- 641 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VATAN
İnsanların yuvası yer olarak ev, millet olarak ise vatandır. Huzur ve refahımız açısından evsiz yaşamak mümkün olmadığı gibi vatansız yaşamak da mümkün değildir.
Vatan olmadan milletin ayakta durması da mümkün değildir. Bir milletin var olması hayatına huzurlu devam edebilmesi için ancak vatanına sahip olmasıyla mümkündür. Bizim ayaklarımızı sağlam basabilmemiz için şefkat veren bu toprakları yabancılara çiğnetmemek, ay yıldızlı bayrağımızı şerefle göklerde dalgalandırmak, semayı inleten ezanı, gönülleri huzura çeviren kur’an seslerinin susturmamak, birlik ve beraber olmak her Türk’ün görevidir.
Vatan sevgisi sevgilerin en güzeli ve en kutsalıdır. Ancak bu sevgi laf ile olmaz. Vatanını seven onun uğruna ölmeye hazırdır. Şair ne güzel özetlemiş;
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Bizler vatan uğrunda kanlarıyla destanlar yazan, şehitler ve gazilerle dolu bir milletin çocuklarıyız. Ecdadımızın bu topraklar için ne kadar çabaladığını, ne kanlar döktüğünün bilincinde olmalıyız. Lafta değil, yürekten hissetmeliyiz. Vatan, uğrunda her türlü fedakarlığı göstereceğimiz en kıymetli varlığımızdır. Kıymetli Mehmet Akif’in dediği gibi ;
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Vatanımıza her kim göz dikiyorsa onun hakkından gelmeyi borç bilmeliyiz. Silah elde, kışta, yağmurda, en zor anlarda ve vatanın her karışında nöbet bilmeyi, onu korumayı görev sayarız, saymalıyız. Çünkü biliriz ki:
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.
Gökyay’ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.
Vatan uğruna yaşamayı bilmeyen, vatan için ölmesini de bilmez. Malazgirt’te, Çanakkale’de, Sakarya’da, İstanbul’un fethinde ve daha nice yerlerde kanlarını canlarını vermişler, şahadet şerbetini içmişlerdir. Bizler de onların, böyle bir ecdadın torunlarıyız. İnanıyoruz ki, bir insan için erişilebilecek rütbelerin en yücesi şehitliktir. Vatan uğrunda şahadet şerbetini içip bu fani alemden göçenler, Allah katında peygamberlerden sonra en yüksek mertebededirler. Biz onları aramızdan ayrılmakla öldü sanıyoruz. Oysa onlar ölmüş değillerdir. Neticesini bilmediğimiz bir hayat ile yaşamaktadırlar.
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar, Allah’tan gelen nimet ve keremin; Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler.” (Âl-i İmrân, 169-171)
Şehitlerimizin Nur’u şad olsun. Ailelerine Allah’tan sabır diliyorum.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
İnstagram : ilaydakardas3
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.