Öyle Diyordu Picasso
Siyasetçi olmak için ekseri yalancı olmak gerekir, kanun, hukuk, insan hakkı vb bilmeden kendine ve çevrene torpil yapmanın adıdır bürokrat olmak da, bunu çok sonra anlarsınız.. İş işten geçtikten sonra, peki "iş" nedir?
Günümüzde "iş", gereksiz ve lüzumsuz bir sosyal vakit doldurmakla eşdeğer değil mi sizce, ancak iş olmayınca para kazanamazsın, paran olmayınca hayat standartların yerle yeksan olur..
Oysa yeni nesil biliyor ki, piyasadaki ve bankalardaki para herkese eşit olarak dağıtılırsa herkes insani bir refah içinde ölümü bekleyebilir.
Ne zamandır kuş seslerini duymuyordum sanki bahar gelmiş, elbette ya, nisanın ortasına geliyoruz artık, bir iki hafta daha kar ve yağmurdan sonra mayıs ayında biraz yağmur daha görürüz sonrası ??
Koronovirüsü nedeniyle izin verilenler, işten çıkarılanlar, çalışma ve eğitimler, yeni çıkan kanunlarla veya çıkacak yasalarla telefi eğitimlerini saymazsak ; insanlar neden çalışıyoruz? diye daha çok sorgulamaya başlayacaktır.
Soru : Neden çalışıyorsun?? Kim sana çalış dedi, bu kültür nasıl bugüne geldi?
Aslında her şey o yıl başlamıştı, her zamanki gibi isyanlar içinde olsa da, sene 1998 di, hacker olacağım dedi, bu meslekte iş var, ancak hiç bir zaman hacker olamadı. Düşünüyordu, hacker olursa zenginlerden alır fakirlerin hesaplarına aktarırdı aynı Köroğlu gibi.. ancak yine hayalinde kaldı..
Soru: Gerçeğin en kötü yanı nedir, gerçeklik algısı üzerine neler söyleyebilirsiniz?
Daha ilkokul 5 e giderken üniversite mezunu komşusunun oğlu ile takılıyordu, ondan bisiklet tamirini, balık tutmayı, çağla toplamayı ve genelde teknik aletleri kullanmayı öğreniyordu, ingiliz anahtarının bir çok somun ve civataya göre ayarlanabildiğini gördüğünde fikir ve hayal dünyasına meydana gelen ilhamları hatırlamaya çalıştı. Hatırlayamadı, çünkü unutmak insana mahsustu hem ilk ve ortaokul yaşlarında ne düşünebilirdi ki insan ??
Akşam ezanıyla birlikte oruçlarını açtıklarında edilen duanın hep aynı olduğunu düşündü, hiç de dualar ingiliz anahtarına benzemiyordu hem insan ne isteyebilirdi ki Allah’tan..Dua ancak tembellerin işi olmalıydı, yıllar sonra tembel olacağını hiç düşünmemişti. ancak şimdi tembellik tüm görkemiyle bedenini ve ruhunu ele geçirmişti. Tüm bunların nedenini anlamaya çalıştıkça daha da dibe sarıyor, girdiği bataklıkta ve uçtuğu göklerde daha derinlere batıyordu. Bataklık da gözyüzü de aynı şeydi çünkü, aralarında fark aramaya çalışan beyhude bir uğraş tutmuş olacaktır.
Öyle diyordu, dünyanın gördüğü en kötü ülke yönetimini görmek 40 lı yaşlarına yaklaşırken nasip olmuştu ona. hem nasip ne demekti? Düşündü düşündü yine düşündü ve sonra havagazı çıkardı istemsizce.. Yine motoru bozduk anlaşılan derken gaz sesinin başkaları tarafından duyulup duyulmadığı korkusu sardı içini,çevresine baktı yine o sima ile göz göze geldi? Utanma dedi, insani bir eylemdir osurmak, cennette böyle şeylerin önemi olmayacaksa bu dünyada niye dert ediyorsun demişti o huri.. Hiç böyle düşünmemiştim, yeniden osurabilir miyim o zaman, koyver gitsin dedi.. Rahatlamıştı...Sonra profesörü aradı, bir insan günde kaç defa hava gazı çıkarırdı, kaç defa tuvalete gitmesi mecburi bir fizyolojik hareketti, kaçıncı defadan sonra bedeninde veya bağırsaklarında veya mabad bölgesindeki kaslarda bir hastalık veya anormallik olmuş olurdu? Bilinmesi gereken o kadar çok şey vardı ki insana dair..
