- 290 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 9
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 9
Hadi gidelim dedi Kutsal’a Sena Baş komiser.
‘’ Nereye gidiyoruz Baş komiserim?’’
‘’ Haber Günlüğü gazetesin. Arşivine girip, biraz araştırma yapalım.’’
Gazetenin binası, kasabanın meydanındaydı. Kapıda bizi güvenlik karşıladı.
‘’ Buyurun Memure Hanım, ne istemiştiniz?’’
‘’ Bizi patronuna götür.’’
‘’ Tabii efendim buyurun.’’
Biraz sonra, gazetenin patronu ile karşı karşıyaydık.
‘’ Buyurun Memure Hanım, bir sorun mu vardı?’’
‘’ Ben Baş komiser Sena, arkadaşım da Kutsal. Bir olay hakkında araştırma yapıyoruz. Yolumuz buraya kadar getirdi bizi.’’
‘’ Adım Cavit efendim, bu gazetenin sahibiyim. Hangi olaydan bahsediyorsunuz?’’
Sena,
‘’ Yıllar önce gerçekleştirilmiş bir katliamın araştırmasını yapıyoruz.’’
‘’ Elinizde bir tarih var mı?’’
‘’ Evet, var 4 Nisan 1999 Pazar.’’
‘’ Bayağı eskiymiş ama o günlerin gazeteleri arşivimizde bulunuyor. Yanınıza bir arkadaş vereyim, arşive inin. İstediğiniz bilgileri arşivimizden bulabilirsiniz. Ben arkadaşı çağırayım.’’
Biraz sonra, Cavit Bey yanında kısa boylu bir adamla gelerek,
‘’ baş komiserim, arkadaşım Şerif, size yardımcı olacak. Arşive inmeden bir şey içmek ister misiniz?’’
‘’ Önce işimizi halledelim, sizinle daha işimiz var.’’
Şerif, önde biz arkada gazetenin arşiv bölümüne indik. İlk gördüğümüz rafların tarih sırasına göre numaralanmıştı. Fazla oyalanmadan, aradığımız gazetelerin bulunduğu rafın
önündeydik. 4 Nisandan itibaren 25 Nisana kadar bütün gazeteleri çıkarıp incelemeye başladık. Gerçekten bir katliamla karşı karşıyaydık. O gece evde yaşananları adeta bizde yaşadık. Elle tutulur işimize yarayacak bilgi elde edemememize rağmen işe daha sıkı sarılmamıza yardımcı olacaktı. Telefonumla birçok fotoğraf çektim. İşimiz bittikten sonra, Cavit Beyin yanına döndük. Karşılıklı olarak oturduktan sonra,
Cavit Bey,
‘’ Size nasıl yardımcı olabilirim Baş komiserim?’’
Cebimden Recep’le yaptığım röportajı çıkarıp verdim. Olayla ilgili geniş bilgi aktardıktan sonra,
‘’ Cavit Bey, bu röportajı ve olayı benim istediğim gibi baş sayfada yayınlamanızı rica ediyorum.’’
Kutsal,
‘’ Bu haber bizim için çok önemli. Bundan sonra da, bu olayla ilgili haberleri sizinle paylaşacağız, Cavit Bey.’’
‘’ Ne demek efendim, eğer polisimize bir nebze yardımımız olacaksa, seve, seve istediğiniz haberi baş sayfada basarız.’’
‘’ Şimdi, sıcak bir çayınız varsa, hayır demeyiz değil mi Kutsal?’’
‘’ çok makbule geçer.’’
‘’Hay, hay efendim hemen söylüyorum.’’
Diafondan çayları söyledi. Acele etmeden içtikten sonra, Cavit Beye veda ettik.
‘’ Ne zaman isterseniz gelebilirsiniz Baş komiserim. Elimizden ne gelirse gerekeni yaparız.’’
‘’ İyi akşamlar Cavit Bey.’’
Kutsal,
‘’ Nazik adammış, bize zorluk çıkarmadı.’’
‘’ Hem nazik, hem de akıllı adam. Sen ne yapacaksın?’’
‘’ hastaneye uğrayacağım, oradan da Recep’in eve geçeceğim.’’
‘’ Anlaşıldı seni o evde yalnız bırakamam, bu gece seninle beraberim.’’
‘’ Kabul edemem Sena, evinde seni bekleyenlerin vardır mutlaka?’’
‘’ Kabalaşma Kutsal, ben bekâr bir kadınım. Annemden başka bekleyenim yok. Telefonla haberdar ederim olur biter. O kadar.’’
‘’ O zaman markete uğrayıp bir şeyler alalım öyle eve geçelim.’’
