- 657 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yazının tarihi Gelişimi
Yazının Tarihçesi hakkında Araştırma
Yazı, uygarlığın başlangıcından beri toplumların anlaşma aracıdır. Hiyeroglif yazıların kökeni antik çağlara uzanır. M.Ö 3000li yıllarda Mezopotamya’da Akad’lar ve Mısırlılarda görülmüştür. Yazı insanın kültürel değişme süreci içinde uzun bir arayış ve denemelerin sonucudur. Yazının tarihini tarih öncesi çağlarda aramak bize ışık tutacaktır.
İlk insanların mağara duvarlarına çizip kazıdığı resimler ilkyazı örneklerindendir. İlk insanlar kendilerini ifade etmek için mağara duvarlarını, kil ve çamurdan yapılan tabletleri, çanak çömlek parçalarını, yabani av hayvanlarının kürek kemikleri ve derilerini uzun yıllar kullanmışlar. Papirüs bitkisinin yapraklarından ve ağaç kabuklarından faydalanmışlar. Taşlardan ve çamur tabletlerden kalıcı sayfalar oluşturmuşlar. Zamanla farklı malzemeler kullanarak biraz da estetik katarak her dönemde kalıcı değişim ve gelişime katkıda bulunmuşlardır. Mağara duvarlarındaki resimler ilk yazılmış yazılardandır.
İletişimin insanlar arasında yaygınlaşmasında yazının payı yadsınamaz azılar ait oldukları ülkelere ve yazmakta kullanılan malzemelerin özelliklerine göre şekil değiştiren harflerin dizilişinden oluşur. Harfler belirli bir kurala göre dizilir. Bu kurallar ait olduğu ülkenin kullandığı dile özeldir.
Kazılar sonucunda eski uygarlıklara ait olan tarihi kanıtlar elde edilmiştir. Başlıcaları taştan kitabeler, çamur tabletler ve bunlardan oluşan kitaplardan oluşturulan kütüphaneler gün ışığına çıkarılmıştır. Çok sayıda çanak çömlek üzerine yazılan yazılarda bulunmuştur.
İslam inancının kitabı olan Kur’anı kerim ayetleri kuzu kemiklerinden oluşan ayetler şeklinde yazılmıştır.
Kuzuların Kürek kemiği, taş, balçık yaprağı, yırtıcı av hayvanlarının derileri, ağaç kabukları ve palmiye bitkisinin yaprakları yazı yazılmasına uygun malzemelerdir.
(Orhun kitabeleri) Taş kitaplar ve mezar taşlarına yazılan yazılar uzun ömürlü olanlarıdır. Tunç levhalar üzerine yazılan yazılar sarayları süslemişlerdir.
Şatosunun avlusuna taş duvar ördürmek isteyen kont halkından şaraptan aldığı vergiyi kaldırdığının karşılığında kilisenin kapısına anlaşma metinini yazdırmış. Örülen duvarlar ve şarap içen insanlar tarihe yenik düşmüşler ama kilise kapısındaki anlaşma metini hala ayaktadır. Lüleci çamurundan yazılan eserlerden oluşan Asur Banibal’in kitaplığı tarihsel yıkıntılar arasından kazılar sonucu gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu eserler çivi yazısı el yazmalarıdır. Çivi yazısı üç köşesi sivriltilmiş çomaklar ile tabletler üzerine kazınarak yazılır. Daha sonra çamur tabletler pişirilirmiş. Taş gibi sayfalar oluşur kitap haline getirilirmiş. Ayrıca basma mühürler bir merdane üzerine yazıldıktan sonra balmumu tabletler üzerine aktarılırmış. Zamanla bu tabletler ve mühürler kalıcı hale getirilmiş. Mısırlılar papirüs bitkisinin yapraklarına çok uzun kitaplar yazmışlar. Yatay ve dikey şeritleri kullanarak çok uzun katlanabilir kitaplar elde etmişler. Romalılar balmumunu kitap yaprağı haline getirip kullanmışlar. Bu malzemeler Fransız Devrimine kadar kullanılmış. Ayrıca çelik kalemleri de kullanmışlar. Bu kalemler bu gün ki kurşun kalemler özelliğindeymiş.
İskenderiye şehrindeki kitaplık dünyanın en büyük kütüphanesi olup firavunlar tarafından destek görüyormuş. Anadolu’daki Bergama kitaplığı bu kütüphane ile o dönemde yarışıyormuş. Mısır kralı Bergama’ya papirüs bitkisinin yapraklarını göndermeyi yasaklayınca çobanlıkla geçinen Anadolu halkı Yabani av hayvanlarının derilerini işleyerek parşömeni dünyaya tanıtmışlar. Kısa sürede kullanışlı hale gelen parşömen yaprakları ayrı ayrı birleştirilerek özel bir ciltleme işleminden sonra kitap haline getirilmiş, Bergama hükümdarı tarafından desteklenmiştir. Geçmişin zorlukları ile geleceğe pencere açan yazı böylece büyük bir ivme kazanmıştır.
Yazının bulunması ve yaygınlaşmasının sonucu olarak toplumlar arası ilişkiler güçlenmiş, iletişim yaygınlaşmış, bilgileri toplama ve saklama ile bilinme olanaklarına kavuşmuş. Duyguların bilgi ve kültür birikimleri aktarımı kolaylaşmış. Düşünce ve sanat ürünleri çoğalıp, toplumsal düzeni sağlayacak olan kanun ve kurallar herkes tarafından daha kolay öğrenilmiş. Not tutmak yolu ile unutulmaların önüne bir nebzede olsa geçilmiş. Yazılı iletişim arttıkça insanlar arası iletişim kolaylaşmıştır.
NURSEL YEŞİLYURT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.