- 353 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MİSAFİR BÖLÜM-13
BEKLENMEYEN MİSAFİR
BÖLÜM-13
Kirli Asayişten içeri girer girmez doğru Heval Baş komiserin yanına gitti. ‘’ Baş komiserim etrafıma toplanın. Leyla komiser, sende bize katıl.’’ Heval,
‘’ Ne oluyor Kirli?’’
‘’ Beni şimdi dikkatli dinleyin. Dün akşam parkta sizin yanınızdan ayrılıp torbacının peşine takıldım. On, on beş dakika yürüdükten sonra, bir evin önünde durdu ve içeri girdi. Yarım saat kadar sonra dört kişi evden ayrıldılar. Her biri bir sokağa girdi. Anladığım kadarı ile, hepsi torbacıydı. Leyla Komiser telefonumu al. Hepsinin resimlerini çektim. Bilgisayara aktar kontrol et bakalım bizde dosyaları var mı? Bunların hakkında ne bulursan getir.’’ Büşra,
‘’ Ne duruyoruz, hepsini Asayişe çekelim.
Kirli,
‘’ Acele etmeyelim, bize üç, dört torbacı lazım değil. Leylayı bekleyelim.’’
Hansa,
‘’ Aklından ne geçiyor? Ne yapmak istiyorsun?’’
Bu sırada Eda Komiser konuşmaya karıştı,
‘’ Ne yapmak istediği gayet basit. Baş komiserim, Lazo’ya haber uçuracak. Lazo Sinan Beyi ikaz edecek, hem yerini sağlamlaştırmış olacak. Sinan Beyde torbacıları geri çekecek. Bizde böylece dağıtımın çıkış noktasını bulmuş olacağız.’’
Kirli,
‘’ Aynı öyle düşünüyorum Hansa.’’
Büşra,
‘’ Kızım sen medyum musun? Adamın düşüncelerini okuyorsun?’’
‘’ Haşa Baş komiserim, Asayiş şubeye iki medyum fazla. O iş Serra Komiserin.’’
Bu sırada Leyla Komiser yanımıza geldi,
‘’ Dördünün de dosyası burada. Buyurun Baş komiserim. Ufak tefek suçlardan içeri girip çıkmışlar.’’
Kirli dosyaları kontrol ettikten sonra,
‘’ Denemeye değer, Lazo’ya haber uçuralım.’’
Heval,
‘’ Bu işi ben hallederim.’’
2
Çayı demlediği sırada, Sinan Bey ofisten içeri girdi. Çantayı masanın yan tarafına bırakıp Lazo’ya seslendi,
‘’ Lazo, iki demli çay kap gel biraz sohbet edelim.’’
‘’ Çay hazır getiriyorum Sinan Bey.’’
‘’ Nasıl buraya alışabildin mi? Paraya ihtiyacın var mı? Nerede kalıyorsun?’’
‘’ Allah razı olsun siz bana can verdiniz. Ne iş yapıyorum ki alışayım. Param da var. Nerede kaldığıma gelince şimdilik köyden gelen arkadaşların yanındayım ama zamanı geldi mi kendi evime çıkacağım.’’
‘’ Bana baksana sen, niye yüzün asık? Canını sıkan bir şey mi oldu?’’
Lazo biraz düşündükten sonra, gözlerini Sinan Beye dikti,
‘’ Söyleyeceklerimin ne kadarı bilemem ama duyduklarımdan size bahsetmem belki de büyük hata olacak. İçimde de tutamam bilmenizde yarar var Sinan Bey.’’
‘’ Çekinme söyle hata mı değil mi ben karar vereyim.’’
‘’ Dün gece arkadaşlarla konuşurken sizin adınızı zikrettim. Arkadaşlarımdan biri Perşembe Pazarındaki Sinan Bey mi diye sordu. Bende dünyada bir tek Sinan Bey yok diye cevap verdim. Torbacılardan uyuşturucudan bahsettiler. Ben konuyu kapatmak isterken içlerinden biri torbacıların deşifre olduğunu ve polisin takibinde olduğunu söyledi. Biliyorum bizi ilgilendirmez ama yine de bilmenizi istedim.’’
‘’ Sağ ol Lazo iyi yaptın söylemekle. Sana iyi bir yer bulmak lazım ben hallederim bu konuyu. Bu akşam beyefendiyi görmeye ben gideceğim. Bir taraftan sende kendine bir yer bak parası önemli değil.’’
Akşam yemeğini yedikten sonra, televizyonun karşısına geçip oturduk,
‘’ Abla, çay mı, kahve mi, neskafe mi? Hangisini istersin? Yoksa meyve mi getireyim?’’
‘’ kafana göre takıl Eda.’’
‘’ Bu akşam hiç keyfin yok abla, bir yanlışım mı oldu?’’
‘’ Yok, be Eda, işler çok ağır gidiyor. Ona canım sıkılıyor. Sen yarın ne yapacaksın? Parka inecek misin?’’
‘’ Şüphen mi var abla? Ben başka bir şey söylemek istiyorum. Bir haftadır sana yük oluyorum. İzin verirsen, önümüzdeki hafta babamın yanına taşınmak istiyorum. Taşınmakta lafın gelişi yanımda eşya diye bir şey yok.’’
‘’ Sen beni dinle Eda bir kere bana yük değil can yoldaşı oluyorsun. Biraz daha bende kal maaşını alınca üstüne başına bir şeyler alıp öyle babanın yanına geç. Yine de sen bilirsin?’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.