- 442 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YDP Cumhurbaşkanlığı Manifestosunu Açıkladı
Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Prof Dr Erhan Arıklı Cumhurbaşkanlığı seçim manifestosunu Girne Alsancak’ta görkemli bir tören ile açıkladı.
Prof Erhan Arıklı, önümüzde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde öncelikle “Toplum Lideri” veya “Müzakereci” değil, “Cumhurbaşkanı” seçeceğimizin üzerinde durdu.
Cumhurbaşkanı görev ve yetkilerinin anayasada belli olduğunu söyleyen Arıklı, “Cumhurbaşkanına teamüller gereği yüklenen “Toplum Liderliği” veya “Müzakereci” sıfatlarının anayasal bir zemini yoktur. Oysa Anayasamızın 3. Maddesinin 4. Fıkrası: “Hiçbir organ, makam veya merci, kaynağını bu anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamaz” demektedir. KKTC yasalarına göre yabancı devlet ve uluslararası kuruluşlarla anlaşmaları müzakere etme ve sonuçlandırma yetkisi, Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Dışişleri Dairesi’nin görevidir.” diye belirtti.
Arıklı: “ Şu ana kadar Cumhurbaşkanlarımızın yürüttüğü müzakere süreçlerinin herhangi bir anayasal ve yasal zemini olmadığını, Cumhurbaşkanı müzakere sürecini yürütecekse, KKTC meclisi tarafından mutlak surette bir karar alınarak bu görevi sürdürmesi gerekmektedir.” diyerek “Federasyon temelli müzakerelerin artık bittiğini, bundan sonra Rumlarla ancak “iki devletli bir çözüm” veya “konfederal bir sistem” temelinde görüşmeleri sürdürebileceğimizi ifade ediyoruz.” dedi.
Prof Arıklı Yol Haritasını belirleyerek neler yapılması gerektiğini açıkladı: “En kısa süre içerisinde self determinasyon (Halkların kendi kaderini belirleme hakkı) hakkımızı kullanmak için referandum yapacağız. Kıbrıs Türkleri toplum değil, bir halktır” dedi.
“Halkın artık federasyondan umudunu kestiğini, artık iki devletli çözüm modeli istediğini” belirterek, “Şu ana kadar yapılan tüm görüşmelerden Rumların masadan kaçtığını, anlaşmaya bir türlü yanaşmadığını” belirtti. “Buna rağmen Sayın Akıncı’nın hiçbir şey almadan birçok tavizler verdiğini” belirtti.
Crans Montana görüşmelerinde Sayın Akıncı’nın “Artık iki devletli çözüm üzerinde durulması gerektiğini” söylediğini ve fakat sonra nedense bu söylediğini unutarak tekrar federasyon konusunu gündeme getirdiğini söyledi.
Federasyon konusunda yeterince zaman harcandığını belirten Arıklı: “Daha fazla beklenilmesinin gereği ve anlamı yoktur. Artık yeni şeyler söylenilmelidir. Kıbrıs’ta yeni fikirlere ihtiyaç duyulduğu, BM Genel sekreteri Gutteres ’in 15 Ekim 2018 tarihinde Güvenlik Konseyinde sunduğu raporda da açıklanmıştır. Hatta Anastasiadis bile “Desantralize Federasyon” önermiş ve yıllardan beri süregelen federasyon görüşmelerinin dışına çıkılabileceğini göstermiştir.
Biz, bu noktada, diğer adaylardan farklı olarak, “Artık federasyon temelli müzakerelerin bittiğini ve Cumhurbaşkanı seçilmemiz halinde Rumlarla federasyon görüşmeyeceğimizi” ilan ediyoruz.
Bize göre yapılması gereken ilk şey Kıbrıs Türk Halkına “Federasyon İsteyip İstemediğini Sormak” olmalıdır.
Biz, halkımıza, gerçekte ne istediğini soracağız. Halk, federasyon istiyorsa Cumhurbaşkanı olarak müzakere görevini Meclise devredeceğiz. Anayasada Cumhurbaşkanının görevleri arasında “Müzakere” ve “Görüşmecilik” yetki ve görevi yoktur. Böyle bir durumda Meclis veya Hükümet bir müzakereci tespit eder.
Ama biz halkımızın artık iki devletli bir çözüm istediğini, KKTC’ye sahip çıktığını ve yapılacak referandumda Federasyonu reddederek, KKTC’nin ilelebet yaşayacağı 2 devletli bir çözümden yana tavır koyacağını biliyoruz.” dedi.
Arıklı halkımızın federasyonu reddettiğinin ortaya çıkmasıyla KKTC’yi dışa açmak için modellerimizi ortaya koyacağız diyerek yapılacakları şöyle sıraladı:
“ Federasyon görüşmelerini noktaladığımızı, bundan sonra ancak iki devletli çözüm istediğimizi dünyaya duyuracağız. Bizi tanıyabilecek ülkeler nezdinde yoğun bir diplomasi faaliyeti yapıp tanımalarını sağlayacağız.(Kosova Modeli)
Bizi tanıyamayacak ülkelerin bizimle doğrudan ticari, kültürel ve sportif ilişkiler kurabilmeleri için çalışmalar yapacağız.(Tayvan Modeli)
Bu arada Anavatan Türkiye ile yeni bir anlaşma yapıp dış misyonlarında KKTC’yi de temsil etmesi için Türkiye’ye yetki vereceğiz. Bizim için önemli olan bazı ülkelerde Temsilciliklerimizin varlığı devam edecek. Bazı ülkelerde ise Türkiye Büyükelçiliklerinde KKTC temsilcilerinin de diplomatik görev yapmasını sağlayacağız. Aynı şekilde savunma işbirliği anlaşması yaparak savunmada da Türkiye ile çok daha yakın işbirliği ortamı yaratacağız. Bir başka deyişle bugünkü durumu resmileştireceğiz.
