- 723 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yazar Burak Kılıçarslan ile...
Yazar Burak Kılıçaslan- İyi yazmak, çok okumaktan geçer. Bellek ne kadar çok dolarsa, o kadar fikir üretir ve kalem erbabının kalemi bir o kadar verimli ve kuvvetli olur.
Soru- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Burak Kılıçaslan- Trabzon Tonyalı, geniş bir aileye mensubum. Ruhumuza nakşetmiş olan asilik ve başkaldıran tavır, bize ata topraklarımızdan yadigârdır.
Çok küçük yaşlardan itibaren cemaat ve tarikat öğretileri ile büyümüş, radikal çizgide bir İslamcı, ırkçılık boyutuna varan derecede bir Türk Milliyetçisi idim. Bu ikisi birbirine tezat oluşturmasına rağmen, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamızın net bir fotoğrafıdır, fikirsizliğimiz.
Dünü bir kenara bırakıp, bugünü ele alacak olur isek; cemaat ve tarikat öğretilerine son vermiş, partiler, tarikatlar, cemaatler ve mezhepler üstü bir inanışa sahip, Şeyh Edebali’nin “insanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesini şiar edinmiş, bir devletçi, kimlik ayrımı yapmaksızın herkesi kucaklayabilecek kadar demokrat, ötekileştirme nedir bilmeyen milli bir şuur sahibi, hiçbir puta müsamaha göstermeyen bir mustazaf, Kur’an’ın ve Allah’ın tüm indirmiş olduğu dinlerin savaş açmış olduğu ata dinine karşı savaş açmış bir Kur’an Mümini, haksızlık, adaletsizlik ve cehalet karşısında isyan bayrağı açmış olan bir Peygamber’in Ümmeti olmak ile iftihar eden, anti-emperyalist, milli bir devrimci şuura ve ruha sahip, Müslüman bir Türk’üm.
Soru- Yazmaya başlama hikayenizi öğrenebilir miyiz?
Burak Kılıçaslan- Yazarlık serüvenime başlama hikâyem, bir hayli ilginçtir. Üniversite çağlarımızda, kırtasiye ve ciltleme işi ile meşgul olan; lâkin entellektüel düzeyde muazzam bir donanıma sahip, bölgenin en trajlı yayın organı Gediz Gazetesi’nin başyazarı, Şair ve Yazar Mestan Günel’i bir gün ziyarete gittiğim sırada, bana; “bu kadar okuyorsun da peki neler yazıyorsun?” diye bir soru sordu. Tabii ki gelen bu soru karşısında şaşırmıştım. Cevaben “yazarlar yazar, biz okuruz” gibisinden sözler sarf etmiştim. Gelişen süreçte yazı yazmaya ve akabinde Üstad’a yazdıklarımın tahlilini yapmaya götürdüm. Günde iki üç kitap okuyup bitirmemize rağmen, yaşımızın da daha genç olması hasebi ile şiir yazmaya başladım ve böylece yazarlık- şairlik ile olan ilişkim o günden itibaren başlamış oldu. Daha sonra ise fikri yazılar kaleme almaya başladım. Velhasıl-ı kelâm; yazarlığa başlamamın baş müsebbibi, Türkiye’nin yitik hazinesi Üstad Mestan Günel’dir.
Soru- Kaç kitap yayınladınız konusu nedir?
Burak Kılıçaslan- Bugüne kadar yayınlanmış olan yedi adet eserim bulunmaktadır.
Bunlar sırası ile:
1-Son Tebessüm/Şiir/2010
2-Hiç/Şiir/2010
3-Devlet Bey/Bir Lider’in Portresi/Biyografi-İnceleme/2011
4-Kur’an’sız İslam/Vatan Seccadesinde Sehiv Secdesi- Allah Harici Bir Din Üretmek/Fikri Yazılar/2013
5-Abdestsiz Namaza Durmak/Suya Sabuna Dokunan Yazılar/Fikri Yazılar/2015 Aydınlık
6-Aydınlık Savaşçısı/Araştırma- İnceleme/2016
7- Ata Dinine Karşı İslam Devrimi/Fikri Yazılar/2020
Soru- Yazmak mı yayınlamak mı zor?
Burak Kılıçaslan- Yazan insanın yayıncılar ile de hukuku vardır. Bundan dolayı yayınlamak zor der isek onlara haksızlık etmiş oluruz; lâkin yazmak, büyük bir yükün altına girmek demektir. Tabir yerinde ise elini değil, gövdeni taşın altına koymak ile eşdeğerdir.
Soru- Yazarken hangi kaynaklardan beslenirsiniz?
Burak Kılıçaslan- Öncelikle yazacağımız konuyu seçer, bu konuda çeşitli yazarlardan okumalar yapar, en sonunda kendi sentezimizi masaya yatırır ve yazımızı kaleme alırız. Tabii ki seçtiğimiz kaynaklar tekdüze değil, karşıt görüşlü yazarları da içermektedir.
Soru- Çok okuyor musunuz? Çok genç okumadan yazıyor piyasa kalitesiz kitaplarla dolu fikrine katılıyor musunuz?
Burak Kılıçaslan- Ortalama Türk insanının bir ömürde okuduğu kitabı, bir yılda okuduğumu düşünüyorum. Vermiş olduğum eserler, okuduklarımın meyveleridir. Diğer konu gözle görülecek kadar âşikâr oldu. Detayına girmek dahi istemiyorum.
Soru- Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Burak Kılıçaslan- Yazmak, ruhun kaleme yansımasıdır. İçten söylenen her söz, tesirlidir. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun ki bugüne kadar Rıza-i İlahi çizgisinin dışında kalemimizi oynatmışlığımız yoktur. Âhir âlemde kalemimiz, vermiş olduğumuz kavgaya, şahitlik edecektir.
Soru- İyi yazmanın formülü sizce nedir?
Burak Kılıçaslan- İyi yazmak, çok okumaktan geçer. Bellek ne kadar çok dolarsa, o kadar fikir üretir ve kalem erbabının kalemi bir o kadar verimli ve kuvvetli olur.
Soru- Daha iyi yazmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Burak Kılıçaslan- Günümüzde, okumadan yazmak diye bir moda çıktı. Başarı şanslarını görmüyorum. Bir büyüğümüzün deyimi ile “çile dolmadan, file dolmaz.” Okumak, olgunlaşmak, belli bir bedel ödemek gerekir. Velhasıl, okumadan yazmak, suya yazmaya benzer. Boş bir beyinin, hezeyanlarından öteye gidemez.