- 415 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FAŞİZM
Faşizm, Kapitalizmin genel bunalım döneminde kapitalist ülkelerde türemiş olan en gerici politik akımın adıdır.İtalyancada ’’çubuk destesi’’ ve ’birlik’’ anlamına gelen ’’fascio’’ sözcüğünden türetilmiş olan bu terim, en gerici ve emperyalist burjuvazinin, tekelci kapitalin açık yada örtülü şekilde uyguladığı terörcü diktatörlüğü dile getirir. Faşist diktatörlüğünün iç politikadaki karakteristik nitelikleri şunlardır:İşçi sınıfının öz partisini ve diğer işçi örgütlerini yasaklamak ve en korkunç işkence koşulları içinde kovuşturmak, demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak, bir şiddet, terör rejimi kurmak, dış politika alanında da, alabildiğine şövenizm ve ırkçılık yapmak, soygun savaşları hazırlamak. Faşizm, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki devrimci kalkınma döneminde, burjuva egemenliğinin politik ve ekonomik temelleri iyice sarsıldığı sırada belirdi. Çünkü burjuvazi, artık burjuva demokrasisi ve parlamentarizm yöntemleriyle iktidarda tutunamayacağını görüyordu.En gerici yönetim yöntemlerine , faşist diktatörlüğüne başvurdu. Faşizm, ilk önce İtalya’da türedi. Faşistler, Benito Mussolini’nin öncülüğünde, 1922 yılında iktidarı ele geçirdiler. 1919’un sonlarında Almanya’da da, Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi gibi demogojik bir ad altında faşist partisi kuruldu. Adolf Hitler’in başkanlığındaki bu parti,1933’te, Alman bankerleri ve büyük sanayicilerinin desteği ve yabancı kapitalin yardımıyla iktidarı ele geçirdi ve Almanya’da kanlı terör diktatörlüğünü kurdu.
Faşizm, Bulgaristan, Polonya, İspanya, Yugoslavya, Macaristan ve benzeri ülkelerde de, her memleketin tarihsel, sosyal ve ekonomik koşullarına bağlı olarak, değişik biçimler altında kuruldu. Bulgaristan’da 1923 yılının Eylül ayında yapılan anti-faşist halk ayaklanması, dünyada faşizme karşı girişilen ilk silahlı ayaklanmadır. 1930 yıllarında, faşizm, ve ikinci bir dünya savaşı tehlikesine karşı, demokrasiyi, ulusal egemenliği ve dünya kültürünü korumak için bir çok ülkede,işçi sınıfı partisinin yönetiminde anti-faşist hareketler yaygınlaştı. Geniş anti-faşist halk cepheleri kuruldu.
Kendi ülkesindeki demokratik hareketi ezen, İngiltere, Fransa ve Birleşik Amerika yönetici çevreleri tarafından geniş ölçüde desteklenen faşist Almanya, faşist İtalya ve militarist Japonya ile askeri blok kurarak 1930 yılında, İkinci Dünya Savaşı yangınını tutuşturdu. Sovyetler Birliği başta olmak üzere tüm anti-faşist koalisyon, faşist gericiliğin belli başlı güçlerini ezici bir bozguna uğrattı. Savaştan sonra, kapitalist ülkelerde türlü adlar altında örgütlenen neo-faşistler emperyalizmin CİA gibi gizli örgütlerinden, NATO ve benzeri askeri saldırganlık bloklarından, kendi ülkelerindeki gerici yönetici çevrelerinden destek ve yardım görerek, işçi sınıfının, demokratik ve yurtsever güçlerin örgütlerine, bilinen faşist yöntemleriyle saldırılarda bulunmaya koyuldular. Birleşik Amerika’daki emperyalist çevrelerin yardımıyla bazı ülkelerde ve bu arada en son olarak Şili’de faşist tipten cuntalar iktidara gelmektedir. Bütün dünyada ilerici güçler, faşizme ve onun türlü belirimlerine karşı birleşmekte ve sürekli çetin bir mücadele vermektedirler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.