- 645 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YILBAŞI KUTLAMALARI
YILBAŞI KUTLAMALARI
Dr. Sadık ÖZEN
Yılbaşı kutlamalarının anlamı nedir? Kısaca özetlemeye çalışacağım. Bu vesile ile çocukluk yıllarımdan başlaya-rak geçmiş anılarımdaki YILBAŞI günleri ile günümüz-dekiler arasında küçük bir kıyaslama yapacağım.
Ama öncelikle bu günlerin tarihi sürecine kısaca değinmek istiyorum. “Gavur adeti” denilen ve bazı dini bazı çevreler tarafından “Günah” diye nitelendirilen yılbaşı kutlamaları gerçekten Hristiyan geleneği ve günah mı-dır?
Bu konuda, özellikle son yıllarda nahoş yorumlamalar görülüyor. Konuyu derinlemesine araştırma gereği duymadan; yüzeysel görüşlerle uluorta beyanlarda bulunuluyor ve insanların kafaları karıştırılıyor. Sorumsuzca; ithamlar, kınamalar ve hatta suçlamalarda bulunuluyor. Bu nedenle, bu konuya gerçeklere dayalı bir açık-lama getirmek istiyorum.
Yazacaklarım Milattan önceki yıllara kadar uzanan araştırmalara dayanıyor. Ben sadece bunlardan bir özet sunmak istiyorum. Son araştırmalar, kendisine büyük güven duyduğumuz ve yazdıklarından hiçbir kuşkuya kapılmadığımız Değerli Büyüğümüz Türkolog – Süme-rolog Muazzez İlmiye ÇIĞ’a ait.
“101 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ, yılbaşı ve Noel Baba’nın Türk geleneklerinden geldiğini söyledi
Türklerde Çam Bayramı Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, yılbaşı ve Noel Baba’nın Türk geleneklerinden geldiğini söyledi. Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir “akçam ağacı” bulunuyor. Bu ağacın tepe-si de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen’in sarayına kadar uzuyor…”
Sayın ÇIĞ’ın bu önemli çalışmalarını bu yazımdan bağımsız olarak ayrıca paylaşacağım.
ANILARIMDA YILBAŞI GÜNLERİ
Ben kendimi bildim bileli ailesel olarak olarak “Yılbaşı” günlerini kutlarız. Bu günler özellikle biz çocukların he-yecanla beklediği günler olmuştur. Çünkü gelen her yıl yeni bir umutla gelir, iyilikler ve güzelliklerle beraber gelir. Ailece, akrabalar, yakın dostlar ve komşularla bir arada olunur. Sevgiler paylaşılır ve büyük bir sadelik ve içtenlik içinde eğlenilirdi. Bu günler dostluk ve dayanışmanın pekiştiği günlerdi. Bu nedenle son derecede önemli önemli idiler. Biz ailece bu geleneğimizi hala sürdürürüz. Günümüz koşullarında konu-komşularımızın yerini artık evlatlarımız ve torunlarımız alıyorlar ve bu da bizi mutlu etmeye yetiyor.
Çocukluk ve gençlik yıllarımızda, yılbaşı gecelerinde, mütevazi olanaklarımız içinde gerçek mutluluğu yaşardık. Her komşunun kendi imkanlarıyla hazırladığı değişik yemekler, börek, çörek, meyve, kuru yemiş bir araya getirilir çok güzel sofralar kurulurdu. Çocuklar, gençler ve büyükler için aynı mekanlarda ayrı oturma grupları hazır
Yemeklerden sonra eğlenme dönemi başlardı. Kestane közlenir, mısır patlatılır, çekirdek çıtlanırdı. Fıkralar an-latılır, sesi güzel olanlar şakı ve türküler söylerdi. Bazı büyükler 1-2 duble hafif bir içki alırlardı. Aralarında tavla ve iskambil oynayanlar oldurdu. Çocuklar da Fırdöndü çevirirler ya da “Bulmaca-buldurmaca” oylarlardı.
Son olarak sıra tombala çekimine gerildi. Küçük bir cep harçlığı karşılığında herkes birer kart alır ve şansını deerdi. Birinci, İkinci Çinko deme ya da Tombala tutturma umudu ve çabası büyük heyecan yaratırdı. Bu geceye katılan insanlar arasında hiçbir etnik köken ve inanç ayırımı söz konusu değildi. Tam aksine bu niteliklerimiz ulusal birlikteliğimizi güçlendirirdi.
Tombala çekiminden sonra herkes büyük bir neşe ve mutluluk içinde evlerine dağılırdı. Böyle anlamlı, güzel ve dayanışma içinde geçen, hiç kimseye maddi zorlama getirmeyen, sevgi, dostluk ve dayanışmayı pekiştiren bir yılbaşı gecesinin günah bir yanı olabilir mi? Tam aksine bu çeşit etkinlikler toplumun sosyal ve etik değerlerini daha da güçlendirir, insanlar arasında danışmayı, toplumsal olarak vatanseverlik duygularını artırır.
Bizim kuşak o yılların hasreti içinde yaşamını sürdürmeye ve geçmişinden kopmamaya, sahip oldukları küçücük olanaklarla mutluluğunu sürdürmeye devam ediyor.
Ne yazık ki, geçen zaman diliminde; yaşanan gelişmelerle, geleneksel kültürümüz ve etik değerlerimizle bağ-daşmayan bir yere gelinmiştir. Her türlü sorumluluk duygusundan uzak olarak; zevk, eğlence, lüks, israf, moda ve cinselliğin egemen olduğu ve şatafatlı mekanlarda akıl almaz harcamaların yapıldığı yılbaşı eğlenceleri ve benzeri yaşam tarzı aile yapımızı büyük erozyona uğratmıştır.
Yılbaşı geceleri haram damgası vuranlar acaba bunlar için ne diyorlar. Bakalım bu sorumsuzluklara kimler, ne zaman dur diyecekler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.