- 1103 Okunma
- 12 Yorum
- 3 Beğeni
HAYATIN AYAK İZLERİ / HER ŞEY GÜZEL OLSUN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bu gün Şubat ayının ikinci haftası biterken bir süredir evde olmanın verdiği rehavetle bilgisayarımın başına geçtim. Televizyonda ekonomi programında artık ev gençlerini (yani eğitimli evde oturan gençleri) anlatıyor. Tam da bizim konumuz.
İki kız çocuğu yetiştirdim, bütün yatırımlarımı onların üzerine yaptım. Büyük kızım ABD de okudu, dört dili var, küçük kızım ise Kanada’da okudu iki dili var. Büyük kızım okuduğu ülkede evlenerek oraya yerleşti. Ancak küçük kızım bize daha bağımlı olduğundan hasretimize dayanamadı geri geldi. Geldiğinden beri işe girmek için yaptığı bütün girişimleri sonuçsuz kalmış bulunmakta, ya da işveren tarafından teklif edilen işler çok vasıfsız olup verilen ücret asgari ücret ayarında ve söz konusu olan iş için günlük on, onbir saati bulan çalışma ile çok yüksek performans istenmekte. Bu gidişle küçük kızımın eğitiminin karşılığını alması mümkün değil.
Korkarım geleceğimiz tehlikede.
Evde oturmayı özlemişim, sağlık sorunlarım olmasına rağmen bu süreçte sevdiğim şeyleri yapmanın yanında, ev ile ilgili birtakım düzenlemeler yaptım. Uzun zamandır dokunamadığım yerlere dokunup, ara sıra yapılması gereken ayıklamalar, eskiler, yeniler kullanılan kullanılmayanları ayrıştırarak, kullanılabilecek durumda olanları ihtiyacı olanlara verdim.
Ay, ay neler biriktirmişim, karıştırdıkça neler çıktı neler. Eski biblolar, eski tablolar, eski müzik kutuları, çocukların eski kıyamadığım oyuncak ve giysileri, depoda kullanılmayan çalışma masaları eski bilgisayar parçaları vs ve tam on koli kitap. Her bir koliyi babayiğit bir pehlivan zor kaldırır. Taşımaya yardım eden usta burnunu kıvırarak, ne acı bir şey söylediğini bilmeden “şimdi kimse okumuyor, bu ne çok kitap, sanki profesör mü oldunuz. Döndü hanımın sizin kızınızla yaşıt oğlu ilk okuldan sonra okumadı. Önce dikiş atölyesinde çalıştı, daha sonra bir binanın kapıcılığını yaptı, kapıcılığını yaptığı binada üst düzey bir memur çalıştığı bankaya temizlikçi olarak aldı. Şimdi iki dairesi var. Birisi de dubleks.” Bizim kitapların hiç işe yaramadığını kendi dilinde dile getiriyordu. Kitapları sahafa kilosunu 30 kuruşa vereceğini söyledi.
Çaresiz yerim olmadığından iki koli hariç tüm kitapları vermek zorunda kaldım.
Küçük kızım işe giremedi ancak efendi bir delikanlı ile yakın zamanda dünya evine girmeye hazırlanıyor. Bizim için farklı bir heyecan. Büyük kızım ABD de evlendiği için onun evlilik heyecanını yaşamamıştık.
Eğitimli bir ev genci iken, eğitimli bir ev hanımı olacak.
Evde orayı, burayı karıştırırken eski albümler, eski eşyalar elime geçti. Uzunca bir süre anılarda gezindim. Anılardan günümüze gelmek benim için bayağı zor oldu. Saatin akrep ve yelkovanı gibi her geçen anı geri döndürme şansımız yok. Bu gün de yarın için bir anı olarak hafızamıza kazınacak. Galiba bu sürede hayatın ayak izlerini önceden belirleyen, akrep ve yelkovan dan önde giden kazanacak.
Her şey güzel olsun.
(17.02.2020 tarihinde günün yazısı olarak Hayatın ayak izleri/her şey güzel olsun adlı yazımı güne seçen seçki kuruluna teşekkürlerimi sunuyorum.
Saygılarımla.)
YORUMLAR
yaşasınnn.
gün güzelliğine selam olsun.
selam olsun canım gönül dostuma.
bu aralar her şeye geç kalıyorum ama koşa koşa da gidiyorum elimden geldiğince.
sizi seviyorummmm..
<3
:))
kocaman sevgimle sevgili Fatma Hanım
Fatma Oral
Ben de sizi seviyorum.
Sevgierimle.
Evdeki zamanınızı fırsata dönüştürerek ara sıra yapılması elzem olan düzene katkı vermeniz ne iyi olmuş. Ülkemizdeki işsizlik araları, yara açar seviyede. Arkada bırakacağımıza inandığım bu olumsuzlukları olumluluğa çevirmek çok zor da olsa zamanımızı değerlendirme olanağını bize sağlayabiliyor.
Anlamlı yazınızı içim burkularak paylaştım.
En güzel gelecek, şans, başarı ve mutluluklar sizinle olsun.
