- 935 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Gıcık İş
.
Bizim köy 150 haneli bir Türk köyüydü. Hemen 3 km yakınımızdaki 60 haneli başka bir köyde yaşayanların ise yarısı Türk, yarısı Kürt’tü. O köyün Kürtlerinden Kaya Çavuşu derler çok mugallit (komik ve eğlenceli) yaşlı birisi mezarlıklarının bitişiğinde kuzu güderdi. Rahmetli derdi ki “Türkün kocası (yaşlısı) çocuk bakar, Kürt’ün kocası da kuzu güder”.
*
Ben Karslı değilim. Çok samimi olduğum, yıllarca beraber çalıştığımız Karslı bir arkadaşım vardı. Celal bey. Kendi yöresiyle ilgili o kadar çok şey anlatırdı ki ben de neredeyse yarı Karslı olmuştum.
Karsta Yerli, Azeri, Terekeme ve Kürt olmak üzere dört grup yaşıyormuş. Dört grup da hemen hemen eşit ağırlıktaymış. Yani % 25 civarı. Celal bey Yerli’ydi. O anlatmıştı.
Terekeme’nin 4 oğlu bir araya gelmişler, konuşmuşlar, ölçmüşler biçmişler bir karar almışlar. Sonunda babalarına ortaklaşa aldıkları kararı açıklamışlar..
“Baba biz aramızda konuşup anlaştık. Seni hacca gönderme kararı aldık..”
Yaşlı adam başlamış dövünmeye.
“Hay lele, benden ne istersiz..? Davara nahıra bakan ben. Yazın otlatmaya gönderen, akşam olanda karşılayan ben. Kışın ahırda bakan ben, yemini suyunu veren ben, her gün altlarını süpüren temizleyen ben. Baharın yünlerini kırkan yine ben.. Bütün bunlar yetmiğir gibi oğul bu hac ne menem şeydir ki onu da bene yıhirsiz..?!!”
*
Kim ne derse desin serde azıcık kılıbıklık var. Öteden beri müsait olduğumda hanıma yardım etmeye çalışırım. Tatile gittiğimizde, piknikte falan yemek işi bana ait. Evde de et yemeklerini ben yapmaya çalışırım. Emekliyiz ya evdeyiz.
Biz de artık “Türkün kocası” olduk.
Hanım 1 kg sarımsak almış. Aslında bizim evde pek sarımsak tüketilmez ama almış işte.
Gastımonu Gastımonu..
Kastamonu sarımsağı. Çin sarımsağı hormonlu gibi iri dişli (sarımsağın bile Çin’i var Allah Allah). Kastamonu sarımsağı küçük dişli, doğal ve bizden. Çin sarımsağının kokusu bile azmış. Sarımsak dediğin sarımsak gibi kokacak. Yanına kimseleri yaklaştırmıyorsa halis olanı o işte. Zırh gibi.
Hanım “yardım et de şunu temizleyelim” dedi. Ben de “tamam” dedim. Demez komaz olaydım..
Kuzu gütmek nedir ki, eline bir değnek alırsın. Akşama kadar bir yerlerde güder getirirsin.
Çocuk bakmakta ne var. Kendi torunun değil mi, seve seve bakarsın..
Hacca gitmek nedir ki..! Onurla gururla coşarak koşarak gidersin. Üstelik “hacı” olursun. İsminin başına yeni bir sıfat eklenir..
Sarımsak ayıklamak öyle mi ya !!
Diş diş temizleyeceksin. Her dişin etrafında ince, zar şeklinde kabuğu var. Esas o zarı çıkaracaksın. Yapış yapış. Tutkal gibi. Sanki parmaklarını tutkala bandırmışsın.. Zarlar parmaklarına yapışıp kalıyor, Japon yapıştırıcı mübarek. Kesik falan olmadığı halde parmaklarda iğne batmışcasına sızlamalar. Sarımsağın yapışkanı derinin içine mi işliyor ne ! Kokusu ayrı dert zaten..
Hayatım boyunca -hadi adına pis demeyim ama- gıcık olduğum pek çok iş yaptım. Sarımsak ayıklamak kadar gıcık bir işi ise hiç yapmamıştım.
