Filmin Adı: İki Kez Yaşa Bir Kez Sev:)
Bütün güçlerin toplamı sıfırdır ve bütün kaslarımızın, zihnimiz bir defa unutmaya başladığında ve dahi aynada kendini tanıyamazsa bir insan, sorarım size cehennemlik midir tüm diğerleri. Neyin davasıydı yaşadığınız bir ömür. Bir ideolojiye bin hayvanlık sığdırmak niyeydi. Tanrının size bir görev verdiğinin yanılsaması, hepsi beyninizin e kalbinizin ereksiyona ulaşması için miydi. Aç karnımızı doyurmak için miydi yoksa.
Sahi hangi organ yönetiyor lan beni. Mide mi, kalp mi, beyin mi, el parmaklarımız mı? Bir defa yağlanmaya başlayınca karaciğer tüm bedende bir halsizlik, tüm hayatta bir enerjisizlik, neyin önemi var ki.. Sanki önce sağlık!
Sikiyim, bu evde her şey aynı. Küfür etmeni istemiyorum. Sigara içmeden yaz, sihirli kare bunun adı, Japonlar olan bir şeyin ismini değiştirmişler, sudoku demişler. Söylüyorum size, bu sayılar doğru olamaz bunu çözmek imkansız, ben üniversitede matematik hocasıyım, beni bir dinleyin, ne dediğimi gayet iyi biliyorum, beni editöre bağlayın lütfen..Telefon pat diye kapatılır. Sorun çıkarma profesör.Gerçeğin ve doğrunun hükmü yok bu dünyada.
Bay efendi, sizinle biraz konuşacağız, endişe edecek bir şey yok, anlaşıldı mı? Afedersin ama benimle bu şekilde sanki gerizekalıymışım gibi konuşmanızın bir nedeni var mı! Pekala, benim adım 30. İsterseniz kısaltıp ot diyebilirsiniz:) Sizin lakabınız var mı? Tam adımı kullanıyorum sağolun, 2016.:)
Öyleyse başlayalım. Biz hangi yıldayız bey efendi, 2017 deyiz! Hangi mevsimdeyiz, İlkbahar! Harika. Bulunduğumuz şehir hangisi? Valancia! Çok güzel, çok güzel, pekala bir soru daha. Şu an neredeyiz, Hapishanede! …??? Bütün gün burada bana testler yapıp gitmeme izin vermiyorsunuz? Bay Efendi lütfen, Sizden bu işi ciddiye almanızı istiyorum tamam mı? Hastanedeyiz! Bay Efendi şimdi lütfen hayal edin, tam otuz tane madeni paranız var? Görebiliyor musun? Ooohhh ! Otuz madeni paradan 3 nünü verdiniz kaç madeni paranız kaldı?
Beni yanlış anlama, artık emekli biri olsam da ben bir matematik profesörüyüm! Biliyorum dosyanızda yazıyor. Üniversitede! Evet o da yazıyor, hepsini okudum.:) Tamam otuzdan üçünü verdim, 27 tane kaldı.. Çok güzel, 3 tane daha verirseniz.. 24, 21, 18,Çok güzel, 15,12,Çok güzel çok güzel 9,6,3,sıfır. Bay efendi söyleyebilir misiniz bu şey nedir, (elindeki kalemi göstererek sorar)? Ne olduğu belli, aptal olduğumu düşünüyorsun, bir kareyi bir kez olsun tamamlayamadığım diye mi yani? Bir adamın hiç kötü günü olamaz mı? Benim kafam iyi çalışıyor hanım efendi.
Eve döner, düşünür.. Gün ardıllanır..
Şu kısmı görüyor musun Hipokampüs. En yeni anılarımızın saklandığı yerdir, önce onlar kaybolacak, sonrada buraya ön bölüme geçecek, burası mantıksal düşünce merkezi, ve bu durum bir süre sonra soru çözme becerini etkileyecek.
Beyefendinin zihnine ise hep aynı görüntü gelir. (Belki) 8 yaşında, güzel bir yaz günü, bir sahil kasabası, bir iskelede, önünde kalem kağıt düşünüyordu, biraz ileri de kendi yaşlarında, diz üstlerine kadar gelen beyaz elbiseli bir kız, şarkı söylüyordur..
