki handa Maraşlı Şeyhoğlu’nun han duvarındaki şiiriyle karşılaşır. Çok sarsılır Faruk Nafiz Çamlıbel. Hancıdan Şeyhoğlu’nu sorar. Aldığı yanıtla şok geçirir adeta. Şeyhoğlu hana sağ girmiş, ölüsü çıkmıştır. Şeyhoğlu’nun koşması okunmaz mı yahu? Hiç olmazsa bir dörtlüğü. Yok, okumadılar. Ben duymadım.
Ha, bir de bu koşmayı İsmet Nedim Hüseyni makamında bestelemiş. Bu ezgi ne güzel giderdi fon müziği olarak. Ama yok. Neden düşünülmemiş. Bilmiyorum. Mustafa Yıldızdoğan ve Aslan Şirikçi de mükemmel yorumlamış Han Duvarlaŕ’nı. Keşke bu seslere kulak verilseydi.
Bu belgesel, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Niğde Valiliği ve Ulukışla Kaymakamlığınca desteklenmiş. Kanımca acele edilmiş. Keşke aceleye getirilmeseydi. Kapsamlı bir araştırma yapılsaydı. Bu aksaklıklar olmazdı.
İşte böyle dostlar. Belgesel beni tatmin etmedi. Ama İsmet Nedim’in Han Duvarları şarkısını dinleyin lütfen. Mustafa Yıldızdoğan’ı, Aslan Şirikçi’yi... Ben beğendim . Eminim, siz de beğeneceksiniz.
YORUMLAR
Yazarımızı;
Canı Gönülden kutlar Tebrik ederim
Daha İnecelerine İnşallah.
İlhamınız bol yüreğiniz kaleminiz var olsun.
Selâm ve Duâ ile Saygılar Sevgiler
Mustafa Topaloğlu
Selam ve sevgiler.
Tüm yüreğimle tebrik ediyorum ve de teşekkür.
Değerli bir paylaşımdı.
Saygılarımla ve dostlukla selamlıyorum
Mustafa Topaloğlu
Dostlukla, selam ve saygıyla...
Dün, zamana çok ihtiyacım olan bir arada yazınızın başlığı gözüme takıldı ve bir nefeste bitiriverdiğimi gördüm...
14'lü kalıpla yazılmış şiirler arasında zirvedekilerden biri de hiç tartışmasız HAN DUVARLARI'dır... Şiirin edebiyatta çok kalıcı yer etmesinde şairin dil ustalığı kadar o dönemde çok önemsenen hece şiirine ilginin ve toplumun kendini edebiyatta görmeyi özlemesinin de payı çok büyük elbette.
Hecenin Beş Şairini bu açığı kapadıkları ve edebiyatımıza milli bir ruhla güç kattıkları için minnetle ve şükranla anıyorum.
Bu tür bilgi paylaşımlarını çok önemsediğim için olsa gerek, çok beğenerek okudum yazınızı.
Konuya hakimiyetiniz kadar yazıdaki akıcı diliniz de çok başarılı. Gerçekten yerini hak etmiş bir çalışma.
İçtenlikle kutluyorum.
Saygılarımla.
Mustafa Topaloğlu
Selam ve saygıyla...
Edebiyatımızda yazılmış ve gıpta ile baktığım siirlerdendir Han duvarları....yazı güzeldi tebrikler..
Mustafa Topaloğlu
Selam ve saygıyla.
Belgesel Filmler adı üstünde belge niteliği taşır ve gelecek kuşaklara da aktarılacağı aşikardır. Bu nedenle hatasız, sağlam bilgiler içermelidir mutlaka... Han Duvarları şiirini ortaokul ve lise okumuş herkes de mutlaka bilir ve güzel de bir şiirdir edebiyatımızın kilometre taşlarından. Titizlikle ve kılıkırk yararak olmalı bu işler. Kutlarım içtenlikle duyarlığınızı...
Mustafa Topaloğlu
Selam ve saygıyla...
On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben
Gönlümü çekse de yârin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgârın önüne katılmışım ben
Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı'mı el almış haram diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben
Bir vesile paylaşalım...
Ne zaman okusam duygulandığım ve hemşehrimin hatırasına yeniden uyarladığım...
On yıl var ayrıdır kına dağından
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım çok yaşa!
Gönlünü çekse de yârin hayâli
Aşmaya kudreti yetmez cibâli
Yolcudur bir kuru yaprak misâli
Rüzgârın önüne katılmışım çok yaşa!
Garibin namına Kerem diyorlar
Aslı'yı el almış harem diyorlar
Hasta düşmüş, derde verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım çok yaşa!
Size katılmamak elde değil, maalesef edebiyatımız, eserlerimiz çok fazla gerçek dışı süslü hikayelerle dolup taşıyor. Han duvarları şiir'inin can damarı nasıl geçmez belgesel de anlamak zor...
Kaleminize sağlık...
Saygılarımla
Mustafa Topaloğlu
İlginizden dolayı teşekkür ederim.
Selam ve sevgiyle...
tüm detayları bilemiyorum ve belgeseli de izlemedim daha burada haberdar oldum..
teşekkür ediyorum haddimce bu ilgi ve alakaya üstadım..
Han Duvarları hecenin en güzel şiirlerinden biridir benim için..
yazının altına da Han Duvarları şiiri eklenseydi diye içimden geçti..
sağlık huzur ve şiirle..
var olunuz.
Mustafa Topaloğlu
İlginziden dolayı teşekkür ederim.
Selam ve sevgiyle...