- 1489 Okunma
- 11 Yorum
- 11 Beğeni
DERMAN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kadın; ağacın arkasına geçmiş gizli gizli ağlıyordu.Sanki gözyaşlarını saklar gibiydi.
Ta ki oracıkta top oynayan çocuklardan birinin topu hızlıca ona çarpana kadar.
Top o kadar hızlı çarpmıştı ki kadına, bir taraftan başını ovalıyor, bir taraftan da öfkeyle bakıyordu topun geldiği tarafa. Sonra onu gördü karşısında, topunu almaya gelmişti. Bir süre bakışlarını alamadı çocuktan. Öyle masum öylesine sevimliydi ki çocuk, anında yatıştı öfkesi. İçini ürperten bir sevgi duydu çocuğa karşı!
Çocuk; Verdiği zararın utancıyla gözlerini yerden kaldıramayan ve üzgün bir ses tonuyla,
-özür dilerim teyze!
-Canınız çok yandı mı? Dediği an sevgiyle baktı çocuğa.
- Yok evladım çok yanmadı, hatta geçti bile bak, bir şeyim kalmadı dedi.
Çocuk topunu alıp arkasını döndü ve birkaç adım atmıştı ki sımsıcak bir seslenişle,
-Az bekler misin teyzeciğim dedi ve çantasından bir elma şekeri çıkarıp çocuğa uzattı!
Çocuk;
-Teşekkür ederim teyze, ama ben bu şekeri alamam dedi. Şaşırmıştı kadın!
-Peki neden? dedi kadın hayretler içerisinde!
Çocuk;
-Ben sizin canınızı yaktım, siz çıkarıp bana elma şekeri veriyorsunuz. Nasıl alayım bu şekeri ben, ya az sonra size bir şey olursa! Başınız falan dönerse, siz yersiniz o şekeri dedi ve başını eğdi.
Kadın gözlerinde kümelenen yağmur bulutunu gizleyip, ısrarla tutuşturdu şekeri çocuğun eline. Çocuğun o halinde sanki bir şeyler gizli gibiydi! Çocuk oyun alanına dönmüştü, kadın neye ağladığını da unutup o çocuğu düşünmeye başladı. Hayran olmuştu çocuğun terbiyesine. İçi yeniden bir sevgi dalgasıyla doldu. Ama çok sürmedi bu dalga. Aklına çocukta sezinlediği gizem geldi, neydi bu gizem, nerede otururdu bu çocuk, kimdi ailesi? Yenemediği bir merak gelip oturmuştu içine…
Akşam olmak üzereydi. Çocuklar oyunlarını bitirip evlerine dönüyorlardı. Kadın O çocuğu takip edip oturduğu evi öğrendi ve yarIn mutlaka tanımalıyım bu insanları diyerek kendi evinin yolunu tuttu. Ertesi gün öğleye doğru işyerinden çıkıp, ufak tefek hediyelik bir şeyler alıp çocuğun girdiği kapıyı çaldı. Yaşlı bir teyze açtı kapıyı. Yaşlı teyzenin benzi sapsarı, üstünden başından yokluk akıyordu.
-Buyurun dedi, kimi aradınız?
-Kadın; Tayfun için geldim deyince, teyze içeriye buyur etti.
Kadın önce kendini tanıtıp, sonra çocukla karşılaşmasını anlattı, böyle bir çocuk yetiştirenleri tanımak ve teşekkür etmek için geldiğini belirtip, elindeki paketleri bir kenara bıraktı.
Şöyle bir göz attı eve. Evde eşya adına hiçbir şey yok gibiydi. Yayları fırlamış iki kanepe, ortada lime lime olmuş bir kilim, birkaç minderden ibaretti evin tüm eşyası. Bir de köşede duran eski bir gramofon vardı! Gördüğü manzara karşısında donup kalmıştı kadın. Fakirliğe ilk defa şahit oluyordu. Çocuğun o gizemli hali geldi gözlerinin önüne ve yeniden sevgi bulutları dolaştı gözlerinde. İyi ki aklının sesini dinlemişti!
Üşümüştü sanki, O üşüdüğünü düşünürken elinde naylon bardaklara doldurduğu çaylarla çıkıp geldi Teyze. Kadın bir taraftan çayını içiyor, bir taraftan da kendi lüks ve şatafatlı hayatını düşünüyordu.
Yaşlı teyze kadının üşüdüğünü fark etmiş;
-Dur kızım sen üşüdün her halde, ocağı yakayım deyip, köşede toz içinde duran yansam mı? Yanmasa mı? Görüntüsündeki elektrik ocağını kadına doğru yaklaştırıp düğmesini açtı. Kadın öylesine mutlu olmuştu ki;
İlk defa birileri kendinden bir şey beklemeden ve içinden gele gele neyi varsa ona ikram ediyordu.
Koyu bir sohbet başlamış, konu konuyu açmış, akşamın yemek saati gelmişti. yaşlı teyze o kadar neşeli şen şakraktı ki
–Kızım dedi; bizimle yemek yer misin? Ne istersen pişiririm!
Kadın rüyada gibiydi, ne isteyebilirdi ki. Kendisi etsiz sofraya oturmayan biriydi. Oysa onların rüyasına bile etin girmesi imkânsızdı.