Başka yerde ara onu.. Bir şey mi dedin? Ben bu şekilde odaklanamıyorum. Kız yanına gelir ve elindekileri sorar, O ne? Bu bir sihirli kare.. Ne? Bir matematik bulmacası. Sıkıcı gibi. Ben matematiği hiç sevmem, ne işe yarar hiç bilmem. Aslında matematik her yerde işe yarar, mesela burdaki gibi,( elindeki büyüteçle s yi göstererek) s nin bu simetrisi geometrik şekillerle alakalı.. O bir s değil, o bir l. Benzemiyor değil mi? Kız elindeki dikiş çerçevesini yerini koyar, bunu hiç bitiremeyeceğim, nefret ediyorum, ben okuma ve yazmayı seviyorum, dikişi değil! Bize okulda ailemiz için bu nakışları yaptırıyorlar. Kızın elinden çerçeveyi alır, bu bir matematik sembolü, yarım s’yi tamamlayarak, anlamı sonsuzluk, Bunu bana verip sonsuz sevdiğini söylersin. Kız heyecanlı bir şekilde, süper fikir.
Ve sonra da ilerleyip beynin bu arka bölümüne ulaşacak, orası en eski anıların saklandığı yerdir.
Matematik de bir dil gibi, bir şeyler anlatıyor, harfler gibi. Margarita…. hadi yemeğe..Annem çağırıyor gitmem gerek.. Sahile gideceğim istersen gelebilirsin. Gelemem, çalışmam gerek. Kız, Pazara görüşürüz diyerek yanından kalkar biraz yürür, arkasına bakar ve durup ona bakar, Bu arada adım, Margarita, uzaklaşarak koşmaya başlar..
Doktor: söylediğim her şeyi anladın mı? Çözüm ne peki? Yok, Bir çözüm yok., aileden biriyle konuşmak isterim. Olmaz. Ne demek yani. Ne? Ailem yok.Nasıl yani ,akraban yokmu, kuzenin, amcan, dayın veya bir yiğenin.? Hayır kimsem yok, yok.
Dışarıda bekleme koltuklarında oturan 35 yaşlarında bir bayan.. Kapı açılınca kapıya yönelir hemen, Merhaba dr Rodrgez ben,…. Bayan bir den şaşkınlık yaşar.. Baba, Baba…Dr da şaşkınlıkla bir bayana bir de beyefendiye bakar.. Beyefendi doktora dönerek, aaa size kızımdan bahsetmeyi unuttum mu ben? Şey şey başladı herhalde…derken uzaklaşmaya başlar, kızından yanından geçerken, Merhaba. Kızı arkasınan yürür, baba ne işin var burda, bana niye söylemedim, ben bu hastanede çalışıyorum, önce beni arasaydın ya baba, seve seve seninle birlikte gelirdim. Unuttum. Hiç komik değil, insanlara ailem yok dersen ne düşünürler hakkımda.
….
Ve filmin sonrasında kızının ailesi de girer görüntülere, torunu, kızını aldatan damadı, ilkokula giden ayağı sakar ve cep telefonu meraklısı kız torunu..
Dede ve torununun muhabbetleri de kuşak farklılığı bakımından harika. Filmde ayrıca bir kasaba da görürsünüz.. Kilise merkezli bir kasaba, aynı bizdeki cami merkezli kasabaları hatırlayın, eski zaman kiremitleri, sahil kenarı, taş kaldırımlar, vb…
….
Oysa bize batı ne diye anlatılmıştır. Öcü.. Peki, biz batıya nasıl anlatıldık, öcü..! Yönetenlerin derdi nedir, haç-hilal savaşı. Aslında tamamen para ve rant uğruna milletlerini din zehiriyle doldurarak bolca çatışmaya neden olmak! İşte siyaset bu.. İnsan nedir bilmeyen siyaset din merkezlidir. Oysa sorarsanız, dillerden ne hoşgörü düşer ne sevgi ne saygı, ne insanlık… Cennet diye diye dünyayı cehenneme çevirenler kim??? İmamlar mı, papazlar mı??
