- 994 Okunma
- 9 Yorum
- 2 Beğeni
DOKTOR MU? İMAM MI?
Güneşli bir hava olmasına rağmen elleri buz kesmişti. Çantasından çıkardığı eldivenleri giydi. "Ellerin üşümesin, bak sana eldiven ördüm!" Ne sevinmişti ama! On yaşında bir çocuktu o zamanlar...
Kış gelince eldivenlerini giyecek ve birlikte kardan adam yapacaklardı. O sene bir türlü kış gelmemişti ya! Çocuk aklıyla gece gündüz dua etmişti kış çabuk gelsin diye.
Kar yağmış mı diye; her sabah ilk işi pencereden dışarıya bakmak olmuştu...
O zamanlar minik ellerine büyük gelen eldivenleri şimdi dar geliyordu. Ama bir türlü vazgeçemiyordu işte!.. Delinmiş parmak uçlarına baktı ıslak ıslak...
İnsanın kalbi üşür mü? Üşürmüş! Hem de ilkbahar mevsiminde...
Güneş neden bu kadar yetersizdi bugün. Neden üşüyordu bu kadar? Eldivenlerine baktı tekrar. Gülümsedi acı acı...
Mezarlıkta hiç kimse yoktu. Hiç bu kadar sakin görmemişti buraları. Sessizlik vardı. Huzurlu ama soğuk bir sesizlikti bu.
Ablasını ziyarete gelmişti yine. Mezar taşına bakıp bakıp ağlıyordu. Her hafta sonu buradaydı. Bir türlü kabullenemiyor, aylar geçmesine rağmen bir türlü yası bitmiyordu. Azalmıyor artıyordu sanki!..
Bu mezarda canı gibi sevdiği ablası vardı. O da üşüyor muydu acaba? Uzanıp bir avuç toprak aldı. Soğuk değildi...
Güneş mezarın üzerindeki toprağı sıcacık yapmıştı. Mutlu olmuştu. Birazcık ısınmıştı kalbi. Ablası üşümüyordu demek ki! İçinden şükretti. Ellerinden eldivenlerini çıkarıp çantasına koydu. Artık elleri de üşümüyordu...
Ne çok ağaç vardı mezarlıkta. En çok ta kavak ağacı. Yemyeşil bir huzur hissetti. Kuş sesleri ile doldu kalbi. Cıvıl cıvıl kuş sesleri...
Hemen arkasındaki erik ağacına takıldı gözleri. Ne çok çiçek açmıştı. Neden bugüne kadar görmemişti.
Neden düşünmeden konuşuruz ?
Ve neden konuşacağımız zaman, sözlerimizin esiri olacağımızı, söylediklerimizin arkasında durmak zorunda olduğumuzu neden düşünmeyiz.
" Söz gümüş ise, sükut altındır"
Tamam her yerde ve her zaman susmak da olmaz tabi. Ama;
" Öfke ile kalkan zararla oturur!
Sözünü de aklımızdan hiç çıkarmamalıyız...
Şimdi gelelim bu konuyu neden irdeliyorum. Az önce bir arkadaşın paylaştığı yazıyı okudum.
Üzüntüm öfkemden çok daha büyük oluyor bazı zamanlarda.
Çok üzüldüm...
" Açtım ağzımı yumdum gözümü"
Diyerek fevri davranmadım; bu bana göre değil dedim, Ya sabır! çektim ve düşünmeye başladım.
Biliyorum ki...
" Keskin sirke küpüne zarar"
Bu arkadaş der ki, ve aynı fikri savunan bir çok insan der ki...
" Camiler kapandı, cemaat ile namaz kılınmıyor. İmamlar evlerinde !
Aynen aktarıyorum.
" DEMEK Kİ NEYMİŞ!
İmamlar olmayınca, namazlar kılınmayınca, cemaat bir arada olmayınca, din elden gitmiyormuş.
Ama doktorlar olmayınca, bilim olmayinca, ömür elden gitmiyormuş. NET...
" Kıssadan hisse "
Düşünüp bir ders almanın vakti diyerek aldım elime kalemi...
Bu nasıl bir mantıkdır, bu nasıl bir " öngörü " Bu nasıl bir kıyaslama yapmaktır. Doktorun yeri ayrıdır, imamın yeri ayrıdır.
Tamam camiye gitme. Cemaate katılıp namazda safa durma. Kimse seni götürüp camiye bağlamıyor.
Diyelim ki doktor seni tedavi edemedi. Tıp ve doktorların derdimize deva olamıyacağı durumlar da yaşıyoruz haliyle.
Virüs salgınında kaybettiğimiz canlardan bi haber değiliz hiç birimiz.
Yani doktorla işimiz bittiğinde, mezarlığın yolunu tutarız kuzu kuzu...