Prof Dr Erhan Arıklı, “BM’nin KKTC’nin tanınmaması için alınan kararların tavsiye niteliğinde karar olduğunu, tanıyan ülkelere sadece teessüfler bildirildiğini, tanıyan ülkeye herhangi bir yaptırım veya ceza gelmeyeceğini” belirtti. Kosova’nın tanınmasını örnek verdi. “KKTC’nin tanınmaması halinde bile dünyanın sonu olmadığını, Uluslararası hukukta Devlet olmanın şartları arasında “Tanınma Şartı”nın bulunmadığını” söyledi. “Devlet olma için gereken şartların “Sınırları belirli bir toprağa sahip olmak,” “Bu Toprak üzerinde egemen olmak”, “Bu toprak üzerinde yaşayan birlikte yaşama arzusu üzerine anlaşmış bir halka sahip olmak” ve “ yöneten bir siyasi iktidara sahip olmak.”olduğunu belirterek bütün bu şartların KKTC’de var olduğunu” söyledi.
Prof Arıklı, “Kıbrıs Konusunda ikinci adımlarının Taşınmaz Mal Komisyonunu aktif hale getirmek olacaktır” diyerek “Mülkiyet sorununun çözülmesiyle Kıbrıs sorununun iki devletli bir çözüm formülü ile büyük ölçüde halledileceğini” belirtti.
Maraş meselesine de değinen Prof Arıklı “Maraş’ı açacaklarının parti manifestosunda yer aldığını ve bu düşüncenin Hükümet programına alındığını ama bunun sadece envanter çalışması ile kalındığını” belirtti.
Prof Arıklı “Maraş’ın iskâna açılması ülkemize ekonomik, sosyal ve siyasal kazanımlar sağlayacaktır… Maraş’ın sadece tamiratı için gereken para 2 milyar dolardır. Bu paranın bir an evvel ekonomimize akmasını sağlamamız gerekiyor. Yapılacak tek şey; Maraş’ı askeri bölgeden çıkaracak bir bakanlar kurulu kararı almak ve mal sahip olduğunu iddia eden Rumlara TMK ya başvurmalarının önünü açmaktır.” dedi.
Prof Arıklı “Ülkemize yıllardır haksız ambargo uygulandığını fakat Hükümetlerimizin bu ambargoları delmek, alternatif pazarlar ve metotlar bulmak yerine; beceriksiz ve aciz kaldıklarını, bunu da kader olarak kabullendiklerini” söyledi.
“ABAD kararları ile ülkemize uygulanan ticari ambargoları alternatif pazarlar bularak çok rahat delebiliriz. Yeter ki kaliteli, ucuz ve sağlıklı ihraç malları üretebilelim.” dedi.
Spor ambargolarının da üzerinde duran Prof Arıklı, “Bunların da delinebileceğini” söyledi. Arıklı “Dışişlerinde temsilci olarak görev yaptığımız süre içerisinde, başarılı çalışmalar sonucu Azerbaycan ve Kırgızistan’a doğrudan uçuş gerçekleştirebilmiş ve Kırgızistan Milli Futbol ve Basketbol takımlarını Kırgızistan Spor Bakanının kafile başkanlığında adamıza getirmiş ve tarihimizde ilk defa Futbol ve Basketbolda milli maçlar yapabilmiştik. Aynı şekilde KKTC Şampiyonu Küçük Kaymaklı futbol takımını Kırgızistan’a götürmüş ve orada Şampiyon takımlarla maçlar yaptırabilmiştik. Bizden sonra bu çalışmaların arkası gelmedi. Çünkü ne bizi yönetenlerin; ne de bizi dışarıda temsil edenlerin ambargoları delmek için ciddi bir niyet ve çalışmaları olmadı.
Oysa 2004 yılında yapılan Annan Planı referandumundan sonra önümüze çok büyük fırsatlar çıkmış; ama bu konuda ciddi bir çalışma yapılamadığı ve hemen Federasyon görüşmelerine geçildiği için ambargoları kaldırmak veya delmek için çaba harcanmamıştır.” dedi.
Arıklı “Cumhuriyet Güvenlik Kurulunu aktif hale getireceğiz. Devlete hakaret eden, devleti küçük düşüren faaliyetleri engellemesi ve yasal tedbirleri alması konusunda herhangi bir tedbir almayan Hükümetlere bu konuda telkinlerde bulunacağız.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı görevinin sembolik bir makam olmadığını, Cumhurbaşkanının bu görevleri hakkı ile kullandığı takdirde KKTC’nin çok daha iyi yönetilebilen bir ülke olduğunun görüleceğini belirtti. Arıklı: “Cumhurbaşkanı olduğumuzda Anayasa ve yasalarla bize tevdi edilen bu görevleri yürütebilmek için çeşitli komisyonlar kuracak, özellikle müşavir statüsünde olup evinde vakit geçiren ehliyetli ve liyakatli kişileri bu komisyonlarda değerlendireceğiz.” dedi.
Son olarak Başkanlık Sistemine parmak basan Arıklı “KKTC’de parlamenter sistemin artık kendini tükettiğini, bu sistemin daha fazla devam edemeyeceğini” söyleyerek bu siyasi yapının değişmesi gerektiğini ve Başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini belirtti.
Prof. Arıklı “Sistem değişikliği için gerekli hukuki ve siyasi zemini hazırlamaya yönelik çalışmaları yapacağız. Bizim dönemimizde; bir sonraki seçimlerin “KKTC Devlet Başkanı’nı seçecek seçimler” olması için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.