- 400 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beðeni
ÖÐRETMENÝN YÜREÐE DOKUNUÞU
ÖÐRETMENÝN YÜREÐE DOKUNUÞU
Zengin arazi ve sürü sahipleri dað köylerindeki yoksul aile çocuklarýný çalýþtýrmak üzere ailelerinden alýr, her iþte çalýþtýrýrlardý. Genellikle on ile on beþ yaþ arasýndaki çocuklarýn içinden güçlü kuvvetli olanlarý tercih ederlerdi. Seçilemeyen çocuklar köyde kalýrlar, kendi ailelerinin iþlerine yardýmcý olurlardý. Köye gelmeden önce haber gönderirlerdi, çocuklar muhtarýn evinin önünde toplanýrdýk, adamlar içimizden seçer, köylerine
götürürlerdi. Annemizle, babamýzla, kardeþlerimizle vedalaþýrdýk. Bu vedalaþma hüzünlü olurdu. Aylarca göremezdik en sevdiklerimizi. Ama seçilip gitmek ve parayla, koyunla, inekle köye dönmenin verdiði gurur hiçbir þeyde yoktu. Bir iþe yaramanýn, ailemizin mütevazi bütçesine katký saðlamamýz müthiþ bir gururdu bizim için.
Ýþin kötü tarafý; adamlarýn mayýs ayýnda gelmeleriydi. Hepimiz okula gidiyorduk. Bir ay, bir buçuk ay okulumuzdan, derslerimizden geri kalýyorduk. Bir sonraki eðitim-öðretim yýlýna da geç baþlýyorduk. Ben okumak, týpký Ayþe Öðretmenim gibi öðretmen olmak istiyordum. Sýrf bu sebepten -ki benim açýmdan en geçerli sebep bu, çünkü benim hayallerim, ideallerim vardý- dolayý beni seçmeseler diye gece boyunca dua ederdim. Öðretmenimiz de bana ’Sen gitmesen iyi olur. Okuyacak kapasiten var senin. Belki þimdi ailene maddi yardýmýn olmayacak ama okuduðun aman kendini de, onlarý da kurtaracaksýn,’ derdi. Onun böyle söylemesi beni daha da hýrslandýrýyor, durmadan kitap okuyor, derslerime düzenli olarak çalýþýyordum.
Bir gün muhtar Hasan Amca okula haber gönderdi: Cumartesi sabah dokuzda muhtarlýðýn önünde hazýr toplanmamýz gerektiðini söyledi. Öðretmenimizin gözlerimin içine baktýðýný gördüm. ’Ýnþallah beni seçmezler,’ dedim. Öðretmenimiz gözlerini kýrparak beni yüreðiyle onayladý. Benim dýþýmdaki erkek çocuklar sevinç çýðlýklarý atarken yüreðimi derin bir hüzün sardý. Bu durumumu gören öðretmenimiz yanýma gelerek baþýmý þefkatle okþadý. ’Bunca çocuðun içinden seni seçecek deðiller ya;’ dedi. ’Ýnþallah öyle olur öðretmenim,’ diyerek onu onayladým.
Ertesi sabah muhtarlýðýn önünde toplaþtýk. Siyah bir minibüsten yedi tane güzel giyimli adam indiler. Muhtar baþta olmak üzere köyün büyükleri sýrayla tokalaþtýlar ’Hoþ geldiniz,’ dediler. Keþke benim oðlumu alsalar diye içlerinden dualar ediyorlardý. Bunu dudaklarýnýn hareketlerinden anlayabiliyordum.
Adamlardan siyah takým elbiseli olaný sandalyenin üstüne çýktý. ’Deðerli Dereköylüler, bu misafir severliðiniz beni duygulandýrdý. Çok teþekkür ederim. Bizler çocuklarýnýzý götürerek onlara hayatý öðretiyoruz. Bol bol yiyorlar, içiyorlar. Dünyanýn parasýyla getirip sizlere sað selamet teslim ediyoruz. Bugün yedi tane çocuk götüreceðiz. Çok þanslý bu çocuklar yediniz de Yeþilköy’de çalýþacaksýnýz. Ýþlerden fýrsat buldukça birbirinizi görebileceksiniz,’ dedi. Köylüler adamý alkýþladýlar. Çocuklar ise sevinçten çýðlýklar attýlar. Bir ben hariç. Beni fark etmesinler diye en arkada durdum. Küçük görünmek için dizlerimi hafiften büktüm. Adamlardan biri en güçlümüz olan Muharrem’i seçti. Muharrem ’Zaten biliyordum’ edasýyla gururlanarak adamýn yanýna gitti. Hele anne ve babasýnýn gözleri güldü. Bu arada yan taraftaki evin balkonundan Ayþe öðretmenin bizi izlediðini gördüm. Benim seçilemek için gösterdiðim çabayý görüyordu. Sonra Hüseyin’i seçtiler, daha sonra Hamdi’yi. Sonra da Bekir’i seçtiler. ’Böyle giderse iyi,’ dedim içimden. Sýra konuþmayý yapan adama geldi, tekrar çýktý sandalyenin üstüne, iþaret parmaðýyla beni gösterdi ’Sen gel oðlum,’ dedi. Dizlerimin baðý çözüldü. ’Ben mi?’ dedim titrek bir sesle. ’Evet sen, kim olacak baþka. Sen ev iþlerine de yardýmcý olursun, yanýma gel,’ dedi. Gözümden süzülen yaþý Ayþe öðretmenim görmesin diye kolumla sildim. Onun da ayný þekilde gözlerini sildiðini gördüm. Çaresiz gittim adamýn yanýna.