Peh yani, sikeyim yazını. Küfür etme. Küfür etmeni istemiyorum dedim sana. Tamam çekirge. Tamam..Sakin. Derin derin nefes al ver…
Bir bardak sıcak çay, değil, hadi bir sütlü nescafe yap kendine..
Filmde işlenen konu Alzheimer (alzaymır) hastalığı. Bir aile, dede ve torun anne kız, karı koca ve dahi beynimizin en arka kısmında kalan anıların çekiciliği..
Alzheimer hastalığı aslında bizim toplumsal bir sorunumuz aynı zamanda. Ancak internet devrindeyiz, yeni kuşak pek unutmaz. O yüzden ne yazdığınıza dikkat edin.. hesabını veremeyeceğiniz şeyler yazmayın. Her ilime, açıklamya vb yine zulme uğrarsınız orası ayrı konu.. Çünkü burası Türkiye. Her şeyin her an olabileceği bir yer. İnsanların daha doğrusu genel itibariyle ideolojik olarak birbirine kin ve nefret duyrudulmuş grupların, kin ve nefretle yatıp kin ve nefretle kalktığı bir yer.
Beynimizin din ile uyuşturulduğu ve artık fert fert gençlerin tepki gösterdiği bir ülke.. Din ile uyuşturulmuş, kültür ile baskılanmış bir ülke. Ve genel itibariyle siyasetçilerin üzerine basa basa utanmadan yalan söyledikleri, gazetelerin yalan yazdığı, tek tipleştirme politikasının uygulanmaya koyulduğu devlet zulmünün zirveye tırmandığı bir ülke.
Yine de umut var olunmalı.. lakin rüyada dişim düştü.. Kötü bir haber mi gelecek nedir?? Lanet olmasın..
Filmin adı ve linki mi?? Durağan akan bir film, lakin gayet güzel, türü: psikotirajedikkomedi! Hayatın ve ailenin gerçekleri aslında..
“İki kez yaşa bir kez sev”
www.fullhdfilmizlesene.net/film/iki-kez-yasa-bir-kez-sev-live-twice-love-once-izle/
İki kez yaşamak:
Bir kez sevmek:
Ve Alzheimer bir dede, yeni nesil çeyrek engelli bir torun, babasını seven bir kadın,
Sanırım Hint Avrupa ırkına mensup oyuncular. Esmer genelde.. Hani türklük diyorduk ya nesildaşım.. Safi türk, fazla kıllı olmaz.. Bizim Türklüğümüz aslında düşüncel bir Türklük. Tutunulacak tek dal insan hakları ve modern ilimlerle yönetilen bir toplum, bir ülke hayalinde evet, ırkın ve veya Milliyetçiliğin durduğu veya duracağı yeri bir sonraki hükümetler belirleyecek.
Belki de bir devri sabık yaşanacak tekrar! Umarım yaşanmaz. Kimse bu ülkede cahil kalmış birkaç siyasi liderin hayatlarını karartmasını izlerse de, onlar da elbet doğruyu bulur.. Çünkü, herkes varsa torununa, torunlarına bir baksın, nasıl bir ülke bırakacaksınız..Üç dört parçaya bölünmüş bir ülke mi, yoksa misakı milli içinde modern ilimlerle ve mantık ile yönetilen bir ülke mi??
Ülkemizin ve milletimizin bu çağda bu durumda olması içler acısı!
Khk lar iptal olmadan
Eyt’lerin sorunu çözülmeden
Zulmedenler hesabını vermeden..
Ve Evde Kalmışlara hem hukuki hem ekonomik özgürlük verilmeden
Askerlik, dekontsuz ve herkese eşit yapılmadan.
Yüzde ellisi ihraç edilmiş yargı kendine gelmeden..
Ve ve ve…
Sahi? Bütün güçlerin toplamı sıfır mıdır? Tanrı ne işe yarar ki?
Esenlikle,
YORUMLAR
Güzel Kardeşim, Nesildaşım, yorumuma cevabı burada vermen çok ince, ağzım hala kulaklarımda.
