- 345 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MİSAFİR BÖLÜM-19
BEKLENMEYEN MİSAFİR
BÖLÜM-19
‘’ Hadi Eda, çıkalım artık, daha çarşıya uğrayacağız.’’
‘’ Tamam, baba ne sabırsızsın geliyorum.’’
Eda Asayişten çıkarken, telefonuna mesaj geldiğini fark etti. Mesaj Mertol’dan geliyordu. Bir solukta okudu. En kısa zamanda yanına uğramasını yazıyordu. Hemen Mertol’u aradı,’’ Abi ben Eda, bir şey mi oldu?’’
‘’ Yok, kızım bir ara benim yanıma uğra.’’
‘’ Bu akşam müsait misin? Gelebilirim.’’
‘’ Bekliyorum gel.’’
Telefonu kapatıp, aceleyle babamın yanına gittim.
‘’ Baba son anda bir işim çıktı. Beni Fındıkzade’de bırakıver.’’
‘’ Ne işi kızım akşam, akşam?’’
‘’ Gelince anlatırım.’’
Mertol abinin iş yerine gitmem fazla zamanımı almadı. Dükkândan içeri girdiğimde her şey bıraktığım gibiydi.
‘’ Gel otur Eda, görüşmeyeli uzun zaman oldu.’’
‘’ Ters giden bir şey yok değil mi Mertol abi?’’
‘’ Yok, Eda çok şükür iyiyim.’’
‘’ Beni neden aradın merak ettim?’’
‘’ Seni özlemiş olamaz mıyım? Neyse şaka, sana bir sözüm vardı. Abinin ameliyat parası. Hatırladın mı? Buyur, bir an evvel abini ameliyat olması için razı et.’’
‘’ Valla bu günlerde o kadar yoğunuz ki, aklımdan çıkmış. Bu yükün altından nasıl kalkacağım bilemiyorum?’’
‘’ Eda bu parayı sana borç olarak vermiyorum. Bunu biliyorsun değil mi?’’
‘’ Öyle diyorsan öyledir. Sen nasıl oldun?’’
‘’ Gördüğün gibi işimin başındayım. Rahatsız eden de yok.’’
‘’ Merak etme bir daha seni kimse rahatsız etmeyecek.’’
‘’ Ben seni daha fazla tutmayayım, yolun bu taraflara düşerse uğramadan geçme? Söz mü?’’
‘’ Söz Mertol abi. Sana abi diyorum ama istemezsen demem.’’
‘’ Abi diyeceksin tabi, sayende benimde bir kız kardeşim oldu. Biraz bekle beraber çıkalım, seni istediğin yerde bırakayım.’’
‘’ Ne tarafa gidiyorsun?’’
‘’ Topkapı istikametine doğru gidiyorum.’’
‘’ Beni fındıkzade’de bırakırsın o zaman. Hem de yolda laflarız.’’
Akşam yemekten sonra çantadan paraları çıkartıp masanın üzerine bıraktım. Babamın gözleri şaşkınlıkla açıldı,
‘’ Eda, nereden buldun bu paraları? ‘’
‘’ Abimin ameliyat parası baba. Şimdi iş sana kaldı. Bir an evvel abimin iyileşip yürümesi lazım ama abimin bu paraların nereden geldiğini bilmemesi lazım. Anlıyorsun değil mi?’’
‘’ Anlamasına anladım da nereden buldun bu paraları.’’
Her şeyi babama anlattım. Yine de ikna etmem biraz zor oldu ama sonunda ikna oldu.
‘’ Anlaşıldı yarın ilk işim bu işi halletmek olacak.’’
2
Sedat Amir, odasının kapısından seslendi, ‘’ Eda Komiser yanıma gel.’’
Eda babasının sesini duyunca önündeki işi bırakarak, hemen babasının yanına geldi soru soran gözlerle bakmaya başladı.
‘’ Öyle kapıdan bakıp durma kızım. Gir içeri otur karşıma.’’
‘’ Seni dinliyorum baba?’’
‘’ Sabahtan beri doktor arkadaşım Suat’la konuşuyorum, abine kendi dalında uzman çok iyi bir doktor buldum. Adı Tarık Sağlam. Ortopedi uzmanı. İş sadece abini razı etmeye kaldı. Bu işte sana düşüyor.’’
‘’ Hayır, baba bu işi ikimiz yapacağız. Hemen bu akşam.’’
‘’ Öyle mi kızım?’’
‘’ Evet, baba aynen dediğim gibi.’’
Abimlerin kapısı önünde, babam içeri girip girmeme konusunda hala tereddüt içindeydi.
‘’ Rahat ol baba her şey yolunda gidecek.’’
Dış kapı zilinin butonuna dokundum, biraz sonra dia fondan yengemin sesini duydum, ‘’ Kim o?’’ Hemen cevap verdim, ‘’ Biziz yenge babamla ben.’’
Kapının açıldığını belirten sesi duyunca, kapıyı itip içeri girdik. Üçüncü kata acele etmeden çıktık. Babam yine de soluk soluğa kalmıştı, Yengem bizi kapıda bekliyordu. Babama dönüp,‘’ Baba yarından tezi yok yürüyüşlere başlıyoruz.’’ Yengem kenara çekildi içeri girip doğru salona geçtik. Her zaman ki gibi abim televizyonun başındaydı. Bizi görünce suratı asıldı, ‘’ Bu adamın burada ne işi var?’’
‘’ Yeter abi, bu akşam burada bütün küslükler sona erecek. Son sözüm bu. Babamın elini öp barışın.’’
Abim bana bakarak,
‘’Sende mi Eda?’’
‘’ Evet, abi bende koskoca şehirde omuz omuza vermezsek, kaybolur gideriz. Kaldı ki, çok daha önemli işlerimiz var? Baba önce yengemle tanış .’’ Ayten yenge önce sen babamın elini öp.’’
Yengem sıkıla, sıkıla babamın elini öptü.
‘’ Sağ ol kızım. Oğlum sıra sende, birer adım atıp bu küslüğe son verelim.’’
Abim kısa bir tereddütten sonra, tekerlekli sandalyesini babamın yanına sürerek, elini öptü.
‘’ Oh be bu işte bitti. Sıra akşam yemeğine geldi. Siz baba oğul hasret giderirken, Bizde mutfağa gidelim yenge.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.