- 540 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
kibutz ve travma
Yıllar sonra büyüdüğüm eve geri döndüğümde her şey çok farklı gözüktü bana, ev mi küçülmüştü yoksa ben mi büyümüştüm? Pencere önünde kısa yaz gecelerinde sabahlara kadar romantik şarkılar dinlerdim. Yıllar geçecek ve bedenim ufalacak, tüy kadar hafifleyeceğim, o kadar ki önünden hiç ayrılmadığım o pencereden dışarıya doğru hafifçe süzüleceğim. Bir önceki akşam rüyamda olduğu gibi şehre kuşbakışı bakacağım ve ruhumun bedenimden ayrılmasını kutsayacağım.
Sık sık ölümün ne zaman kapımı çalacağını düşünüyorum, geçen hafta dünyada yirmi beş bin insan hayatını kaybetti, ben nasıl ruhumu teslim edeceğim? Nerede? Evet, daha yıllarca yatacak bu ağır yorganın altında ve terleyeceğim. Torunlarımın büyüdüğünü göreceğim ve acı veren bir umursamazlıkla sonu gelmez bir yaşama yazgılıyım. Ölmek için fazladan bir güce ihtiyacım var, şimdiye kadar şahit olduğum ölümler aklıma geldi, bir hafta boyunca iki dünya arasında gidip geldikten sonra hayata veda etmek ve hiç ummadığımız bir anda mesela haberleri izlerken ya da sıcak bir çorbanın ilk kaşığını mideye gönderirken yaşama veda etmek.
Belki de ölmek için önce kendini sevmeli insan benim en büyük eksikliğim bu olabilir , insanları ve en önemlisi kendimi sevmemek. Tek penceresi köye açılan kare şeklindeki odanın büyük kısmı boştu çocukluğumda , annem bu boşluğu kapatmak için çiçek yetiştirirdi. Eski yazı masamın üzerinde dört yıl boyunca öğrendiğim dersleri tekrar ederdim, her satırı defterime aktarırken tek işittiğim ses böceklerin yürürken çıkardıkları seslerdi bazen kitaplardan kafamı kaldırıp duvara monte edilmiş ecza dolabına uzun uzun bakardım, iltihapları iyileştirirken alerjiye yol açan ilaçlar, alerjiyi tedavi eden ilaçlar, travma sonrası davranış bozukluğuna iyi gelen ilaçlar, kalp atışlarını düzenleyen tabletler, suda eriyince portakal suyu görüntüsü veren disk şeklinde tabletler…
Ne kadar çaba göstersem de bütün anılarımı eski kağıt parçalarını toplar gibi bir araya getirmeye çalışsam da hatırlamıyorum, nerede gençliğimin en güzel günlerini içeren yıllar?
Kızıma almak zorunda kaldığım yuvarlak sehpa gözüme ilişiyor, henüz bir genç kız olmamasına karşın iş yerimde ağlamıştı beni bu çirkin evde yaşamaya siz zorladınız, üstelik en küçük odayı verdiniz, bırakın bari beğendiğim mobilyayı alayım. Kes ağlamayı! Demiştim, herkes sana bakıyor ama sonunda teslim olmuştu. Ağır masayı merdivenlerden iki kişi zorla çıkarmıştı. Yamaçlardan karşımdaki dağlara uzanan vadinin kalbinde, sisli bir göl var karşımda, adam boyu sazlıklardan göçmen kuşların havalandığı yumuşak ılık bir bataklıkla çevrilmeli, yatağımdan kalkmayı becerebilir ve pencereye ulaşabilirsem eğer göreceğim, travma sonrası davranış bozuklukları sergilemeye başladığım yıldan bu yana kendimi yaşlı hissediyorum çok yaşlı ve ölüme yakın, yatağımdan kalkacak gücüm yok, düştüğümden beri yürümek , boşlukta tehlikeli bir şekilde süzülmek anlamına geliyor gözümde; oysa o sırada herkes bana baksın diye bekliyorum, büyük kızım , küçük kızım, büyük oğlum ve küçük oğlum, Şem de benim gibi yasta ayağa kalk diye bana üstelediğini işitiyorum, sesi sanki çok uzaklardan derin bir mağaradan yankılar yaparak geliyor kulağıma, kibutzların ilk bebeğiydi; ilk adımlarını seyretmek için herkes yemek salonunda toplanmıştı kimi öfkeli, kimi kalbi kırık, katı bir ideoloji nedeni ile koparıldıkları gurbetteki küçük kardeşlerine kendi çocuklarına gideli beri bir daha göremedikleri ana babalarının sevgisine duydukları özlemlerin hepsini, o yemek salaonuna yığmışlardı sanki, gözleri parlayarak bakıyor, yürümesi için yüreklendiriyorlardı, hem onun kendisi için hem de ana babaları için o zaman zarfında büyümüş ve birkaç yıla kadar