Filmi bugün olmazsa da yarın izleyeceğim kesin, Rab ömür verdi ise tabi. (:
Sıfırın soluna bir adet 1 koyarsak 10 olur; 10 çakra mı derler, 10 numara mı derler artık, ben 10 sefira diyorum. Sen yanlış anlamazsın beni. Sıkı bir terör karşıtıyım ve böyle bir sentez olmaktan da mutsuz değilim. Bölücü örgüt ve onun Cihangirimsi uzantıları kastım. Atatürk'ü de severim, sayarım Sultan Mehmet Han'ı da. Bana kalsa kurağa keşke biraz daha direnseymişiz de kalsaymışız oralarda. Ölümüzden bir Güney Kore çıkardı o zaman en kötü. Güney Kore'nin bayrağına bir göz at, kürenin etrafındaki çizgiler Mısır Bilgeliğinen aparma.
Öte yandan, 666 İncil'de geçen Beast 666'dan ötürü, uzunca bir zamandan beri deccalin, şeytanın rakamı olarak kabul edilmiştir. Bazı alimler de İmparator Nero'nun adının şifreli bir şekilde türemesine ve devletin bir sahte Tanrı olmasına bağlarlar 666'yı. Devamı gelen kutunda olacak Nesildaşım.
İçten sevgi ve çokça selamlarımla.
Yinsani
lakin hiç biri ölüme çare bulamamış, bir sonraki uygarlık zihni veya ruhu makineye aktarabilecek mi
bu arada evet balkanlar yaradır düşünmeyi sevende.. balkanlar ile bir bağlantımı bulamadım, lakin niyese balkanlar deyince eski deli gibi severken ayrılmışım birlikte olmaya sebepleri yıkamamışım gibi bir hüzün kaplar beni.. istemsizce..
lakin yine belirtiyorum, ıq da aşamadığım bir çzigi var.. o yüzden devamlı patara ve arıza halindeyim..
kab küçükolunca derya benim istediğimi vermiyor bana..
neylesin kel mahmut hesabı..
çok sevdiğim sözün ya hani: çünküleri keşkeleri lanetliyorum o günden beri..
nice tebessümlere ve mutluluklara dücar olman dileğimle..
:))) bana yasaklanmış sanki gülmek, o yüzden :) bu işareti çok seviyorum ve artık alakalı alakasız her yerde kullanmaya çalışıyorum..
devamı kutu da elbet..
nicelere..
Konsantre Karanlık Madde
Cama çıkıyorum, bina görevlisi abla, kızını da sürüklemek zorunda ki işine, 14-15 yaşlarındaki kızını da getirmiş. Annesi temizliyor ortalığı, kızı elinde telefon, öyle oyalanıyor. Sonra bir mercedes geçiyor o anda, arkasında kızın yaşıtı bir kız. Bakışakalıyorlar. İçim parçalanıyor. Sonra elimden gelmeyenlere parçalarım da parçalanıyor. Zaten kafayı yiyecektim de ben böyle böyle kafayı yedim işte. İsteklerim çünkülerle dolu, lanet olsun onlara. Dünyanın düzenini değiştirsem keşke. Bahtı açık olsun demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Nasıl olacaksa artık bu ülkede...
Konsantre Karanlık Madde
https://www.youtube.com/watch?v=z9GYlQWkbAQ
Yinsani
bu da benden gelsin..
https://www.youtube.com/watch?v=IGIH3DHfqp4
cem karaca avşar elleri.:)
Konsantre Karanlık Madde
İyi akşamlar Nesildaşım.
her çıkmazda
her suçu tanrıya yüklemekten vazgeç derim;))
nice sevgiler EKREM KARDEŞİM
Yinsani
Tanrı ne işe yarar:))
yani bir alet olsa bozuk parçasını değiştiririz. araba olsa yağını suyunu yazlık kışlık bakımlarını yaparız.. pc olsa format atarız..
söyle müslüm babam..
Tanrı ne işe yarar:))
sevgilerimle..
MÜSLÜM BAYRAM
Tanrı Güzeldir
Azaplarını belkide en iyi anlayanlardanım
geldiğin gelenekte ki hoşgörüsüzlüklerin
birikimiyle bir volkan gibisin
Yinsani
çünkü çok fazla kan kaybı var. hangi pekmeze yüklenirsek yüklenelim, yeni kan üretilmiyor pek.. :))
nicelere..