Kısık bir sesle
–Geç oldu ben artık gideyim teyze dedi. Başka bi zaman yemeğe kalırım inşallah deyip teyzeyle vedalaştıktan sonra evden ayrıldı.
O gece sabah olmak bilmedi! Kadın ailenin durumuna çok üzülmüştü. Onlar için bir şeyler yapmalıydı. Aldırış etmeden saatin kaç olduğuna, muhasebecisini uykusundan uyandırıp.
Yarin ilk işin az sonra göndereceğim adresteki eve gidecek ve evin bütün eksiklikleri gidereceksin
diye direktif verdikten sonra derin bir nefes alabilmişti! Artık huzurla uyuyabilirdi.
Ertesi gün unutmuştu bile dünü. Ta ki telefonu çalıp da yaşlı teyzenin sesini duyana kadar. Teyze o kadar heyecanlı konuşuyordu ki telefonda ne söylediği bile anlaşılmıyordu. Baktı olacak gibi değil akşama uğrarım ben sana teyze deyip kapattı telefonu.
Akşam yaşlı teyzenin evinde aynı sofrada oturmuşlar yemek yiyorlar bir yandan da sohbet ediyorlardı. Tayfun da arada söze karışıp, neşeyle gülümsüyordu.
Bir ara yaşlı teyze ; kızım ne gereği vardı bunca masraf ettin dedi. Kadın annem dedi annem teyze! Annemin sözleri geldi aklıma. Biz ne kadar varlıklı olsak da annem fakir bir ailenin kızıydı, ve bize asla benim hikayemi unutmayın sakın. Ne zaman ki Rabbim yolunuzu ihtiyacı olan birine denk getirir; işte o zaman elinizden geleni esirgemeyin derdi hep! İşte ben o annenin kızıyım teyze dedi.
Yemeklerini yemişler çaylarını içiyorlardı. Kadın yerinden kalktı, yaşlı teyzenin ellerinden öptü. Yaşlı teyze sarıldı kadına, sarmaş dolaş uzun bir süre ayrılmadan gözyaşı döktüler.
Kadın; annem yine yaptın yapacağını dedi sessizce! cüzdanında duran annesine ait resmi yaşlı kadına göstermek için çıkardığında, annesinin gülümseyen yüzüyle karşılaştı!Yaşlı teyze
-Kızım annenin adı neydi dedi.
–Sultan dedi; annemin adı Sultan’dı.
Yaşlı teyze annesinin ruhuna bir Yasin okuyup,
-Allah rahmet eylesin kızım, ruhu şad olsun annenin. Onun yerini tutamam ama kabul edersen artık bir annen de benim dedi.
Kadının gözleri dolmuştu. yaşlı teyzenin ellerini tekrar tekrar öpüp, anne dedi annemsin!
O günden sonra ne yaşlı kadın fakirlik çekti, nede genç kadın anne özlemi…
Rabbim bazen öyle ayarlamalar yapıyor ki bir yara bir yaraya derman oluyor!
Oysa: genç kadın hiç bir yaranın, başka bir yarayla kaynaştığını görmemişti!!!
YORUMLAR
KeLeBeK EtKiSii
saygılar şairem
KeLeBeK EtKiSii
ve güzellikler parfüm gibidir kendine bir parça bulaştırmadan etrafa yayamazsın
tıpkı senin yaptığın gibi Fransız
teşekkürler
Çok güzel tam anadolu insanının ruh halini yaşam gerçeğini dile getiren bir anı anıt kanı yazı
Çok beğendim kutluyorum Kültür birikiminize anlatım güzelliğinize bereket sevgilerle
KeLeBeK EtKiSii
çok güzel bir yorumdu
özümüz Anadolu değil mi
hayat gerçekliklerle dolu kafamızı çevirip geçmesek hayat o kadar güzel olacak ki
teşekkürler bu harika yoruma
saygılar
KeLeBeK EtKiSii
o çayı onlarla içtim
tıpkı senin gibi
ısındı yüreğim
teşekkürler hoş geldin
Değerli dost arkadaş yürekten tebrik ediyorum beğeniyle okudum çok anlamlı doluydu
KeLeBeK EtKiSii
saygılar değerli dost
KeLeBeK EtKiSii
kuzine sobasındaki patates gibi çok güzel ve huzurlu
teşekkürler değerli dost
Güne mavi bir kelebek kanadı değmiş..hoş bir tat bırakmış.
Tebrikler ve sevgiler
KeLeBeK EtKiSii
teşekkürler bu değerli yorumuna
Hepimiz birbirimize o kadar bağlıyız ki görene, iyilikler damlıyor yüreklerden, herkes birbirinin yarasını sevgiyle sarıyor, insan olduğunu hatırlıyor,şefkatle sımsıcak sarıyor.
Güne düşen kalemi tebrik ederim. Selam ve duayla...
KeLeBeK EtKiSii
gerçekten ihtiyacı olan bir ele
yada üşümüş bir yüreğe
teşekkürler bu güzel yoruma
Arada da olsa güzel ve özel yazılar günün armağanı dıye okutuyor
Edebiyat defteri secki kurulu