İşten eve yorgun argın dönmüş,yemeğini yedikten sonra deliksiz bir uyku çekmek isteyen ailenin reisi, çocuklarının bitmeyen istekleri karşısında içinden Tanrıya da yaşama da aklına ne geliyorsa küfürler ederken, dışından makul cevaplar veriyordu, şu zaman alırız, önümüzdeki yıl tamam, ancak senden de şunu istiyorum, eğer derslerinizde zayıf olursa bütün sözler geçersiz kalacak.. Sonra çocuklarıyla biraz güreştikten sonra mutfağa geçti, bulaşıkları makineye koyup çalıştıran eşine baktı, bir ara göz göze geldiler, içinde bir mutluluk bir huzur belirdi..İyi ki seninle evlenmişim dedi yüksek sesle.. Niye, bulaşık makinesini çalıştırmasını biliyorum diye mi? Kraliçesine yanaktan bir öpücük verip kalçasına bir şaplak attıktan sonra yatak odasına geçti ve fazla vakit kaybetmeden hormalaya başladı.
Öyle diyordu picasso, hayat zenginin cenneti, fakirin cehennemi. Geriden ve ilerinden söylenen tüm sözler bir anlık hiç. Alem fırçamın ucunda bir maymundan ibaret. Ben gıdıkladıkça gülen, gıdıklamayı abartığımda deliren maymunların diş darbeleri ile kaybettim parmaklarımı..İşte bu yüzdendir parmaklarımdan kan damlaması, 10 çeşme gibi her birinden oluk oluk kan akıyor, gökyüzünü o yüzden kana boyadım, çimenlerde kan kokusu, rüzgar deryaları geçerken boydan boya kandan bir yol çiziyor geride kalanlara..
Sahi mi dedi izzetin efendi,hayat kandan mı ibaret üstadım? Bir de şu şekilde düşünseniz mesela...
Sözünü kesti İzzetinin Picasso... su bre çöl yobazı git hutbeni cahillere ver..
YORUMLAR
Yazıyı okudum tam Picasso' yu düşünüyorum .. saate baktım 22:22 dedim o da beni düşünüyor...yok düşünmüyor bir başkası düşünüyor o zaman...
Durdum yine, dedim; kimse kimseyi düşünmüyor artık...herkes kendi derdinde...
İş bile iş olsun diye var şu hayatta...birilerinin hayatına daha fazla işlev katmak için başka birileri iş gibi gözüken işlerde çalışır durur. Dedigin gibi ama nesildaşım; eşit miktarda dağılım olsa aslında her şey herkese yeterdi. Ama doymuyor insan, daha fazla, hep daha fazlasını istiyor hayattan , topraktan doğadan, tanrıdan...
Sanırım sadece istemenin bir sonu yok bu hayatta...gerisi boş gerisi hep hikaye...
Çok keyif aldım okurken....düşündüm, soluklandım...son darbe son bölüm sanki çokça güzel demiş Picasso....
Kalemine , yüreğine sağlık.
Sağlıcakla kal.
Yinsani
devletler kanun gücüyle terör estirmeye başladıysa orada hayat zaten ölmüştür, lakin güzel haberler alıyorum, hiç ummadığım kraliyet ailelerine, aşiret reislerine, devlet sahiiyim diyenlere de bulaşmış coronacan..
umarım haberler doğrudur.. lakin bu işte bit arıyorum nedense; acaba doğru mu haberler çünkü haber kanallarını da basın yayını da ele geçirmişler..
tek korkum interneti kesmeleri veya dijital hiyerofligler yoluyla birey birey fişlenme, aynı sürü hayvanlarının sürü sahipleri tarafından kulaklarına numara vurulması gibi..
dünya zıvanadan çıkmış nesildaşım..:((
lakin şu 01:01 - 20: 20 vb denk gelmeler var ya bende hiç işe yaramıyor..bir şansızlıktır bırakmıyor yakamı.. iki yakam bir araya gelmedi.. çile büyükmüş anlaşılan..
geçer bu günler de ya hu..
sağlıklı ve hayatta kalmaya çalışalım şu 1 sene daha da sonrası belki milli piyango çıkar:))
sağlık ve huzurla..
rende ve parmak :))
dünya kan gölü
ve o piskolojinin yansımaları...
parağraf parağraf ayrı hayatlar
tüm hayatların toplamı...
ne güzel söylemiş picasso Baba
hayat hakkındaki düşüncesini belirtirken...
ve acaba prıofösörden alınan cevap ney di ki? :)))
Eyvallah ekrem can
kendine dikkat et
selam ile
Yinsani
eksik olmayın penceremden
sevgi ve hürmetlerimle..