büyüyecek küçük kardeşleri için… ve o korkuyordu yine de eli babasının elinde uysallıkla titrek bacaklarının üzerinde duruyordu; balık kokusunu o zaman mı almıştı , yoksa daha sonra başka bir kibutza göle ve bataklık kıyısına yakın , kıyıyı ve bataklığı kurtarmak için kurutulmuş olanına taşındıktan sonra mı? Ve titreyen bacaklarından birini ileriye doğru uzattığı anda babası elini bırakmıştı orada bulunanlar büyük bir gürültü ile alkışlamışlardı bunu ve o sırtüstü düşmüş , ağlamaya başlamıştı, babasının deniz mavisi gözlerini görmüştü o an ; tekrar denemesi için herkese başarabileceğini göstermek için ayağa kalkmalıydı, sadece küçük bir adım daha, bu olaydan sonra bir süre yürümeyi reddetmişti, her yere kucakta taşınmaktan hoşlanıyordu, tıpkı babasının bir zamanlar hayata küsüp eve kapanarak xanax ilaçlar eşliğinde günlerini uyuyarak geçirdiği günler gibi. Doktor kızını korkutun demişti böylece bu tembellik aşamasını atlatabilir, acaba aynı durum benim için de geçerli mi? Yaşadığım travmayı atlatmanın yolu korkmak mı? Travma nedir bilir misiniz? Yara demektir, tıpkı mutfakta yemek yaparken elimizi kestiğimizde oluşan yara gibi, ruhumuzda bir kesik oluşur kimi zaman derindir bu kesik ve siz diyabet hastası iseniz bu yaranın iyileşmesi uzun zaman alır , kimi zaman da iyileşip kabuk bağladıkça siz koparır tekrar kanamasını sağlarsınız bunun sonucunda çift kişilikli insanlar çoğalmaya başlar toplumda.
Açıklamalar:
1.Kibbutz (İbranice: קיבוץ; "topluluk" veya "birlikte") İsrail’de ortaklaşa kullanılan yerleşim bölgelerine verilen isimdir. İsrail devletinin kuruluşunda önemli etkileri olmuştur. Sosyalizm ve siyonizmi pratik bir şekilde bir araya getiren kibbutizm İsrail’e mahsus bir deney olup tarihte gelmiş geçmiş en büyük ortaklaşa toplum hareketlerinden biridir.
Kibutz, 19. yüzyılın Saint Simon, Proudhon, Robert Owen ve Martin Buber gibi filozofların etkisi altında gelişmiştir. Kibutizm, Yahudiliğin tarihî bunalımını, baskı ve zulüme karşı bağımsızlık elde etmesi ve Filistin’de hayatını idame ettirmesi gibi iktisadî zaruretleri aksettirir.
İlk kibbutz 1909 yılında kurulmuştur. Bugün 1.000 nüfuslu 250 kadar kibbutz vardır. Bu da İsrail nüfusunun %3’ünü teşkil eder.
Kibutizm nüfusu, 100 - 2000 arası değişik iskân alanlarına sahiptir. Buna karşılık Kibutizmin çoğu 300’den 700’e kadar değişir. Başlangıçta Kibutizm sadece tarım tabanlıydı. Bugün ise çoğunlukla fabrikalar ve sınâî üretim, tarım kadar önemli.
Filistin, esasında kibbutizmin tesisiyle düşmanca bir çevre meydana getirmekle beraber yeni sosyal yapıların ortaya çıkması için bir takım yeni imkânlar tanımıştır. Çünkü yerleşenler kurulu normlaşmış bir sosyal düzenle karşılaşmışlardır. Bu değerler, üretim araçlarının özel mülkiyetlerine karşı eşitlik ve doğrudan demokrasiyi vurguluyor, bir bütün olarak İsrail toplumuna hizmet arzusunu taşıyordu.
Kibutzun esası, tüm üyelerin genelde birleşmesiyle oluşur. Kibutz sâkinleri, haftada bir kere toplanıp kibbutz hayatının esas konularında karar verirler. Sekreteri, diğer resmî görevlileri ve fabrika yöneticilerini seçerler. Ayrıca ekonomik komiteyi, malî, kültürel, iskân, sağlık konularına çeşitli komite üyelerinin oylarıyla genel meclis karar verir. Komiteler, işlerinde büro memurlarını desteklemek görevine sahiptirler.
Aynı şekilde kibbutzun alt yapısı da şekillendirilir. Fabrikada bütün insanlar umumî idarecilikten tutun da başka liderlik görevlerini tamamlamak için işçiler tarafından seçilirler. Fabrikanın bütün işçileri işçi meclisini teşkil ederler. Bu meclis yoluyla veya fabrika kararlarıyla seçilen komitelere katılırlar. Ayrıca bir yönetim kadrosu vardır. Bu kadro, fabrikanın en üst yöneticileriyle işçi temsilcileriyle bir bütün olarak seçilen kibbutz temsilcilerinden oluşur.