Balık temizledim, kurbanda etleri elden geçirdim ama sarımsak ayıklamak apayrı bir şey. Ayrı bir uzmanlık..
Aman aman..
Biz de Türkün kocası olduk ya; ee henüz torun da yok.. Bize düşen de sarımsak ayıklamak mı ey Yüce Allah’ım.
Hikmetinden sual olunmaz Ya Rabbi.
:)
Suat Zobu
.
YORUMLAR
Dedim ya benim yazılarım yayınlamıyorlar artık;
Olsun.
Sen bil yeter.
O da benim kabulüm..
Son yazımı sana yorum olarak yazıyorum.
Bekliyor ve biliyorum o na da bir engel koyarlar
Ne diyeyim canları sağ olsun...
Ortaokulu yeni bitirmişti. Elinde diploması eve geldi.
“Tamam, oğlum. Bundan sonra ben seni okutamamam. Kendine iş bul.
İş bulundu. Bir marangoz atölyesinde…
Usta:
Anasına avratına sövdü.
Usta belki de haklıydı.
İşi çıraklıktı.
Bir arkadaşı geldi
“Hadi gel bir imtihan açılmış girelim.
- KAZANDIN -diye evine sarı zarf geldi. Çıkan şartlara bakıldı:
“Ödeyemem ben bu parayı. Etim ne benim budum ne?
Anlattılar ikna edememedir babayı.
Bir başkası imzaladı.
Bir mavi elbise
İki sarı sırma
İlk maaşını aldı.
Diz çöktü. Öptü elini
Verdi babasına kuruşuna kadar.
“Emir komuta yine sen de babam.”Dedi.
Şimdi o üç evlat dört torun sahibi
Kimimi arıyor?
BABASINI…
Resmen kahkaha attırdın Suatım ya :)))
Vallahi gerçekten çok gıcık iş :)
Hatta en nefret ettiğim iş. Bu yüzden ithal mithal en irisini alırım alırken. Hazır ezmesini, tozunu da denedim ama ıııhhhh....
Ama bir şey var ki şu öksüz Türklüğümü dünyalara değişmem. Hele de sarımsağa :)
Ben razıyım gıcık işe :)
Kalemin kelamın ayaz görmesin kardeşim. Sevgi ve saygılar...
Suat Zobu
Sizler beğendiyseniz bu yeter.
"Doğu Türkistan’ım bala Kerküğüm,
Dertler sinemizde yara gardaşım..
Hocalı Karabağ yetim Türklüğüm,
Bahtımız ne kadar kara gardaşım..
-
........"
demişiz biz. Her fırsatta Türklüğümüzü haykırmak kaydıyla..
Evelallah Türklüğümüze laf kondurmayız. Çok şükür Türküz, Müslümanız.
İyi ki varsın, iyi ki varsınız.
Öptüm gözlerinden Kardeşim. Selamlar..
mirim
İşte bugün gerek en büyük cihat
Umudumuz yalnız sizdiniz heyhat !
Yaramızı kimler sara gardaşım ?!
:((
Kokar mokar da sarımsak ama acayip de faydalı bir besindir, inkar etmemek lazım. Ayrıca Kars da ki milletleri de yaşayanları yani öğrenmiş olduk. Bir gitmek kısmet olmadı şu Doğu Ekspresi ile ama aklımda Kars hala... Güzel bir yazıydı kutlarım içtenlikle...
Suat Zobu
Kars çok güzel yermiş. Ben de gitmeyi çok isterim aslında.
Güzel yorumun için teşekkür ederim. Hep onur verdin Ustam sağol..
Selam ve saygılarımı gönderiyorum..
Kolay gelsin üstadım.
Demek ki yıllardır bu işi yapana hak vermek lazım. Bir de emekli olmadan hala çalışıyorken sarımsak ayıklayanları bir düşünün.
Hoş bir yazı idi.
Saygılarımla.
Suat Zobu
Öyle zor, öyle pis işler var ki insanın aklı duruyor.
Üstelik bizde hijyene ve iş güvenliğine yeterince önem verilmiyor. Avrupada yapılan işlerle ilgili videolar izledim de adamlara imrenmemek mümkün değil. Güzelce eldivenlerini giyiyor, gerekli önlemleri alıyor ve milimetrik iş yapıyorlar.
