- 340 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAVİ GÖZ
MAVİ GÖZ
Kontrolden geçtikten sonra kırmızı valizini aldı ve uçağa bineceği perona doğru ilerledi. Bir süre sonra diğer yolcularla birlikte uçağın kapısına doğru yürüdü. Kapıda bekleyen genç ve güzel kadının güler yüzle ’Hoş geldiniz beyefendi.’ sözüne başıyla karşılık verdi. Gömleğinin cebindeki bileti çıkardı bir daha baktı. Sol taraftaki yedinci sıradaki koltukların olduğu yerde durdu. Valizini yukarıdaki bagaja büyük bir özenle yerleştirdi. Üçlü koltukların ortasında oturan altmış beş yaşlarındaki mavi gözlü, hafif göbekli, geniş omuzlu adama ’Merhaba. İzin verir misiniz beyefendi? Cam kenarında oturmam gerekiyor,’ dedi.
Adam hiç beklenmeyen bir çeviklikle yerinden kalktı, eliyle cam kenarındaki koltuğu gösterdi ’Merhaba, buyurun yerinize oturun,’ dedi ve aynı koltuğa tekrar oturdu. Eline bir dergi aldı ve incelemeye başladı. Ahmet de kafasını dışarı çevirdi, kalkan ve inen uçakları seyretti bir süre. Adam dergiyi yerine koydu ve Ahmet’e döndü. ’Adanalı mısın?’ diye sordu.
’Hayır değilim,’ dedi Ahmet, ’Aslen aslında,’ diye Ne devam etti.
’Aslen derken?’
’Mecbur aslen demek zorundayım.’
’Neden zorunda olasın canım?’
’Nüfusa kayıtlı olduğum yer Adana olunca öyle söylemek zorunda kalıyorum. Ben doğma büyüme İstanbulluyum.’
’Anladım. Demek köken Adana. Olsun senin özün Çukurova.Hayırdır o zaman? Adana’da ne işin var? Öğrenci misin?’
’Hayır öğrenci değilim.’
’Akraba ziyareti o zaman.’
’Hiç akrabam yok Adana’da. Belki de var ben bilmiyorum.’
’Köken Adana olur da akraba olmaz mı? Mutlaka vardır. Zamanla onları bulursun inşallah,’ dedi merakını gideremediği için ’ne işin var Adana’da?’
’Araştırma görevlisi olarak Çukurova Üniversitesi’ne atandım.’
’Maşallah gencecik yaşta üniversite hocası oldun ha? Çok güzel. Hangi bölüm?’
Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü.’
Adam bunu duyunca mutlu oldu, cebinden bir kartvizit çıkarıp Ahmet’e uzattı. ’Al bu benim kartım. Ben de çiftçiyim. Portakal, mandalina bahçelerim var. Pamuk tarlalarım var. İşlerini yoluna koy mutlaka gel. Ofise gelirsin oradan çiftliğe gideriz. Senin alanınla ilgili, güzel vakit geçirirsin:’
’Nasip, diyelim.’
’Tabi ki nasip. Ama mutlaka bekleyeceğim.’
Bu arada uçak hareket etti ve kalkışa hazırlandı. Adam koltuklardan sıkı sıkı tuttu. ’Bir kalkarken, bir de inerken yüreğim ağzıma geliyor. Yenemedim bu korkuyu. Bir şey olacağı da yok biliyorum. Bir tek ben korkuyorum.Kimsenin umurunda bile değil.’
Uçak belli bir yüksekliğe çıkınca derin bir nefes aldı ve’Oh be!’ dedi.’Nüfus kütüğünde Adana’nın hangi ilçesi yazıyor?’
’Yüreğir.’
’Yüreğir mi?’
’Evet Yüreğir. Neden şaşırdınız?’
’Ben de Yüreğir’de oturuyorum da ondan. Aynı mahalleden olmayalım?’
’Belli m olur? 19 Mayıs Mahallesi.’
’Ben de orada oturuyorum. Hay Allah! tesadüfün böylesi. Senin adın ne peki?
’Ahmet.’
’Ahmet mi?’
’Evet Ahmet’
’Benim de oğlum vardı. Onunda adı Ahmet’ti. Bir aylıkken annesi onu da alıp kayboldu. Psikolojik tedavi görüyordu.Çok aradım bulamadım izini. Yıllarca aradım. Yer yarıldı yerin dibine girdiler sanki. İstanbul’a gittiğini söylediler. Boğazın serin sularına oğlumla birlikte atlamış olduğunu duydum. Hemen gittim İstanbul’a. Baktım onlar değil. Batmanlı bir kadınmış. Acımı gömdüm içime tekrar geldim Adana’ya. Bağrıma bir taş bağladım. Bir evlilik daha yaptım. O evlilikten de üç oğlum oldu.Üçünün de gözleri seninkiler gibi masmavi. Ahmet’imin de gözleri maviydi.’
’Dertlerinizi hatırlattım galiba özür dilerim.’
’Yok canım ne özrü dertleştik işte. Daha doğrusu ben döktüm içimi sana.’
’Senin baban ne iş yapıyor?’
’Babam yok benim.İnşaat işçisiymiş, iskeleden düşmüş ölmüş benim doğduğum sene. Tıpkı sizinki gibi onun da masmavi gözleri varmış. Ben de gözlerimin rengini ondan almışım.’
Adam aniden döndü Ahmet’e ’Yanlış anlamazsan san bir soru soracağım.’
’Neden yanlış anlayayım ki deminden beri onlarca soru sordunuz zaten. Buyurun sorun.’
Senin annenin adı Reyhan mı?’
Ahmet şaşkına döndü, yutkundu ’Nereden bildiniz!’ diyebildi.
’Soy adın da Ceyhan mı?’
’Yoksaaa?’
’Evet sen benim oğlumsun. Sen benim mavi gözlü koçumsun.’ dedi ve ayağa kalkıp sarıldılar. Dakikalarca hiçbir şey konuşmadan öylece kaldılar.
Uçaktan inip doğruca ofise geçtiler. Ahmet daha sonra annesini de adana’ya getirdi. Çiftlikte ona güzel bir ev yaptı.
Üniversitedeki kariyerini sürdürürken bir yandan da babasının işlerini takip etti.
İSMAİL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.