İnsanlar, hayatının her alanında lazım olan bilgileri öğrenmek zorundadır. Çünkü insan bilgiye aç doğar, açlığı doyurmak içinde öğrenmeye ihtiyacı vardır. Bebekliğinde görsel olarak öğrendiğinin yerini yetişkinliğinde okumak yer alır. Hayatın her alanında bilgi açlığı içerisinde olan insan, bu açlığını kitaplardan okuyarak karşılaması gerekmektedir. Bu yüzdendir büyük bir öneme sahip olan kitapların iyi anlaşılması gerekir.
Okumayı hayatımızın vazgeçilmezi yaparak her şeyi rahatlıkla öğrenebiliriz. Eğitim hayatı içerisinde okumanın yeri ve önemi ne kadar büyükse eğitim sonrasında da o kadar büyüktür. Kendisini sürekli bir şeyler öğrenmek zorunda hisseden insan her yönüyle farklı bir yaşam sergiler. Bu konuda Voltaire: ‘Okuma, ruhu yüceltir.’ ve “Güneş dünyayı, kitap insanları aydınlatır. Çocukları kitapla beslemeyen ulusların sonu acıdır.” demektedir.
Okuma yolculuğu beşikle başlayıp mezarla biten bir süreçtir. Ama günümüzde kitapların yerini akıllı cep telefonları aldı. Cep telefonu kullanımının çok küçük yaşlara kadar inmesi, okul çağındaki çocukların eğitiminin kalitesinin düşmesine neden oldu. Özellikle telefonlarda bulunan sosyal uygulamaların yanı sıra oyunlar çocukların hayatında büyük bir yer tutmaya başladı.
Zorunlu eğitim dışında ki zamanlarını tamamen cep telefonuna adayan çocuklar teknolojinin kötü yönleriyle zamanını doldurup, ders çalışma ve kitap okuma etkinliğinden hızla uzaklaşmaktadır.
Eğitimde kolaycılığa kaçarak ödevlerini dahi teknolojinin imkanların dan faydalanarak çözen öğrenciler, araştırmaya gerek duymayıp anlık çözümleri uygulamaktadır.
Bunun içerisinde yatan en büyük sebep, aile büyüklerinin zararlarını hesap etmedikleri cep telefonlarını küçük yaşta çocukların ellerine tutuşturmasıdır. Eğitim çağına gelen çocuğun okuma yazmayı öğrenmesiyle elinden bırakmadığı cep telefonu günlük yaşamın içerisinde büyük bir yere sahip oluyor. Böylece, okuma yazmayı öğrenen çocuk zamanını kitap okumak yerine cep telefonuyla geçiriyor.
Kitap okuma alışkanlığı bütün yaş gruplarında sorunlu. Yetişkinlerin dahi kitap, dergi ve gazete okumadıkları, hatta sosyal sitelerde paylaşılan uzun içerikli yazıları bile okumadıkları görülmektedir. Bu sitelerde bilgi amaçlı paylaşılan yazıların yerini, kısa yazılar ve görseller insanların ilgisini çekmektedir.
Bu durumlar içimizdeki okuma kültürünün zayıflığını göstermektedir. Okuma kültürünün arttırılması için kitap okuma alışkanlığımızı arttırmalıyız. Yetişkin olarak bizlerin başlatacağı kitap okuma, çocukların geleceğine yönelik önemli bir adım olacaktır.
Bu günün geleceği varsa, geleceğin bu günü yoktur.