Allah herkese yardımcı olsun.
Selam ve saygılarımı gönderiyorum Fatma Hanım..
Vah vaaah!...
Ben de pazartesi günü verdim dilekçeyi.
Bu yazıyı okuyunca emekli olmak konusunda içime kurt düştü şimdi. Geri mi alsam ne yapsam?...:))
Allah sağlık, huzur versin de varsın kılıbıklık olsun adı.
Hayırlısıyla Allah torun da verir inşallah be abim.:))
Yazı mı?..
Tek kelimeyle muhteşem.
Tebrikler, saygılar kardeşinden.
Suat Zobu
Emeklilik kapıya konulacak şey değil.
:)
Çok teşekkür ederim Kardeşim.
Kılıbıklığın bizim oradaki kibar adı "GEÇİM EHLİ OLMAK"
Biz kılıbık değiliz, geçim ehliyiz değil mi Kardeşim..
Hep onur verdin sağ ol kardeşim.
Selamlar..
mirim
Kolları sıva şimdiden :)
Alibaba
Bizimki pek emekli gibi olmayacak ama. Buna da şükür...
Görünen o ki, bundan sonra iki kat çalışacağız bu gidişle.
Saygılarımla.
Suat Zobu
Uygun iş olursa çalışırım.
Çalışmadan da olmuyor zaten.
Selam ve sevgiler Kardeşim. Emekliliğin de şimdiden hayırlı olsun.
işte yazı bu...
katışıksız. İçinden geldiği gibi.
Sade...Anlayana ders niteliğinde.
Son bir haftadır oğlumla beraberdik Gardaş.
Gönlümüze göre göre konuştuk.Güldük ağlaştık.
bir yazı gireyim dedim.
Yok... Yazı giremiyorum ben artık.
Öyle Olsun bakalım.
Hani ne diyorum biliyor musun?
ALLAH düşmanın bile yiğidini çıkarsın karşıma.
Öperim gözlerinden...
Bedri Tokul
Ama tühh..Seninde başını yakmasaydım keşke.
Ok yaydan çıktı bir kere...
Baktım geçmişe 10 yıl geride kalmış,
Yazılar yazmış, yorumlar yapmış yorumlar almışım. Güne geldiğim de olmuş,
İlk günlerde kuluçkaya yatmış tavuk gibi ekran önünde sabahladığım da oldu.
O günler güzeldi.
Takım elbiseydi üzerindekiler, kravat takar, rugan ayakkabı giyerdin. Bir beyefendiydin sen.
Peki ne oldu şimdi?
“Dört yanım puşt zulası”diyor Ahmet Arif.
Dört yanımız reklam oldu şimdi.
Diyeceğimizi demek için en az üç butona basıyoruz.
“Yıl 2500 yine güne gelecek yazı tartılaşacak”
Ne güzel…
Torunumun torununun torunu da eğer eli kalem tutuyorsa bu site de yazacak.
Ancak günün yazısı hala tartışılır olacak. Öyle mi?
Bir yazı yazıldı. Gündem değişti. Yazıyı silmek istiyorsun. Silebiliyor muyuz?
Hayır.
Yönetime şikâyetler oluyor. Cevap veriliyor mu?
Hayır.
Düz yazılarda KALIN butonu çalışıyor mu?
Hayır.
Bak ne diyeceğim!
Sana takım elbise mütevazı duruş daha çok yakışıyor.
Çıkart şalvarı. At çarşambayı ayağından…
Biz seni de, sitemizi de seviyoruz.
Suat Zobu
Abi bizim ikametgahımız 10. köyde biliyorsun. Hiç beklentimiz yok.
Senden ricam yazmaya devam etmen ve o güzel paylaşımlardan bizleri mahrum etmemen.
Hiç bir şey yazamamak bazen hepimizde oluyor.
Bu durum gelip geçici elbet. Arife tarif gerekmeyeceği gibi koskoca Bedri Tokul'a da akıl vermek bizim haddimize değil.
Bizi mahrum bırakma lütfen..
Selam ve saygılarımı gönderiyorum..
Kelden öptüm Abi. Elden de..