- 338 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BÜYÜKADA İZLENİMLERİ
BÜYÜKADA İZLENİMLERİ
Yusuf Yılmaz
O yıllarda hep boğazı ve adaları gezmeyi hayal ederdim. Aradan o kadar çok zaman geçmesine rağmen nasip bu günmüş.
Hava o kadar tatlı ve güzel ki başka bir yere gitmek istememe rağmen ayaklarım beni Eminönü’ nünden geçerken , tramvaydan inip , Adalar vapuruna getirdi.
Sanki herkes benim gibi düşünmüş –vapur tıklım tıklım- günlerden de pazardı.
Her milletten insanlar vardı. Deli gibi gezdim vapurun içinde. Gözlemledim. Bir tarafta satıcılar, öbür tarafta şarkı söyleyip dans edenler. Birisi ayağını çıkarmış karşı kanepeye dayamış, Suriyeli olduğu belli. Zenciler gayet vakurlu, ağırbaşlı biraz da ezik. Anadolu insanı candan, sıcak tavırlarıyla hemen belli oluyor. Hemen hemen herkesin elinde cep telefonu var. Tam köşede iki bayan birinin elinde kitap okuyor. Sanki kendi evlerindeymiş gibi. İlgimi çekti. Yaklaştım tam karşılarına oturdum. Elimde yeni aldığım bisküvi paketini açtım, onlara ikram ettim. Memnuniyetle aldılar. Az buçuk Türkçe konuşuyordu büyük olanı.. Rus olduğunu fabrikada işçi olarak çalıştığını yanında kuzeni olduğunu halkla ilişkiler de okuduğunu söyledi. Boğaza ve adalara karşı büyük ilgi duydukları için önce buraları görmek istediklerini söylediler. Okuduğu kitabı sordum? “Alestandır Puşkin” dedi. Daha fazla rahatsız etmeden “İyi günler “ deyip vapurun motor kısmına yakın bir yerine gelip köpüren denizi ve güverteden atılan simit parçalarını kapmaya çalışan martıları zevkle seyrede seyrede Büyük Adaya geldik. Çok güzel fotoğraflar çekmiştim. Mantıların, Kınalı adadan geçerken, kanat çırpışlarını videoya almıştım. Onları sosyal medyada paylaştım.
Büyük Ada da, sahil boyu, bir birinden güzel balık lokantaların seyrettim. Denizin dalgaları - bir kemancının elindeki yayın, gidip gelmesiyle de oluşan ahenk gibiydi sanki ! Masmavi deniz , günesin gümüş renkli ışıkları denizin dalgasına vurdukça – içim bir hoş oldu- Tanrının insanlara bahşettiği bu doğa harikasını, Rus turistlerin görmeye bayılmalarının sebebini şimdi daha iyi anlıyordum.
Başka bir yer gezmeye fırsat bulamadan ,dört vapuru ile geri döndüm. Martılar bizi hiç bırakmadı. Kadıköy de indim. Bir kalabalık vardı, yaklaştım . Bir kız ,bir erkek, yabancıydılar. Akrepolit hareketlerini seyrettim. İnanılacak gibi değil. Çalışarak her şey yapılabiliyor demek . Akşam olmuştu Metrobüse gitmek için otobüse yaklaşırken, bir saz sesi duydum. Öyle içten çalıp söylüyordu ki bırakamadım. Az ileride halay çekenleri seyredemeden oradan ayrıldım.
Yarın bakalım nereye giderim. Hoşça kalın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.