Sevgi ve saygılarımla
Fatma Oral
Sevgi ve Saygılarımla.
Elinize sağlık.Kendi tabiiliği içinde çağıl çağıl akan bir dere kadar duru ve akıcı yazı olmasının yanı sıra memleketin halini de özetlemiş. Müstakbel büyüklere istikbal olma gayretinin sonuca tesir etmediği kanaati hakimse de ""eğitimli bir ev hanımı olacak.""
Vurgusuyla Usullerin tamamının Esas'a hızmet olduğu başarılı bir şekilde öne çıkarılmış. Her ne kadar baba ve Anne çocuğunun esiri ise de gelecek bu iki esirin eseri olacaktır.
İki kız çocuğu yetiştirdim derken tek başınıza mı? Eşinizden bahsetmemişsiniz
dikkatimi çekti
Hocam siz çocuklarınızı yurt dışında okutmuşsunuz çok güzel
Ancak mutlaka yurt dışında bir iş deneyimiyle Türkiye ye gelmeliydi
aksi halde Yurt dışında okumuş kişilerin Türkiye ye uyum sağlaması
çok çok zor
Nere de ikamet etmektesiniz bilmiyorum
Ancak İSTANBUL ise Kızınıza Yardımcı olmak isterim
Mevcut ihracat yapan bir firmada dil bildiği için müşteri temsilcisi
olarak kendisini firmalarımıza önerebilirim
şayet istanbulda iseniz mail adresim: [email protected]
nice saygılarımla
Bu ülkede uzun yıllardır eğitimli ve dürüst insanlar cezalandırılırlar. Terfi ettirilen ya da 'boyundan büyük' yerlere konuşlananların biyografilerini bir inceleyin, çoğunun neden taltif edildiğini görebilirsiniz.!.... :(
Benzer dertlerden muzdaripiz!...
Oğlum yüksek lisansını yaparken, hocası onu çok beğendiği için bir doktora kadrosunu onun için beklettiğini söylüyordu. Branşına çok hakim, oğlunu tek başına büyüten bir hanımefendiydi ve tanıştığımız bir sosyal ortamda 'çabama çok saygı duyduğunu, kendisinin de aynı şeyi yaptığını' anlatmıştı bana.
Üstelik lisans öğrencileriyle ilgili tüm çalışmaları oğlumla yapardı ve kendisine biraz daha yardımı olsun diye çalışmalarını değerlendirmeyi erteledi ve 1.5 yıllık süreyi 3 yıla uzattı. Üstelik oğlum burslu ya da kadrolu değildi.
Buna da 'pekİ' dedik!...
Yüksek lisans tezini vermesine birkaç gün kala, oğlumu çağırdı ve doktora tezini enstitüya iade etmek zorunda kaldığını söyleyerek özür diledi.
Şok olduk!...
Enstitü aldığı bir kararla doktora öğrencisi için kendi maaşından 800 Tl. kesinti yapılacağını bunu kabul ederse kadronun kalabileceğini belirtmişti. Biraz önce anlattığım şartlarından dolayı, o da iade etmişti. Bunu oğluma anlatırken çok ağlamıştı. Kadın öğretim üyelerine uygulanan bir mobing!...
Tezinin ardında oğlum farklı üniversitelere başvuru yaptı ve en sonunda dereceyle öncelik kazanarak doktorasına başka bir ilde başladı. Ona sıfırdan bir düzen kurduk. Hocası bu zaman içinde beni iki kez telefonla arayarak 'böyle bir evlat yetiştirdiğiniz için size teşekkür ederim.' dedi. Çok mutlu oldum.
Ben sık sık yanına gittikçe mutlaka bölümce yemeğe çıkılır ve hepsi benimle görüşmek isterlerdi. Oğluma hayrandılar. Doktora tezi de yine hocasının rica ve minnetiyle uzatıldı. Çünkü başka doktora öğrencisi yoktu. Oğlum öğrenci kadrosunda doktora yapıyordu, üstelik laboratuvarlı bir çalışma gerektirdiği için işte de çalışamıyordu. Bu sürede hazırladıkları bütün projeler de reddedildi!...
Nisan'da mezuniyetini aldı ama kadro yok!... İş başvurularındaki en tanıdık cümle 'keşke doktora yapmasaysınız, biz yüksek lisans mezunu arıyoruz!...'
Birkaç ciddi görüşmede de asgari ücretle ve en az beş yıl maaş artırımı olmayacağı, sonrası için de o zaman görüşüleceğiydi!...
'Her üniversite mezununa iş bulmak zorunda değiliz!' anlayışının en tepeden dile geldiği bir ülkede eğitimliye hak ettiği yerin verileceğini düşünmek artık hayal..
Beyin göçünün nedenlerini anlamak lazım!...
Yazı, güzel bir dilekle bitiyor.
Bilmukabele Fatma Hanım...
Sevgilerimle...
Serap IRKÖRÜCÜ tarafından 2/16/2020 4:43:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serap IRKÖRÜCÜ tarafından 2/16/2020 4:53:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
Den(iz)
:(
Sevgilerimle...