Hadi sen gitme !
Cenaze namazın kılınırken hadi seni goreyim, kalk ve kov imamı ve sana dua etmek için toplanmış cemaati...
Senin doktorla bağın koptuğunda, morg ve mezarlık istikametin olacak güzel kardeşim.
Sen istemesen de o imam senin başında dua edip Kuran okuyacak. Mezarlığa mecbursun gitmeye..
Sen istemesen de ailen götürecek...
Senin yakınların, ailen, arkadaşların cemaat olacak.
O hiç gerek yokmuş gibi dayılandığın imam da o cemaatin en önünde " Allahu Ekber " diyecek...
Yani ;
ALLAH BÜYÜKTÜR !
asude_vuslat
YORUMLAR
Neden düşünmeden konuşuruz ?
Ve neden konuşacağımız zaman, sözlerimizin esiri olacağımızı, söylediklerimizin arkasında durmak zorunda olduğumuzu neden düşünmeyiz.
" Söz gümüş ise, sükut altındır"
Tamam her yerde ve her zaman susmak da olmaz tabi. Ama;
" Öfke ile kalkan zararla oturur!
Sözünü de aklımızdan hiç çıkarmamalıyız...
Şimdi gelelim bu konuyu neden irdeliyorum. Az önce bir arkadaşın paylaştığı yazıyı okudum.
Üzüntüm öfkemden çok daha büyük oluyor bazı zamanlarda.
Çok üzüldüm...
" Açtım ağzımı yumdum gözümü"
Diyerek fevri davranmadım; bu bana göre değil dedim, Ya sabır! çektim ve düşünmeye başladım.
Biliyorum ki...
" Keskin sirke küpüne zarar"
Bu arkadaş der ki, ve aynı fikri savunan bir çok insan der ki...
" Camiler kapandı, cemaat ile namaz kılınmıyor. İmamlar evlerinde !
Aynen aktarıyorum.
" DEMEK Kİ NEYMİŞ!
İmamlar olmayınca, namazlar kılınmayınca, cemaat bir arada olmayınca, din elden gitmiyormuş.
Ama doktorlar olmayınca, bilim olmayinca, ömür elden gitmiyormuş. NET...
" Kıssadan hisse "
.........................................
Yazınızdan alıntı yaptığım yukarıdaki bölümde o kadar çok "..." kullanılmış ki... bunların hangisi alıntı yaptığınızı belirtmek için, hangisi vurgu yaptığınızı belirtmek için belli değil...
" DEMEK Kİ NEYMİŞ!'le balayıp.... NET..." diye biten bölüm size aitse, sapla saman karmakarışık olmuş ne demek istedinizi anlatamamışsınzı demektir.
Yok, eğer alıntı yaptığınız yazıya aitse... durum daha vahim!...
Çünkü, sıralı cümlelerde kullanılan 'ama' bağlacı, ön cümleye zıt bir anlatımda kullanılır.
Yani bu cümle.
"DEMEK Kİ NEYMİŞ!
İmamlar olmayınca, namazlar kılınmayınca, cemaat bir arada olmayınca, din elden gitmiyormuş.
Ama doktorlar olmayınca, bilim olmayinca, ömür elden GİDİYORMUŞ. NET..." olmalı
ya da
"DEMEK Kİ NEYMİŞ!
İmamlar olmayınca, namazlar kılınmayınca, cemaat bir arada olmayınca, din elden gitmiyormuş.
Doktorlar olmayınca, bilim olmayinca DA ömür elden GİTMİYORMUŞ. NET..." olmalı...
..............................
Çinli filozof Konfüçyüs’e sorarlar: “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?”
Konfüçyüs cevap vermiş: “İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü, dil bozulursa kelimeler düşünceleri anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılmaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve düzen bozulur. Töre ve düzen bozulursa, adalet yoldan sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”
Bu ülkenin ana dilini hırpalamak için yeterinca çaba sarf edildi ve görülüyor ki başarlı da olunmuş!...
Soz söz Yunus'tan:
Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz
Saygılarımla.
asude_vuslat
Acele ile yazılmış bir yazı paylaşmam yanlış
oldu
Zaten maksadım şu alıntı dedīğimiz bir arkadaşın paylaşımıydı
ben o kişiye tepki olarak her ikisi de saygın meslekler diyerek bu şekilde bir mesajın
doğru olmadığını anlatmak istemiştim.
Yanlış anlattım demek ki
insanlar güzelce ikaz ederek anlatma yoluna değil de rencide etme, hakaret, etme vb yorumlar yaptılar.
Ama sizin gibi eleştiri yapanlar da oldu tabi...
Size ve diğer arkadaşlara teşekkür ediyorum...