Üretimde kibbutizm "herkes kabiliyetine göre yardım etmelidir" ilkesine göre hareket eder. Tüketimde ise bu ilke herkesin ihtiyacına göre olmaktadır. Temel ihtiyaçlar merkezîleşmiş yapılar yoluyla hazırlanan hizmetler tarzında yerine getirilir. Üyeler ev, elbise, yiyecek, ihtiyarlık ve hastalık anında gereken bakımı eşitlik esasına göre paylaşırlar. Ayrıca üyelerin özel ihtiyaçlarına yönelik imkânları da vardır. Bu ihtiyaçlar için ayrılan miktar, kibbutzun refah seviyesine ve kişisel bütçelere bağlı kibbutzdan kibutza değişmektedir.
Ailenin ekonomik sorumlulukları yoktur. Çocuklarla ilgili ebeveyn farklı sorumluluklar yüklenmezler. Kibutz, ilke olarak çocukların yetiştirilmesini ve eğitilmesini ortaklaşa yapar. Kibutz çocuklarının çoğu, eğitilmiş bakıcıların nezaretinde çocuk yuvalarında yaşarlar. Yaşları ilerledikçe gelişen gruplar içerisinde büyür ve demokratik ilkelere göre kendilerini teşkilatlandırırlar.
İlkokul eğitimi her kibbutzda sağlanır. Orta dereceli okullar için birkaç kibbutzun bir araya gelerek oluşturduğu okullar vardır. Çocuklar 18 yaşına kadar 12 yıllık kesintisiz eğitime tâbî tutulurlar.
K. Bartölke göre Kibutizmin tespit edilen bâzı özellikleri şunlardır;
1. Kibutzlar, çoğunlukla birincil (ana) ve ikincil (tâlî) sektörleri birleştirip açıkça bir sürtüşmeye girmeksizin üretimin farklı tarzlarına uyum sağlarlar.
2. Ekonomik araçlar üyelerin ihtiyaçlarına, eğitim, kültür ve sosyal konumlarına göre kolektif tarzda tespit edilir.
3. Her üye, herhangi bir iktisadî teşvik olmaksızın görev yapar.
4. Sosyal farklılaşmanın açıkça görüldüğü yerlerde bile çevreye bağlı olmalarına rağmen üyeleri arasındaki maddî eşitliği korumaya çalışırlar.
5. Topluluk içinde yüksek dayanışma, sosyal güvenliği tamamlamayı gerçekleştirir.
6. Üyelik, kişilerin kendi iradesiyle olur ve kişiler istediklerinde topluluğu terk edebilirler.
7. Üyelerin katılmasıyla sosyal ve ekonomik plânlamayı birleştiren hiyerarşik yapılar olmaksızın karar verme ve yönetme denetlenir.
Kuruluşunun üzerinden 70 yıl gibi bir zaman geçtikten sonra, değişen bir toplumda kalite ve nicelik de değişimini sürdürmektedir. Bu yüzden aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi bâzı temel ilkeleri de zamanla terk değişmiştir:
• 2. Travma (tıp) Birçoğu ciddi olan ve bir uzvun kopması gibi vücutta hasar oluşturan fiziksel yaralanma ya da ruhsal hasar
o Patlama travması Patlama sonucunda oluşan fiziksel yaralanma
o Künt travma Künt bir nesneden veya uygulanan diğer saldırıların neden olduğu fiziksel hasar
o Penetran travma Bir nesne tarafından delinmiş deri veya dokularda olan fiziksel travma
• Psikolojik travma, genellikle çok stresli ya da yaşamı tehdit eden bir durumda gelişen duygusal veya psikolojik hasar
• Geriatrik travma, Yaşlılarda görülen travma
• Pediatrik travma, Çocuklarda görülen travma
• Travma merkezi travmatik yaralanmalarda hastalara kapsamlı acil sağlık hizmeti vermek için donanımlı hastane
• Travma cerrahisi, Cerrahi uzmanlık dalı
YORUMLAR
"suda eriyince portakal suyu görüntüsü veren disk şeklinde tabletler…" ondan bende kullandım c vitamin deposuydu sanırım..:))
israil israil denir de israil nedir bilmeyiz...
sosyolizm ve komünizm düşünceli eşitlik ve yardımlaşma bizdeki adıyla imeceler vb daha fazla düşünülmeye konuşulmaya başladı..
üretim ve tüketim ??
insan ve enerji..
birey ve aile..
din ve sosyal öngörüsü
devlet ve ilkelilik..
bir çok konu ..korona günlerinde düşünülecek nekadar çok şey var..
saygılarıma..