- 342 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MİSAFİR BÖLÜM-17
BEKLENMEYEN MİSAFİR
BÖLÜM-17
Pazartesi sabahı Heval Baş komiserimle Asayişten içeri girince, ben doğru babamın yanına geçtim. Beni görünce,
‘’ Gel Eda nasılsın kızım?’’
‘’ Çok şükür iyiyim baba, sabah, sabah yanına gelmemin sebebi, senin yanına yerleşme zamanının geldiğini düşünüyorum.’’
‘’ Geç bile kaldın kızım, bu akşam eve beraber gidelim. Sende yeni yerine yerleşirsin.’’
‘’ Tamam, baba, ben arkadaşların yanına geçiyorum.’’
Lazo, ofisten içeri girdiğinde, Sinan bey bir karış suratla karşıladı.
‘’ Gel Lazo otur şuraya, kiminle arkadaşlık yaptığının farkında mısın?’’
‘’ Kiminle arkadaşlık yapıyor muşum Sinan Bey?’’
‘’ Senin arkadaşım dediğin kadın, Polis. Ya bizimle oyun oynuyorsun, ya da seni tuzağa düşürdüler.’’
‘’ Öğrenmek gayet kolay Sinan Bey. Arkadaşım bir kozmetik firmasının satış mağazasında kasiyerlik yapıyor Aksaray’da. Buyurun gidelim gözlerinizle görün.’’
‘’ Yahya, içeri gel.’’
‘’ Buyurun Sinan Bey?’’
‘’ Ben Lazo’la bir yere kadar gidiyorum. Ofise göz kulak ol.’’
‘’ Baş üstüne efendim.’’
Aksaray’da büyük bir alış veriş merkezine girdiler, Lazo Sinan Beyi, ikinci kata çıkartarak, köşedeki kozmetik firmasının mağazasından içeri girdiler. İlerde kasada duran Heval’i işaret ederek, bakın arkadaşım kasada vazifesi başında bulunuyor. Buyurun yanına doğru yürüyelim. Uzaktan Lazo ve Sinan Beyi gören Heval ayağa kalkarak, gelenleri beklemeye başladı.
‘’ Hoş geldin hayatım, belli ki beni özlemişsin. Daha dün bütün gün beraberdik.’’
‘’ Hayatım tanıştırayım, patronum Sinan Bey. Yolumuz bu tarafa düştü. Patronumla tanışmanı istedim. ‘’
Heval,
‘’ Hoş geldiniz efendim, ben Heval. Tanıştığımıza memnun oldum.’’
Sinan Bey,
‘’ Tanıştığımıza bende çok memnun oldum Heval Hanım.’’
Dönüş yolunda, Sinan Bey,
‘’ Arkadaşlar yanılmış olmalı. Sana bir özür borçluyum galiba?’’
‘’ Ne özürü Sinan Bey? Ben arkadaşımla tanıştığınıza çok memnun oldum. Bir akşam hep beraber çıkalım.’’
‘’ Söz yemekler benden. Arkadaşının kıymetini bil, bir birinize çok yakışıyorsunuz. Biraz da işten bahsedelim. Seni Çarşamba günü Beyefendi ile tanıştıracağım.’’
‘’ Sevinirim efendim, nihayet bana güvenmeye başlıyorsunuz?’’
2
‘’ Hadi bakalım Eda, toparlan gidiyoruz?’’
‘’ Baba, eşyalarım Heval Baş komiserimde. Önce eşyalarımı alalım öyle eve geçelim. Zaten fazla bir şeyimde yok.’’
‘’ Peki, dediğin gibi olsun. Önce Heval’e uğrayalım. Heval’i ara doğru eve mi gidiyor öğren?’’
Heval Baş komiserimi aradım, bizi evde bekleyecekti kapıda karşıladı,
‘’ Amirim, yukarı çıkalım sofra hazır yemeği bizde yiyelim, sonra sizin eve geçersiniz?’’
Teklifi bize de uygun geldi akşam yemeğini hep beraber yedik, çaylarımızı da içtikten sonra, Yola koyulduk.
‘’ Baba senin kaldığın ev ne tarafta?’’
‘’ Abinin bir üst sokağında, benimle görüşmeseler de, onlara yakın olmak istedim.’’
‘’ Merak etme baba her şey yoluna girecek.’’