Saygılar efendim...
NOT, alıntıdır dediğim mesaj budur. Bu mesaja üzüldüğüm için bu yazıyı
kaleme aldım...
" DEMEK Kİ NEYMİŞ!
İmamlar olmayınca, namazlar kılınmayınca, cemaat bir arada olmayınca, din elden gitmiyormuş.
Ama doktorlar olmayınca, bilim olmayinca, ömür elden gitmiyormuş. NET...
Aynen aktardım ve her ikisinin yeri apayrıdır diyerek açıklamam maksadını aşan bir hal aldı.aslında çok uzar bu konu...
Selametle kalın...
ne zaman başlayacağını ve ne zaman biteceğini bilemediğimiz bir süre verilmiş bizlere Allah tarafından adına ömür dediğimiz..dünya da var olduğumuz bu süre içerisinde de bazı sorumluklar verilmiş yine, ilk önce kendimize karşı,ruh ve beden sağlığımızı korumak gibi çünkü bizler bedenimizin ve ruhlarımızın emanetçileriyiz...yani kısacası şunu söylemek istiyorum ki,doktor mu,imam mı diye bir mukayese nasıl yapılabilir ki,her ikisine de ihtiyacımız varken..
İmam ile doktor kıyasını yapmak saçmalık. Bir şeylere kızmışsın ama öyle bir yazı yazmışsın ki sırça dükkanındaki fil durumuna düşmüşsün.
''İmamlar olmayınca, namazlar kılınmayınca, cemaat bir arada olmayınca, din elden gitmiyormuş.
Ama doktorlar olmayınca, bilim olmayinca, ömür elden gitmiyormuş. NET...''
Bu ne? Akıl tutulması mı?
Dostum bak, insanın Yaratıcı ile iletişim kurması için aracıya ihtiyacı yoktur. Bu nedenledir ki imam evinde otursa bile inanca bir şey olmaz. Papaz olsa eyvallah, çünkü adamın günah çıkartmak gibi bir görevi var :))
Ya neyse şaka bir yana da öldükten sonra imamsız da gömülür insan. Açlıkta, kıtlıkta, savaşta her ölene ayrı bir tören mi düzenleniyor? Bu konu daha deşilse çok şey söylenir.
Kıyasa gelecek olursak, doktor insana iş işten geçmeden gerekiyor değil mi? Yani evde oturan doktorun eksikliğini bu corona günlerinde nasıl bir felaket olabileceğini görmüş olmalısın mesela. Doktor olmasa da imam olmasa da ölünür de insan hala yaşıyorken ''tedavi'' diye bir süreç var. En basit boğaz enfeksiyonundan bile ölünür abijim de işte doktor evde oturmaz sa ölünmeyedebilir.
Bence farkı anladın sen.
Sevgilerimle...
asude_vuslat
gibi olur...Doktorluk
en elzem mesleklerden biri...
vs vs vs...daha çok uzar bu liste...
sen anladın onu (:
Çok tatlısın...
teşekkürler incitmemeye çalışarak yaptığın yorum için...
merhaba hocam, diğer yazıyı okumadım.ancak şöyle bir haber okudum denk geldiniz mi bilmiyorum.
İmamdan şok sözler: "Pamuk yerine rakı şişesi tıkayacağız"Denizli Bayramyeri Camii İmamı Fettah Kahraman'ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım tepkilere neden oldu. Kahraman, rakı içen vatandaşları hedef göstererek "Elbet önümüze geleceksiniz, o zaman pamuk yerine rakı şişesi tıkayacağız" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İmamdan şok sözler: "Pamuk yerine rakı şişesi tıkayacağız"
https://www.gunboyugazetesi.com.tr/imamdan-sok-sozler-pamuk-yerine-raki-sisesi-tikayacagiz-50367h.htm
elbette rahatsızlığını anlıyorum eskiden ben de rahatsız olurdum. çeşitli nedenlerden ötürü dini reddettim. uzun hikaye ve uzun bir hikayenin nedenlerinden sadece birinin de, kendime sorduğum şu soru olduğunu hatırlıyorum..
görünen o ki, bu teknoloji ilerleyecek tüm işaretler onu gösteriyor. bir gün önüme insan üretimi ve insan tarafından programlanmış bir robot imam diye konulursa ben o imamın arkasında namaz kılabilir miyim??
aynı tefekkürü doktor için de yapabilirim.
yazınıızı tekrar okudum? yorumlara baktım. biraz daha düşündüm.. yazının tam özü nedir, imam mı-doktor mu-pamuk mu- ölüm mü-mesleklerin kıyaslanması mı, sizin inançınızdan dolayı rahatsız olmanız mı??
konunun özü; "ölmüş insan" ve "inançınız".