Marketten çıkınca evin yolunu tuttuk. Recep’in evini kendi evim gibi benimsemiştim. İçeri girince her şeyin bıraktığımız gibi olduğunu gördük. Sena,
‘’ Ne bekliyordun ki? Burayı toparlamak bize kaldı.’’
Aslında fazla yapacak bir şeyde yoktu. Vakit kaybetmeden etrafı toparladık.
Sena,
‘’ Sıra akşam yemeğine geldi, sen ocağa çorbayı koy. Omleti ben hazırlarım.’’
‘’ Senin bu paylaşımcılığına bayılıyorum Sena. Şimdi burada Recep olsaydı, hadi doğru mutfağa, akşam için bir şeyler hazırla derdi.’’
İkimiz birden gülüştük. Benim Recep’i taklidim Sena’nın hoşuna gitmişti. Çaylarımızı içerken, aklıma Ayçe’nin odası aklıma geldi. Acaba Sena, odadan işe yarar bir şey çıkarabilir miydi?
‘’ Sena, sana bir şey göstereceğim. Gel ikinci kata çıkalım.’’
Yavaşça odanın kapısını açtım, içimde Ayçe uyanacakmış gibi bir his vardı. Onun akıbetine bir kere daha içimde bir şeyler parçalandı. Eğer yaşasaydı şimdi 22 yaşında olacaktı.
‘’ Burası Ayçe’nin katledildiği oda. Şu gördüğün soluk lekelerse kan izleri. Belki bunlardan bir şey çıkmaz ama yabancı parmak isleri elde edilebilir mi? Bir düşün istersen.’’
‘’ Alınla bin yaşa Kutsal, yarın ilk işimiz olay yeri ekibi ile iletişim kurmak. Denemeden zarar gelmez.’’
‘’ Benim aklıma takılan, yirmi senede teknoloji çok gelişti. Sizin Asayişteki dosya büyük bir ihtimalle kapanmamıştır. Dosyayı yeniden açalım.’’
‘’ Dosya mosya, sen bunları nereden biliyorsun?’’
‘’ Kızım, polis değilsek te polisiye romanlar okuyoruz. O kadarda olsun yani.’’
Yeniden aşağı inip birer bardak daha çay içtik. Salona yer yatağı yaptık. Artık yatmaktan başka işimiz kalmamıştı.
Sabahın erken saatinde uyandım. Gürültü etmeden, mutfağa geçerek, sabah kahvaltısını hazırladım. İkişer dilim ekmek bile kızarttım. Sıra Sena Hanımı uyandırmaya gelmişti.
‘’ Uyan kızı, saatten haberin var mı? Öğren oldu.’’
Yattığı yerden fırlayarak, ‘’ Eyvah işe geç kaldım, hemen çıkalım.’’
Gülerek cevap verdim,
‘’ Lavaboya git, varsa ihtiyacını gider, elini yüzünü yıka. Kahvaltıyı mutfakta yapacağız. Sana ekmek bile kızarttım.’’
‘’ Ya çok kötüsün? Tamda rüyamda hayatımın aşkını bulmuştum.’’
‘’ Kız, yoksa sen rüyalarında öyle şeyler mi görüyorsun? Doğru banyoya önce su dökün abdestini al öyle gel.’’
Sena, gece başının altına koyduğu yastığı kaptığı gibi Kutsal’a fırlatarak,
‘’ çok fesatsın Kutsal. Çayları koy, elimi yüzümü yıkayıp geliyorum.’’
Kahvaltıdan sonra etrafı toparlayıp evden çıktık. Sena,
‘’ Önce, Asayişe uğrayıp şu dosyaya bakalım. Daha sonra hastaneye uğrarız.’’
Olur, anlamında başımı salladım. Ve yola çıktık. Asayişten içeri girince, Bizi gören Celal Amir, yanına gelmemizi işaret etti.
‘’ Anlat bakalım Sena, dün sabahtan beri ne aradın ne de sordun?’’
‘’ Yapmayın Amirim, dün yarı günüm burada geçti.’’
Gelişmeleri anlattım, Celal Amir de beni dikkatle dinledi.
‘’ Amirim, bu olayla 20 sene önceki katliamın bir biri ile bağlantısı olduğunu düşünüyoruz.’’
‘’ Düşünüyoruz derken?’’
‘’ Yani benle arkadaşım Kutsal. İki gün önce meydana gelen olayın tam ortasındaydı. Recep’in hayatını da kurtaran, Kutsal’dır. Kısaca eski dosyayı yeniden açacağım.
Celal Amir,
‘’ Bu işte şimdilik yalnızsın. Arkadaşlarının çoğu hastanede doktorculuk oynuyor.’’
‘’ Ama Amirim?’’
‘’ Tamam, alınma şaka yaptım.’’
Kutsal’a dik, dik bakarak,
‘’ Zaten bugün herkes bana şaka yapıyor zaten.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.