Kader Biriliğini Yaşadığımız Şu Günlerde
Ne kadar aranızdaki mesafe 2 metre olacak dense de, pazarlarda ve alış-veriş yerlerinde görünen manzara sırt sırta sergileniyor. Duyarsız bazı kişiler sokakta, sanki hayat normal devam ediyormuş gibi maskesiz, ellerinde telefon yanımdan yürüyüp duyarsızca geçiyorlar. Elbette insanlar uyarılır, yapmazlarsa cezaya uğratılır ama bu gibi insanlar çoksa, kaç kişiye güvenlik güçleri ulaşabilir ki… Bu gibi kişiler kendilerini tehlikeye atarken, başkalarını da-en azından evlerinde ki yaşayanları etkidiklerini düşünmüyorlar. Hani birisi hasta olsa, iyileşsin diye hastaneden ayrılmayan milletiz. İllaki hasta mı olmalıyız ki…Aklınızı nasıl başınıza alacaksınız bilmiyorum.
Bazı telefon mesajlarında Korona ile ilgili öyle geyikler yapılıyor ki… Gülünecek halimize gülüyoruz. Bu iş ciddi ya… Tüm dünyanın sorunu bu! hani güneydoğu da askerimiz Suriye’ye girmedi. Hani sizi böyle olsa bir şey etkilemeyecek diye düşünüyorsanız, ben ölmem nasılsa diyorsanız, üç beş asker şehit olur, orada zafer kazanılır nasılsa diye bir düşünceniz varsa, ölen nasılsa benim kardeşim, oğlum, torunum değil diyorsan, bilesin ki Korona, sınırımızın her yerinden hücum edip, hızla yayılıyor ve bu vurdumduymazlığın ve alışkanlığın seni ve çevreni de etkileyecek de… Bu tehdit hepimize yapılıyor, ne zaman anlayacaksınız. Yemezseniz ölmezsiniz, gezmezseniz ölmezsiniz ama bu virüs vucuda girerse, sınavı çetin, Kanserden bile tehlikeli çünkü hiç bir tedavi ve ilacı yok. Vücut bunu güçlü bağışıklık sisteminizle yenerse, iyileşiyorsunuz sonuçta.
Evde kalanlara teşekkür ediyorum. Evde kalalım da, bir meşgalemiz olsun en azından. Bu güne kadar ertelediğimiz okuma alışkanlığımızı canlandıralım. Yapmadığımız ibadetlere geri dönelim. Geçmişimizi düşünüp, kimi kırdıysak, üzdüysek bir deftere not tutalım. Bir gün bu cendere bittiğinde, bu kişileri bulup helalleşelim. Ölmeden ölelim ve günahlarımızı bu dünyada temizleyelim. Yazalım, çizelim, müzik dinleyelim. Telefon elimizde sılayı rahim edelim akrabalarımıza ulaşalım, hallerini sual edelim. Bu ekonomik kriz döneminde varsa yapabileceğimiz yardımları çevremize ulaştıralım. Bir Müslüman olarak, zekatımızı verelim, sadaklarımızı artıralım. Bu evdeki günlerimizi bir tatil cennetindeymiş gibi geçirelim, pozitif olalım. İnsan her olumsuzlukta güzel şeyleri üretebilir. Sakın psikolojimiz bozmayalım. Bu günler geçmesine geçecek ama geçtiğinde yeni bir güzel dünyayı kurmanın hayalini kuralım. Neler yapabiliriz bunu için onu düşünelim. Yazarak, kurgulayarak fikirler üretelim. Düşüncelerimiz paylaşmak için illa dışarı çıkıp, illa bir konferans verip, illa ders dinlememize gerek yok. Bunları sanal dünyadan paylaşmak da mümkün değil mi?
Sanal dünya dedim de, sanki eve hapsolmuşuz ama buraya giren sayılarda azaldı mı ne…. Bir yazar olarak, yazdıklarıma bakıyorum, yazanlara bakıyorum ilgisizlik azaldı mı nedir? Hani paylaştıklarıma eleştiri bekliyorum ki, insanları ancak bu şekilde tahlil edebiliyorum, psikolojimizi ve halimizi dertleşmek istiyorum. İnsanlar paylaştıkça üzerindeki şer ve kötü yükleri def eder, yanlış mı düşünüyorum. Bir şeyi bilmek değil, bildiğimizi yaşamak için bir birimizi desteklememiz gerekir diyorum. Üstelik bu gibi eleştiriler pozitif olmalı. Okuyan her kimse, güzel şeyler yazmalı ki, yazıma giren diğer kişiler bu gibi eleştiriyi görünce pozitif kalmamalılar da… Şu zaman negatif bir haberi, yanlış bir eleştiriyi kaldırabilecek durumda değil.