kendime yine soruyorum: ölü insanın doktora veya imama ihtiyacı var mı??? (bu soru son zamanlarda çeşitli şekillerde ve ifadelerle çok karşıma çıkıyor)
ve artık şöyle düşünüyorum, "inanç" ilmin ve kalitenin, liyaktin önüne geçmemeli.. bir doktor imamın yaptığını yapabilir, lakin bir imam doktorluk yapamaz.
o yüzden bu kıyaslama ise doktorluk büyüktür imamlıktan denilmesi lazım gelir.
yok, bu inançsal bir kıyaslama ve saygı özünde bir tepki ise de, üzülmemenizi isterdim.gül geç .. değmez kendinizi üzmeye. çünkü bu çağ üzüntüyü kaldıramayacak kadar can sıkıcı..
sağlık huzur ve muhabbetle.
en sevdiğinize emanet olun.
asude_vuslat
saçma sapan bir kıyaslamaya tepki gösterdim.
Ve de her fırsatta dini duygularımızla dalga geçen bazı kisilere cevap vermekti amacım. Camiler salgın nedeniyle kapalı. bunun imam veya doktorla ne ilgisi var. maksat imama saldırmak.ben de imama da işin düşecek bir gün demek istedim. Aslinda çok açık ne demek isteğim.
Böyle düşünenler alınabilirler...
Kendileri bilir ne deyim...
" DEMEK Kİ NEYMİŞ!
İmamlar olmayınca, namazlar kılınmayınca, cemaat bir arada olmayınca, din elden gitmiyormuş.
Ama doktorlar olmayınca, bilim olmayinca, ömür elden gitmiyormuş. NET...
Dünyada her konu hakkında fikir üretebilen tek millet biziz
Her şeyi bilen yorumlayan
Bu TV programlarından belli
Ahmaklığın en buyuk belirtisi kendini akıllı sanmaktır
İmam öğretmen topluma yön veren
İnsan yetiştiren kişilerdir
Sorumlulukları büyüktür
Meslekte hata kabul etmez
Doktorda mesleki olarak hayat kurtarır sağlığımız onlara emanet
Rabbım yokluklarını gostermesin
Bu meslek sahiplerini ayrıştırma in kutuplaştırmanın anlamı ne
İlim ve bilim ayrışmaz birdir
Birinin hatasından dolayı inanca veya değerlere saldırmak
Gecen bir vali gibi sağlıkçıları suclamak
Olsa olsa
Cehalettendır kustahlıktandır
Duamız bu olsun
Rabbım bizleri
İman ilim ve bilimden mahrum kılmasın
Eyvallah
mirim
İmam hatip mezunu bir imamla ömrünü tıp bilimine adamış bir doktoru aynı cümle içerisinde zikretmenin bile ayıp olduğunu bilecek kadar tanırım her iki kesimi...
İmam öğretmenmiş !
Bu çok tartışılır ama kendini çok akıllı sanan biriyle tartışmamayı yeğliyorum.
by suskun
Yazımı net okuyamadın galiba ben bir kıyaslama yapmadım
Beni belirtmek istediğim alanı farklı olan meslekleri yarıştırmanın veya kutuplaştırmanın gereksızlığını belirttim
İmam öğreticidir yol gosterendır
İmam hatiplerin varlığı eğitim duzeyı tartışılır bu farklı bir konu
Şuan ki imamların yaptığı yanlışlıklar o mesleği yok saymaz
Diyanet yüzünden dini suçlamak yanlış
Ön yargıyla bakmasa birbırımızı anlayacağız
Yazılarını ara ara takıp edıyorum
Sizinle konuşmak iştişare etmek guzel
Eyvallah
asude_vuslat
bir ögretmenin bile öğrenmeye ihtiyacı vardır.
MORG:
1.
hastanelerde, ölülerin konulduğu, bekletildiği, soğuk hava deposu gibi yer.
2.
savcılıkça kovuşturmayı gerektiren olaylar sonucu ya da birdenbire ve kuşkulu biçimdeki ölümlerde, ölüm nedeninin saptanması ve ölünün kimliğinin belirlenmesi için otopsi yapılan resmi yer.
Hadi buyur...
Yani yazsan bir türlü yazmasan bir türlü...
İkisinin tek ortak yanı pamuktur. Biri sarar biri tıkar.
İmam iki dakikada kıçına pamuk tıkar, 15 dakika okur sonra yan yan yürür ki cebine bir şeyler tıksınlar... Riski yoktur.
Doktoru anlatmama gerek var mı ?
İkisini yanyana koyup kıyaslamak bile ayıp kere ayıptır.
Neyse daha uzatırsam münafıklar tarafından kafir ilan edilme riski var...