- 556 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TANRI ARTIK BİZE ACIMIYOR !
Ömer Hayyam’ Bu dünyanın sırrına eremezsin, erenlerin sırrını zaten çözemezsin. En iyisi iç şarabı et bu dünyayı cennet’ demiş.
Şu günlerde bu söz ne kadar da doğru! Karantinada şarapları, votkaları içip yan gelip yatacağız anlamında değil tabi ki! Bir yaratıcı var ve onun işine karışılmaz, belada verir musibette verir onun önüne geçemezsin, yani dünya karışık ‘Âlimi zalim olur, zalimi âlim’ sen kafanı yorma hayatın güzel yanlarına bak…
Bundan birkaç yıl önce bir köşe yazımda doğayı ve hayvanları üzen insanlara yazdığım bir yazıyı buldum’ İlla biyolojik savaş mı gerek? Yangınlar, seller mi gerek? İnsanların evden çıkmaması, hayvanlara zarar vermemesi için? Neden bizi kalp değil de korkular yönetiyor? İşte bu yüzden Tanrı bizi cezalandırıyor.
Özgür müyüz? Değil! Bence zombiyiz. Biz zombileşmek için uğraştık özgürleşmek için değil. Yani bu hayatı biz istedik, belki yıllar sonra ucubelerle dolu sokaklarda selamsız sabahsız dolaşırız, belki de tek özgürlüğümüz bu olurken ‘katlettiğimiz doğadan ve hayvanlardan özür dileyeceğiz’ …
Gta oyunlarında ki kurbanlara döndük, ne kadar can o kadar bonus mu? Virüs mü bizi katlediyor, bizler mi virüse kendimizi feda ediyoruz? Ya da oyunda güçlü olan mı kazanıyor?
Ama şu bir gerçek ki? Artık Tanrı bize acımıyor.
Farkında mısınız? Bu virüs yokken zıvanadan çıkmıştı insanlar, kirletilen doğa, tecavüz edilen hayvanlar.
Sadakatsizlik ve önüne geçilmeyen ihanetler.
Birbirine tahammülü, saygısı kalmamış insanlar.
Her şeyin bir sahtesi, yoksulun hala gözü yaşlı.
Sokaklardaki evsizler…
Aslında hepimiz köleyiz! ‘Geçmişte ilkel köle’
Sonraları ‘Paraya köle ’kapitalizm’
Şimdi ‘teknolojiye köle’
Nerde duygular, nerde yaratıcı beyin?
Hepimiz birer kör ebeyiz bence dünyanın karanlığında. Kimimiz çarpıyoruz, kimimiz dönüyoruz, kimimiz ölüyoruz.
Görmüyoruz çünkü kaderin bize yazgısını, girdiğimiz zaman o iki metrelik tabuda açılıyor gözümüz ama geç oluyor işte…
Siz, siz olun! Sadece bu günlerde değil sevdiklerinizi hep arayıp sorun, kırmayın. Kırdıysanız onlardan helallik isteyin.
Bir gün çok geç kalabilirsiniz, ölüm ensenizdeki nefes kadar yakın çünkü.
Günahlarını tövben ile affedebilecek bir Tanrın hala var. Ve onu unutmuş insanlar;
Beni aramayan akrabalarım, dost ve arkadaşlarım bu günlerde arar oldular. Acaba Tanrıyı mı hatırladılar? Pişman mı oldular? Önceleri seviniyordum hatırlandım diye, sonra bir baktım ki! Karantinada kendi canları sıkıldığı için arıyorlar, yani benim ateşim mi var? Benim kolonyam mı bitmiş? Diye değil…
Acı ama gerçek, işte bizler hala ego, hala merhametsiz, hala menfaatçi ve sevgisiz oldukça bu düzen böyle gider. Bu dünya bizim dünyamız değil diyoruz ya! Çok doğru, cennet bize sunulmadıkça, bu dünya zebani ve sırtlan insanlarla dolup taştıkça…
Bizim kanatlarımız daha çok yanar, kopar…
Dedim ya!
BU DÜNYA BİZİM DÜNYAMIZ DEĞİL…
Şeytanın veya o şeytana ayak uyduranların belki de…
Tanrı çok yüce ama şeytanı yüceleştiren de yine bizleriz, elinizi kalbinize koyun ve dua edin, hepimizin duaya ihtiyacı var…
Serap Kaya