Birbirimiz anlayacağız, sabırlı olacağız, ortak noktamız olan iyiliği içimizde yayacığız. Belki de ilk defa bir çıkar beklemeden iyiliğin ne olduğunu aramızda paylaşarak göreceğiz. Allah’ın verdiğini, bizde kullara vermeyi öğreneceğiz. Umarım düşüncelerimiz olgunluk kazanır ve bu virüsün ortak düşmanlığı sayesinde birbirimize iyimser bakmayı da öğreniriz. Herkes aynı fikirde olacak diye bir kuralda yok. Çok seslilik güzeldir. Ama şimdi çok seslilik değil tek seslilik etmemiz gereken, aynı kaderi bir yaşayan zamandayız. Psikolojimizi bozmayalım, nasıl ki her gecenin bir sabahı varsa, bu virüsünde aramızdan gideceği ve normal bir yaşama döneceğimiz zamanda yakın. Size güzel bir zaman dilimi geçirmenizi diliyorum.
Selam ve sevgi ile.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
bugün,,pazar vardı,,apartmanı gezdim,,yaşlı komşularıma,ihtiyaçlarını sorupaldım,,,bankaya uğradım,,,aylıkgeliri,benim sırtımdan binlerce lira olan diyanet işleri baş memurunun bir maaşına inat on katı bağış yaptım,,ve bunu çarşafçarşaf yayınlamadım,,,ben bunu Allah rızası için yaptım,,suriyeli bir dilenciyle karşılaştım,,,para vermedim,,ama, dedim zaten elli milyar verdikya size ensarmuhacir gazıyla,,,artık bize benim insanıma,,benim vatandaşıma,,anama babama dayıma,,,bacıma komşuma lazım para,,,bu bağışlarıda kptırmayız inşallah malum bizi kandıran çok,,,Allah razı olsun,,,yazıyı okudum pozitift psikolojim terapi oldu,,,
Anladım anladım, siz benim eleştirilerimi özlemişsiniz:))
Mesela hemen başlıkla başlayayım. “Aynı kader birliği” demişsiniz. Zaten “aynı” ile “kader birliği” aynı anlamı ifade ediyor. Birini kaldırmanız isabet olacaktır diye düşünüyorum.
Şu günlerde, insanların en büyük sorunu; “yarınsızlık” bence... İnsanı, umut yaşatır. Yarına dair duyduğu umutlar, kurduğu hayaller, planlar... Oysa kimse on beş gün sonra ölmeyeceğinden emin değil şu an. Evet, hep “ölüm çok yakın” diye telkin ettik belki kendimize. Ya da öyle öğrendik. Ama, kaçımız bu kadar ensesinde hissetti ölümü?
On gün öncesine kadar bir hedefim vardı. Kazanmayı çok istediğim bir sınavım... Ama şimdi “öleceksem ne diye boşu boşuna çalışayım ki” diye düşünüp hiç ders çalışmıyorum. Kimsenin bana öbür tarafta kanun soracağını sanmıyorum:) o yüzden dediğiniz gibi, kitap okuyor, müzik dinliyorum. Bir de, sadece grip olduğunu ümit ettiğim hastalıkla uğraşıyorum.
Bakın yine pozitifliğim üzerimdeydi:)
Sizinle uğraşmayı seviyorum, idare edin:) hatta tartışalım filan, vakit geçer hem:)
Ha unutmadan; Umreden gelen ve bizi bir öpmediği kalan yaşlı amcamız bağırıyordu karantinadan çıkmak için; “beş vakit namaz kılan insanda hastalık mı olur, bırakın gideyim!” Şimdi hastanede! Aman ha, itibar etmeyesiniz böyle hayallere:)
Sağlık diliyorum, saygıyla...
saf şiir
Bir takım şeyler değişecekti değişti de.
Hasıl olansa yüksen seviyede bir duyarsızlık.
Zalim yine zalim; mazlum hala mazlum.
Nefret bürümüş gözleri insanların yaşadığı yaşattığı yüksek dozda.
İnancını sorgulayanlar yetmezmiş gibi inancı yok saymanın bir maharet sayıldığı.
Biz asla akıllanamayacağız ağabeyim ama en azından her koyun kendi bacağından asılıyor.
Bir şeyler değişecekti madem iyi de kurunun yanında yaş da yanıyor.
Allah büyük.
İlahi Adalet ise zamanını bekliyor.
Yazılanlar okunmuyor diğer yanda anlamsızlık değer buluyor.
Anlayamadım gitti varsın anlamayayım zaten birilerine benzemek gibi bir niyetim asla olmadı ve ben kendimden mesulüm bir de yazdıklarımdan gerisi beni ilgilendirmez.
Hala aynı insanım.
Ama insanlar aynı kalmıyor.
Acı ama gerçek.
Sabır sadece sabır.
Allah hayırlar nasip etsin bizlere.
Selam ve dua ile ağabeyim
saf şiir
Vurdumduymazlık almış başını gidiyor. Belki de vurdumduymazlık koronadan daha mı tehlikeli ne? Ancak birlik ve beraberlik ile aşılır/aşılacak ... Umut Rabbımızdandır... Yitirmeyelim onu...Kutlarım içtenlikle Saffet Kardeş selam ve dua ile...