Yolda fazla oyalanmadık, babamın dediği gibi bir üst sokakta, bir apartmanın ikinci katında oturuyordu. Ferah bir daireydi. Bana kalacağım odayı göstererek,
‘’ Bu gece idare et, yarın istediğin gibi düzenlersin. Eksiklerini tespit et daha sonra tamamlarız. Bilgisayarın var mı?’’
‘’ Yok baba.’’
‘’ Yarın ilk işimiz sana bir bilgisayar almak olacak. Bayağı geç oldu. Yatalım artık.
Ertesi günü yaptığımız ilk iş, ikinci el masa üstü bilgisayar almak oldu. Asayişten bir iki saat erken çıkarak, abime uğradım hoşça vakit geçirdik. Oradan eve geçtim, bilgisayarımı kurdum. Eşyalarımı yerleştirdim. Mutfakta bulabildiklerimle gece için bir şeyler hazırlamaya başladım. Babam gelinceye kadar ancak yetişirdi.
Babam içeri girer girmez, ‘’ Mis gibi çorba kokuyor, sen mi yaptın?’’
‘’ Yok, baba ahçı tuttum o yaptı. Açsan sofraya hemen oturalım. Salatayı yetiştiremedim.’’
‘’ Salatayı beraber yapalım, yürü mutfağa.’’
Yemeğimizi yerken bir taraftan da konuşmaya başladık.
‘’ iyice yerleşebildin mi?’’
‘’ Acelem yok baba, arkamdan kovalayan mı var? Abime uğradım, biraz konuştuk. Onu yola getireceğim. Sen doktor bakıyor musun?’’
‘’ yarın hatırlat bana, benim arkadaşlarla konuşayım. ‘’
3
Ofisten içeri fırtına gibi giren Sinan Bey, Yahya’yı çağır Lazo biraz çabuk ol.’’
Biraz sonra, Lazo ile Yahya Sinan Beyin karşısındaydı.
‘’ Yahya, ofise göz kulak ol, bizim Lazo ile biraz işimiz var. Birkaç saat yokuz. Çıkalım Lazo.’’
‘’ Çıkalım Sinan Beyde, nereye?’’
‘’ Sen direksiyona geç, yolu ben sana tarif ederim.’’
Birden Lazo’nun beyninde bir şimşek çaktı. Nereye gideceklerini tahmin edebiliyordu. Anladığı kadarı ile bu gün Beyefendi ile tanışma şerefine erecekti.’’
Tahmin ettiği gibi, motor yata yanaştı, güverteye çıktılar. Kendilerini Reşat karşıladı. Bir an duraklayınca, Sinan Bey,
‘’ Ne oldu Lazo?’’
Lazo Reşat’a dönerek,
‘’ Bir daha dikkatli ol Reşat, seni gördüm. Yanımıza gelseydin, balık ekmeği hep beraber yerdik.’’
Sinan Bey gülmeye başladı, ‘’ Lazo doğru söylüyor haberin olsun.’’
Sinan Bey önde ben arkada kabine girdik. Beyefendi karşımızda oturuyordu.
‘’ Gelin çocuklar, demek öve, öve bitiremediğin Lazo bu delikanlı mı?’’
Sinan Bey,
‘’ Evet, efendim, Lazo Beyefendinin elini öp.’’
Beyefendinin yanına giderek, eğildim ve elini tiksinerek öptüm ve geri, geri çekildim.
‘’ Tanıştığımıza göre artık iş konuşabiliriz. Ne durumdayız Sinan Bey?’’
‘’ Yeni bir ürünümüzü size sunmanın kıvancını yaşıyorum efendim. Yakın zamanda seri üretime geçeceğiz?’’
‘’ Biraz daha açık konuş, benim böyle bir çalışmadan neden haberim yok?’’
‘’ Efendim malumunuz, yarın seksen yaşınızı bitirip seksen bire giriyorsunuz. Bizde size yaş günü hediyesi olarak bu ürünü yaptık efendim.’’
Kendisine uzatılan kutuyu alıp açan Beyefendinin önce şaşkınlıkla gözleri açıldı ve kahkaha ile gülmeye başladı. Gülmesine ara verdikten sonra, Sinan Beye bakarak, konuşmaya başladı,
‘’ Sinan kadın olsaydım bu hediye çok hoşuma giderdi ama hala erkeğim.’’
‘’ Efendim bu rujlar uyuşturucu ile harmanlanmış. Elinizde çantanızda sabaha kadar gezseniz sizden kimse şüphelenmez. Yeni hedefimiz kadınlar. Yarın akşam bu konuda bölge temsilcilerimizi bilgilendireceğiz.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.