- 585 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Günün Sabahı
Sabah kedilerimi doyurdum. Dün benim sokaktan gelen Kocadost yoktu! Bugün sabah 06:19 saatinde çıkıp geldi. Benim Tonton’un dünden kalan ciğer artığı vardı; onu Kocadost’a verdim yedi. Benim Karakuş’un mama tabağını da koydum Kocadost’un önüne. Belli ki Kocadost yağmurda yaşta yiyecek bulup yiyememiş, giyecek bulup giyememiş. Kocadost mama tabağının yarısını yedi bitirdi, sarısını yedi bitirdi, darısını yedi bitirdi, arısını yedi bitirdi:) Kocadost’a yiyecek vermekle bayağı sevap kazanmışımdır; öbür dünyada yerim hazır.
12.03.2017 07:22
Düzenleme: 13.02.2020
Yakuphan Kılınç
YORUMLAR
Almanya'lı Ve Manavgat'lı
Yazılar bölümüm dolu bu yüzden söyleşimi buraya yazayım.
Misafir karşılama
-Hoşgeldiniz buyrun, bu tarafta boş yer boş masa var, bu tarafa oturabilirsiniz.Garson benim, buyrun oturun. Siparişinizi alacağım. Ne içmek istersiniz?
- Ben bir bardak yarı tatlı şarap istiyorum
-Yarı tatlı şarap var mı bir bakalım, yoksa başka ne alırsınız?
-Bir bira alırım.
-Hemen getiriyorum... Yarı tatlı şarap varmış, pardon affedersiniz yarı tatlı şarap yokmuş. Biranızı getirdim.
- Önemli değil sorun değil, çok teşekkür ederim.
-Rica ederim afiyet olsun sohbet etmeyi severmisiniz? Biraz sohbet edelim mi?
-Tabi tabi bayılırım edelim.
-Adınız soyadınız nedir, nerelisiniz, evlimisiniz, bekarmısınız, kaç yaşındasınız?
- Benim adım Murat Murat, bendeki çok ekşi surat. Almanya'lıyım. Evliyim iki çocuğum var biri oğlan biri kız, birisi güneş birisi kutupta yıldız. Ellidört yaşındayım. Tatile geldim, iyi ki de gelmişim sohbet edecek güler yüzlü samimi birisini buldum. Sende anlat bende seni tanıyayım. Adın soyadın nedir, nerelisin, evlimisin bekarmısın, kaç yaşındasın? Başka uğraştığın bir iş varmı?
- Murat bey benim adım soyadım Yakuphan Kılınç. Bana şâir derler, sanatçı derler (müzikle uğraştığım için), ama ikisinden de bir kuruş para kazanmıyorum. Antalya'nın Manavgat semtindenim. Garsonluk yapıyorum. Evlendim ayrıldım akıllı bir kızım var, okutup memur yapacağız. Otuz dört yaşındayım. Henüz yolun başındayım. Yüreğime yağmur yağıyor, zemherinin kışındayım. Manavgat'ta havalar nasıl, nasıl buldunuz burayı?
-çok eğlenceli bir adamsın Yakuphan. Seninle sohbet ederken dağda bayırda mutlu mutlu yürür gibiyim. Kilolarımı kaybetmiş erir gibiyim, onsekiz yaşına varır gibiyim. Para getirsin de meslek fark etmez Yakuphan. Manavgat'ta yazın havalar çok sıcak, Manavgat'ta havalar kışın çok soğuk. Ama ne yalan söyleyeyim güzel bir yer güzel bir memleket. Almanya'ya geldin mi hiç, oraları bilir misin?
- Siz de çok eğlencelisiniz Murat bey, benden geri kalır hâliniz yok. Maşallah şâir gibisiniz. Almanya'ya gitmişliğim yok, almanca dilimi geliştirmeye çalışıyorum. Almanya'lı bir kız bulup Almanya'ya gitmeyi, Almanya'ya yerleşmeyi düşünüyorum. Türkiye'nin gidişatı çok kötü. Buralarda yaşanmaz gayrı. İçeceğiniz bitmiş tekrar istermisiniz? Sohbete kaldığımız yerden devam ederiz.
-İsterim bir bira daha Yakuphan.
- Servis bara doğru gidiyorum... Servis bara geldim. Barmene söylüyorum. Asmut bey bir bira verirmisin.
-Tabi Yakuphan bey hemen veriyorum. Buyrun biranız. Başka.
-Başka, düşmeyelim gardaş aşka. Bira Almanın. Bira bol köpüklü olsun.
-Teşekkür ederim
Servis bardan ayrıldım masaya doğru yürüyorum. Ve masaya geldim.
-Birayı sağ taraftan servis yapıyorum, ve masaya bırakıyorum. Evet Murat bey ne diyorsunuz nasıl gidiyor?
- Nasıl gitsin sizin buraların deyimiyle yuvarlanıp gidiyoruz. Almanca'yı geliştir de seni Almanya'ya götüreyim, oranın şartları iyi.
-İnşallah bakalım.
- Yakuphan teşekkür ederim görüşürüz.
-Rica ederim, iyi günler, görüşmek üzere.
Not : Hayal ürünüdür.
Senarist: Yakuphan Kılınç
yakuphan kılınç
Hadsizler
İnsanların evinin içine dinleyici böcek yerleştirip, evinin etrafına özel köpek yerleştirip, evi özel hayatı dinleyip insanlara saldıran ve provokatörle sindirmeye çalışanlara, insanları kendi aşağılık seviyelerine indirmeye çalışanlara, kaptanı olduğu gemisine bindirmeye çalışanlara haddini bildireceğiz! Haddini aşanlara dersini vereceğiz. Yakuphan Kılınç