8
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1353
Okunma
//
- her ne kadar körü körüne yaşamış olmasam da tarifi milyonları bulan “aşk” denilen duygunun kimine göre göreceli, kimine göre de öleceli bir kavram olduğunu biliyor sayılırım…
hali hazırda bu duyguyu yaşıyor olanların yer çekimi kuvvetinden uzaklaştığını, yaşamış olanların da dibine kadar hücrelerinde bu çekimin en dip yani yere çakılma hissiyatını yaşadıklarını biliyor ve ”aman benden uzak olsun da” dediklerini de duyar gibi oluyorum….haksız da sayılmazlar… Isaac Newton yaşıyor olsaydı herhalde dudağının kenarına bir tebessüm iliştirip hak verirdi bu düşsel yaşanmışlıklara,,,
- psikolog Zick Rubin’e göre aşk denilen katmanımsı duygu üçe ayılır. romantik aşk, sahiplenici aşk ve kullanılan aşk…
öncelikle yaşamış olanlara geçmiş olsun der ve sormak isterdim hatta bu sorum hali hazırda yaşıyor olanlara da gelsin “siz aşkın hangi yanıydınız ya da yanısınız”
malumunuz romantik aşk her iki yüreğinde tutku ile birbirine bağlı, huzur ve mutluluğun ön planda olduğu aşk biçimidir..
sahiplenici aşk ise, bir tarafın diğer tarafı aşırı derecede sahiplenmesi, kıskanması hatta daha da öteye geçerek şiddet öğeleri de içermesi anlamına gelir..
kullanılan aşk ise, maddiyatın ön planda olduğu bir ilişki biçimidir..İlk planda genellikle alan ve satan memnun olsa da zamanla soyutlaşır..
kişisel fikrim Zick Rubin kusura bakmasın ama romantizm dışındaki tanımlamaları bence aşk olamaz hiçbir kalbe de dolamaz ve dolmamalı
- başka bir psikolog olan Robert Sternberg ise aşka formülsel boyutta yaklaşmış olup bir nevi bu duyguyu teorileştirmiştir.Ona göre aşk üçgenden oluşmaktaymış. Yakınlık, Bağlılık ve Tutku.
bu aşkkenar üçgeni oluşturan öğelerden bir tanesi dahi bırakın yok olmayı eksilse bile aşk bitmiş olurmuş ki bende kendisine katıldığımı belirtmek isterim..
- Antoine Bret ise ne de güzel tariflemiş aslında demiş ki “ Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur” ne kadar da haklı… mantık her daim para, standartlar v.s refahlık getirebilir fakat içerisinde sevgi barındırmayan mantık ne kadar huzur, ne kadar yaşamaktır…Freud boşuna dememiş “yaşam belirtisinin kökeninde duygu, duygulanmanın temelinde de aşk vardır “diye
- malumunuz dünyamız hem çok yaşlandı hem de çok yıprandı.. o artık gece ile gündüzü, siyah ile beyazı, yazı, kışı mevsimleri karıştırır oldu.. ve inanın dostlar eğer dili olsaydı aynen şöyle derdi “savaşmayın artık sevişin yettiniz gayrı” sevgi, aşk adı her neyse olmazsa olmazımız olmalı ve dünya son nefesini vermeden tüm hücreleri aşk ile sevgi ile dolmalı….
- aç veya tok karnına fark etmez aşklık şekeriniz düştükçe günde en az üç defa sevdiklerinize onları sevdiğinizi söyleyin en kötü ihtimalle hissettirin sevmediklerinize de sarılmayı öğrenin ya da öğretin…
- unutulmamalı ki “aşk bir sanattır, sadece hislerimizden ibaret değildir aynı zamanda aşk eylemsel bir davranış biçimidir” değil mi Erich Fromm sen ne dersin….
//
ilhanaşıcımartikibinyirmi