- 662 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yine Buza Buzdan Bir Yazı
Denizin yüzeyi ince bir buz tabakasıyla kaplı. Yürümek uzakları hiç seçemeden ve özenle yürümek gerek. Sigaralarımızı buzun üzerine atmamız yasak. Çünkü ani buz eriyişleri son derece tehlikeli. Ağaçları özlüyoruz ve toprağı. Kendimizden başkalarıyla konuşup anlaşmanın tek yolu, içlerindeki içkiyi bitirdiğimiz şişelere mektuplar yazmak ve buzun kırılmış noktalarından denize bırakmak.
Şarkı söylüyoruz bazan. Herkesin söyleyebileceği ortak şarkılar bulmakta zorlanıyoruz. Gökyüzü kuşatıyor karanlıkımızı ve güneş sarısı pusulayla buluyoruz yönümüzü. Yabancı eklem yerlerimiz var. Dirseklerimize, bilek ve parmaklarımıza benzemeyen. Sancıdıklarında hiçbir ağrı kesici işe yaramıyor. Daha ne kadar yürüyeceğimizi sorduğumuzda az kaldı diyor içimizden bir başkası. Çok az kaldı.
Bu sabah bir kaç kişi daha eksildik. İnce buz katmanından kayıp düştüler denize. Deniz onları usulca kucakladı. Böylesi düşüp gitmelerin en tuhaf yanı, düşenin hiç ses çıkarmaması. Suya değerkenki gürültü bile duyulmuyor tıpkı düş gibi. Ve tıpkı düş gibi zaten, yaşamak...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.