- 329 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Boşluk Enerjisi 5
Kolektif alan içindeki bir kişi kendi üzerine düşen 1 birim iş payı içinde artık enerji değeri de üretir. Artık enerji nereden gelir. Sizin çalışmanızdan ve özdeğin potansiyel özellikleri içinde gelir.
Kolektif alan içinde kolektif zamandan fazla çalışmanın artık enerji olması anlaşılır da potansiyel enerjideki artık enerjinin tanımı nedir? 2. 3. bölümde anlatıldığı gibi bunu da belirteyim. Yalnız bu çıkarımların tümü bana aittir.
Örneğin; çamura gömülen kiremit gibi kendisinin çevreye uzunun kısayla aşağıdakinin yukarıdaki ile oranı gibi nesnelerin birbirine göre belirli olan fark durumlarıyla o şeyin bir durum enerjisi vardı. Çamura gömülen kiremit gibi her şeyin bir potansiyel enerjisi vardır.
En az enerji durumuna sıfır enerji veya boşluk enerjisi diyoruz. Boşluk enerjisi sıfır enerji dediğimiz durumun daha azı olmayan bir enerji durumdur. Buna kendi kendisine enerji ya da potansiyel diyoruz. Çatıdaki kiremit, yerdeki kiremitten potansiyellidir. Yerdeki kiremit en az potansiyelledir.
Ağda yapılı bir yeryüzünde olunsaydı yerdeki kiremit te yerin içine doğru gömülen düşme ile kiremit kendiliği olan potansiyelinden hala çok daha potansiyellidir. Yerin içinde bir noktada artık hiç düşüp gömülmeyeceği bir konumdaki kiremit en az enerjiyle sıfır enerji konumundadır.
Uzayda da cismin düşeceği bir en az enerji durumu yoktur bu nedenle uzaydaki cisimler en az boşluk enerjisiyle, yani sıfır enerjiyledirler. Bu enerjisizlik demek değildir. Böyle bir durumda varlık ve varoluş yadsınır. Yıldız gibi gezegen gibi, gök taşları gibi oluşumlar üzerinde ve çevresindeki cisimler sıfır enerji düzeni üzerine ikinci bir enerji durumu kazanırlar işte en çok konu ettiğimiz potansiyel enerji budur.
Yine görsel olarak yansıma olarak birbirine oranlı olan ölçüşmelerdeki fark tamamlanarak, eksik olan eklenerek bir ETKİ ortaya konur. Bir durum da eksiltmeyle, durumun içindeki azaltmayla o durumlar üzerinde veya içinde potansiyel enerji ortaya konuyordu. Fark kadar kısaltılan şey kısaltıldığı kadarla, eksiltildiği kadarla bir potansiyele ve ETKİYE sahip oluyordu.
Eksiği tamamlanan durum yükseltgeniş olukla bir potansiyel enerjiye sahip oluyordu. Yerde olan da yükseğe kaldırıldığı kadar bir potansiyel güce sahip oluyordu. Ve eksik olan yükseltildiği kadar eksiği tamamlanan bir yükseltgenme olan potansiyel etki ve potansiyel enerjidirler.
Yüksekte olanı aşağı indirgemekle, yükseltgenen enerjisi boşaltılmış; yok edilmiş olmaktadır. Aşağı indirilen şey teorik olarak salt kendilik bir nesne potansiyeli ile en az enerji durumuna düşer ki buna indirgenmiş sıfır enerji düzeyi diyoruz, Yeryüzüne sıfır nötr enerji, boşluk enerji düzeyi diyoruz.
İster yükseltgeyin ister indirgeyin nesne veya cisimlerde, kuantlarda, madde de, kendi kendisine ve bulunduğu yere mutlaka bir enerji düzeyi olan potansiyelin durum etkisi ve çevreye durum etki alanı vardır.
En az ve en yüksek potansiyel arasında bir boşluk; bir aralık uzay zaman, vardır. İşte bu aralık veya boşluk içindeki uzay zaman enerjisine de kademeli boşluk enerjisi diyorduk. En az düzeyle denkleşen enerjilere boşluk enerjisi diyoruz.
50 kişilik bir totemi sosyal alan içinde yükseltilmiş bir 50+1 değerinde potansiyel bir kolektif kapasiteli sosyal enerji vardır. Buradaki enerji hem bir araya gelen kişilerle kazanılan durumla oluşan potansiyel enerji kazanılmasıdır. Hem kolektif birim zamanla bir enerji kazanılmasıdır.
Bir araya gelen kişiler büyük görünüşlü ürkütücü kalabalığın bir potansiyeli vardır. Ava giden bir kişinin potansiyel enerjisinin bir kısmı geride kalan yavrusunu yaşlısını düşünmekle kaygıya dönüşür.
Oysa kolektif birim zaman içinde olan kişi ava giderken gözcülerin geride kalanlara bakım yaptığını bileceği için eskiden kaygıya dönüşen enerji, kolektif alan içinde kişiye işine odaklamakla olmakla avcının iş enerjisini yükseltmiştir.
Hayatlar ve kendileri de bir hayat olan ya da hayattan olan besinler yükseltgenmiş enerjili durum iledirler. İşte doğada sağlaması yapılan hayat ve yiyecekler dağılmaya, çözülmeye, yerin içine doğru düşecek olan yokuş aşağı duruma karşı dirençle böylesi yükseltgenmiş besinlerdir. Gerek hayat ve besinler gerekse kolektif alan içindeki sosyal yapı böylesi yükseltgenmiş bir enerjiye sahiptirler.
Çatıya kaldırılmış kiremit gibi, besinlerdeki kimyasal ve iyonik yükseltgenmiş potansiyeller birinci tür artık enerjidir. Tüm olgu ve olayların temelinde imzaları olandır. İkinci tür artık enerji (değer) insan çalışmasıyla ortaya konup ekonominin, toplumun, üretimin temeline baz olarak alınan, artık değerdir.
Bu da şu demek. Bir kişi kolektif emek (sağlatma) içinde 1/50 (50 de bir) oranında çalışıp kolektif hayata katılıyor olsun. 1/50 (50 de birlik) çalışma var sayalım ki bir saatlik çalışma olsun.
Bir kişi kolektif bir alan içinde bir saat çalışmakla; beslenme, barınma, savunma, korunma gibi sağlamalarını alıyor; tüketiyor demektir. Fakat kişimizin hayatını idame ettirecek sağlama yapması dışında kendisinden ve bilincinden bağımsız genel ve zorunlu olan ikinci bir durum daha vardır.
Bu ikinci durum enerji de sistemin çevrim yapması ve sistemin sürekliliği için sistemin kendisine harcanacak enerjidir. Amortismanlara, ön görülen ve ön görülmeyenlere ve sistemin sürekli bir çevrim olabilmesi için kişinin kendi tüketimi dışında üretmesi; harcanması gereken enerji, vardır.
Bu durumda kişi kendi günlük aktivitesini sürdürmek için 1 saat çalışması yerine kişi günde 2 saat çalışıp depo enerji üretecektir. İşte kişinin kendi sağlaması dışında kalan; yani kişinin bir saatlik çalışmanın dışında kalan 2. saatlik çalışması; artık emek, artık zaman veya artık değerdir. Buna sistemin işlemesi için zorunlu olarak vergi de diyebilirsiniz.
Eğer artık değer sistemin çevrimine ya da genel yarar için gerektiği gibi kullanılmıyor da kimi kişilerin cebine gidiyorsa buna da sömürü denir. Sömürü sadece sistem için ayrılan artık pay enerji üzerinde olmaz. Sizi üçüncü bir saat çalıştıraraktan da olur. 1 saatlik çalışmanızın %40’ını vermemekle de olur.
Bunu ticaret, rant, kâr, faiz, komisyon, amortisman, yatırım, huzur hakkı, ihale gibi kritik rezonans değerleri içinde olmayan türlü yollarla yaparlar. Kolektif değerli kritik rezonans değeri ne işsizlikle ne kârla ne finans gibi enfeksiyon yapıcılarla başlamaz. Zaten başlayamaz da.
Günümüzdeki 194 tane toplum içinde kritik rezonans değeri vardır. Çünkü kritik rezonans değeri en az başlangıç koşuludur. Günümüz sosyal devletleri kritik rezonans değeri nedenle ön görülür şekilde işsizliğe sağlatmalar yapmayı, çalışanlarına zorunlu olarak gerektiği gibi maaş vermeyi öngörür.
Buna rağmen işsizine sağlatma yapmayan, çalışanlarına gerektiği gibi maaş sağlatması yapamayan; "her şeyi devletten beklemeyin" diyen ve korona virüs gibi kıtlık gibi öngörülen ama zaman olarak öngörülemezler için depo enerjisi olmayan toplumlar; sömürü toplumlarıdırlar.
Avcı toplayıcı sosyal alan içinde sopanın kendilikten bir potansiyel enerji gücü vardır. Sopa sizin sopayı havaya kaldırma indirme kullanımınızla yükseltgenmekle, ikinci bir potansiyel enerjiye daha kavuşur.
Aynı sopanın ucunu sivriltip sopayı delici, parçalayıcı yaparsanız sopa üçüncü bir potansiyel enerji daha kazanır. Bu durumda potansiyel enerji (yükseltgenmiş olan enerji) sivriltilen sopanın ucundadır.
Oysa sivriltilmeden önce sopada delici potansiyel (yetenek-işlev-iş görürlük) yoktu. Sanırım kolektif alan içindeki 50 birim depo enerjideki gücün, toplam güçten neden fazla olduğunu ve sosyal alanın neden yükseltgenmiş potansiyeli içinde artık potansiyel gücünün nereden geldiği az çok anlaşılmıştır.
Bu bilgiler iyi süzgeç edilmelidir. Süreci ve günümüzü anlamada bize yardımcı olacak ve düşünce üretmenize yol açabilecektir. Kuantum mantık bize çizgisel olarak bir boyutlu; üçgen, kare, dikdörtgen ve çokgen gibi iki boyutlu düşünmeler üzerine ayırtları ile çok daha boyutlu kübükleşen çoklu bağıntılı düşünmenizi de sağlayacaktır.
Bu nedenle yazılarım içeriğinde sunulmağa çalışılan bilimsel temelli çıkarımları iyi irdelemekle toplum içindeki bilimsel ve kübik düşüncelerle süreci iyi hıfz etmemiz olası olacaktır. 150 yıldan bu yana biçimsel mantıktan çıkıp çoklu, kuantum mantığa geçmemizin zamanı geldi de geçiyor bile.