- 337 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HERKESİN BİR TRENİ VAR
Aynı dönemlerde okul çağlarında olan iki çocuğun gençlik yıllarında farklı mevkilerde olduğunu, hatta aynı aileden iki kardeşin farklı yerlerde olduğunu görürüz. Birisi çok zengin iken diğeri çok fakir olabiliyor. Hayatta pembe gözlük yoktur. Birilerinin dediği gibi hayata pembe gözlüklere bakılmaz. Ateş yakar, soğuk üşütür. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Taşın sert, toprağın yumuşak olduğu gibi. Bazıları taşın sert olduğu çok sonra fark eder. Bazıları da yumuşak toprağı kendine taş eder. Hayatı dert edenlerle hatayı dert edenler vardır. Hatayı dert eden sürekli üzülür. Kendini yıpratır. Yaptığı hataları sürekli hatırlayarak mutsuz olur. Bilmezler ki hata yapmak insana mahsustur. Hayatı dert edenler ise geleceğe bakar sürekli. Umutla bekler istasyona gelecek yeni treni.
Herkesin bir treni vardır. Yaşam boyunca uzun bir yolda ilerleriz. Kervan misali sıralanmıştır yolda yürüyenler. Amacımız sırtımızda taşıdığımız yükü sağ salim yerine ulaştırmaktır. Emaneti sahibine teslim etmektir. Kimisi yükü bir noktaya kadar taşır sonra yol kenarına bırakır. Yükten kurtulunca adımları hızlanır beraber yola çıktığı arkadaşlarını geçer gider. Kimisi de emanete önem verir yükü bırakmaz yavaş adımlarla gider. Çevremize bakınca buna benzer olayları sıkça görürüz. Haram helal bilinci olmayan kişiler inançlarını bir köşeye bırakarak kısa yoldan zengin olmanın peşine düşerler. Çok para kazanıp kısa sürede zengin olurlar. Her iki insanda inandığı değerler uğruna bütün zorluklara katlanır. Toplumda zengin olana gıpta ile bakarlar; “adama bak be aldı yürüdü. Allah yürü ya kulum demiş”. Gibi cümleler ederler. Bazıları da halinden memnun ve şükür ehlidir. Haline şükreder. Helalinden kazanır. Bir gün olur yükünü bırakan adam amansız bir derde düşer veya iflas eder tökezler. Yavaş adımlarla arkadan gelen kişi onu geçer gider. Menzile geldiklerinde birisi emaneti getirmenin mutluğu ile huzura kavuşurken diğeri pişmanlıkları ile kendini bitirir. Unutmayın hayatta herkesin bir treni vardır. Bazı dönemlerde işlerimiz iyi gider, bazı dönemlerde işlerimiz kötü gider. İyi gittiği dönenler önümüze çıkan fırsatları olumlu kullandığımızda yani doğru trene bindiğimizde olur. Yani önümüzde duran doğru istikamete gittiğine inandığımız trene doğru kişilerle binmişizdir. Bazen de önümüzde duran trene binmeyiz. Fırsatı kaçırırız. Trene bindiğimiz durumlarda yolda yaya olarak yürüyenleri geçer gideriz. Binmediğimiz durumlarda arkadan feryat ederiz, keşke binseydim şuan şuradaydım. Gibi yakınmalarımız olur. Trenin geleceğinden emin olursak eğer, istasyonda beklemek bize zor gelmez, biliriz ki beklediğimize değecek. Hayatımız hep bu kurgularla geçer gider. Çevremizi iyi analiz edip, menzile giden yol haritasına sahip olabilirsek eğer her zaman doğru istasyonda bekleyip her zaman doğru trene bineriz. Hayatımızdaki keşke-leri de azaltmış oluruz.
Yaşlı insanlardan duyarız; gençlik yıllarımda İstanbul’dan bir arsa alsaydım şimdi hayatım farklı olurdu diye. Yakınmalar… Pişmanlıklar… Keşkeler. Hayatın gidişatına göre öngörüye sahip olup elimizdeki hazinenin kıymetini bilmeliyiz. Halimize şükredip geleceğe umutla bakmalıyız. Her an istasyona yeni trenler gelebilir. Gerçek olan bir şey var ki o da ölüm. Boşa sarf edilen hazineden büyük yatırımlar beklemek nasıl ki imkânsızsa boşa harcanan ömrün sonunda da keşke-siz durmak imkânsızdır. Doğru trene doğru arkadaşlarla binmek umudu ile…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.