Bu mutlu gün yenilen birbirinden güzel yemeklerle ve içilen ayranlarla kutlandý adeta. Daha sonra ailelemizle vedalaþtýk. Çantalarýmýz hazýrlandý. Bir koþu öðretmen lojmanýna gittim. Ayþe öðretmenim sarýldý bana. ’Çok üzüldüm yavrum. Ama elimden bir þey gelmedi. adam seni seçtiðinde daha fazla dayanamadým, buraya geldim. aðladým.’
’Ben de aðladým öðretmenim. Siz görmeyin, üzülmeyin diye çaktýrmadan sildim kolumla. Öðretmenimiz bana üç tane roman verdi. ’Bunlarý oku olur mu oðlum? Ekim ayýnda görüþmek üzere, haydi git seni beklerler,’ dedi. ’Söz veriyorum öðretmenim, ben de sizin gibi öðretmen olacaðým,’ dedim. Yüreðimi öðretmenime býrakarak ayrýldým yanýndan. Bindik arabaya, düþtük Yeþilköy’ün yoluna.
Tam dört ay on üç gün Yeþilköy’deki zengin çiftçilerin her türlü hizmetini yaptýk. Çobanlýk en öncelikli iþimizdi. Daha sonra ineklerin ve koyunlarýn saðým iþleri. Sonra sofranýn kurulmasý ve yemekler yendikten sonra toplanmasý. anlayacaðýnýz ne kadar ayak iþi varsa hepsini biz yapýyorduk. Ahýrýn yanýndaki tek odalý bir tane yataðýn olduðu yerde kaldým. Gece hayvanlardan doðum yapan falan olursa ya da baþka bir sýkýntý olursa hemen müdahele etmemiz için bizi ahýrlarda yatýrdýlar. Sadece bizi deðil her çocuk benim gibiydi. Çünkü bu iþin kuralý buydu. Evin benim yaþýmdaki oðlu Ufuk ahýra hiç gitmediðini söylediðinde þaþýrmýþtým. Öyle ya gerek de yoktu. Çünkü ben onu yerine her iþi yapýyordum. Neyse sizi de üzmeyeyim bunlarý söyleyerek.
Bu arada okullar açýldý. Herkes okula giderken biz iþlerle cebelleþiyorduk. Nihayet iþler bitti, bizler bir kamyonetle köyümüzün yolunu tuttuk. kiþi baþý beþer tane koyun verdiler. Her birimizin koyununun yününü farklý renge boyamýþlardý. Kýrmýzý boyalý olanlar benimdi. Koyunlarla ayný yerde köye kadar gittik. Köye gidene kadar koyunlarýmý sevdim. ’Bunlar benim kazancým. Emeðimle elde ettim,’ diye gururla sevdim de sevdim.
Köye gittiðimizde ailelerimiz bizi özlemle karþýladýlar. Sarýldýk, öptük birbirimizi. Koyunlarý babama teslim eder etmez Ayþe öðretmenin lojmanýna koþtum, kapýsýna heyecanla vurdum. Öðretmenim kapýyý açar açmaz beni baðrýna bastý. ’hoþ geldin yavrum, hoþ geldin, nasýl geçti tatilin? Diyemediðim için üzgünüm. aslýnda sen iyi bir tatili hak ediyordun,’ dedi ve aðladý. Ben de ona eþlik ettim. Sonra karþýna geçtim ’Öðretmenim sizi çok özledim.Verdiðiniz romanlarý iþlerimin arasýnda okudum. Özetlerini bile yazdým. Yarýn okulda arkadaþlarýma okuyacaðým,’ dedim.
Ertesi gün okuluma kavuþtum. Tabi her yýl olduðu gibi yine beni sýnýf baþkaný seçtiler.
Ayþe Öðretmeni halen Kadýköy’de bir okulda öðretmenlik yapýyor. Ben de bildiðiniz gibi Maltepe’de bir okulda öðretmenim. Ayþe öðretmenime verdiðim sözü yerine getirdim. Ve dünyanýn en güzel mesleðini yapmanýn gururunu yaþýyorum. Çocuklarýn gözlerine ve yüreklerine dokunuyorum.
02/02/2020 PAZAR-ÝSTANBUL ÝSMAÝL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapýlmamýþ.