BİR DAHA GELMEYECEK SEVGİLİYE İLK VE SON MEKTUP
Öncelikle benimle ilgilendiğin için teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Evini bana açtığın için, beni yatağında sıcak bir gülümsemeyle karşıladığın için, uyurken bana sarıldığın için, kokunu içime çekmeme izin verdiğin için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum sana. Ama neden benden kaçtın. Benden kaçman için ne yapmıştım sana. Ben sana bütün açık sözlülüğümle yaklaştım. Sana kapalı bir kutu gibi gelmek istemedim, şifreli olmadım sana karşı. Çözülmesi zor bir problem olmadım. Bütün içtenliğimle, iyi niyetimle ve içimde giderek körelen sevgimle geldim.
Evet, içimde giderek körelen bir sevgi vardı. Ama seninle büyüyeceğine, bütün zorlukları yeneceğine inandığım bir sevgi. Diğer insanlardan yana sinirli ya da üzüntülü olabilirsin. Senin geçmişini sorgulamadım ki sorgulamak bile aklıma hiç gelmedi. Sorgulamadım seni ne yaparsın, neredesin, kimlerlesin diye. Çünkü benden itibaren önemliydi benim için. Benimle görüşmeden bir gün önce kiminle olduğun, kimlerin arkadaşı olduğun...Bunlar önemli değildi.Önemli olan benden sonrasıydı hayatına girebilseydim eğer...!
Hayatta karşılaşabileceğin zorluklarla savaşında yanında olmak isterdim. Seninle birlikte göğüs germek sıkıntılara, üzüntülere. Ağlamak istediğin zamanlarda sana bir omuzdan daha fazlası olmak isterdim ya da gülmek istediğin zamanlarda kahkahaların olmak isterdim ortalığı çınlatan. Üşüdüğün zamanlarda ısıtıcının verdiği sıcaklıktan fazlası olmak isterdim sana. Kâbuslarını kovan, uykunda terlediğin anlarda üzerine titreyen olmak isterdim. Birçok insanın yaptığı gibi yaşadıklarından ya da tercihlerinden ötürü seni yargılayan, senden uzak kalan ya da seni bir gecelik veya aklına geldiğinde yatağına atabileceğini düşünen biri olmak istemedim. Düşüncelerimde sen hep yüceydin. İlk geldiğin yerde yani hep en tepedeydin. O kadar yükseklere almıştım ki seni ulaşamayacağımı da biliyordum sana.
Sana söylediğim, senin bana anlattıkların hala aklımda, kelimesi kelimesine.... Sevgisizlikten usandım bıktım artık. Sana söylediğim gibi sevdiğim insanların beni istememesinden ya da yarı yolda bırakıp gitmelerinden sıkıldım artık. Hayatı, yaşamayı, nefes almayı ne kadar çok sevdiğimi söylemiştim sana. Hele bir de yanında önemsediğin, değer verdiğin ve sevdiğin biri varsa daha da güzel olduğunu söylemiştim. Ama inan ki yoruldum artık, hayatla verdiğim bu savaştan yorgun çıkmak üzereyim. Yüreğim kaldıramıyor artık bunları. Yaşamak bile çoğu zaman zor geliyor bana. Birçok insanla tanıştım ve hepsine gıpta ile baktım çoğu zaman. Bunun sebebi içinde bulundukları durumları ve mevkileri veya görünüşleri ile ilgili değildi. Çünkü kiminle konuşsam sevgilisi vardı. Kimisi aynı evde yaşıyordu, kimisi nadir de olsa görüşebiliyordu ama ortak yanları onlar mutluydu. Ben de kendi çapımda onların bu mutluluklarına dışarıdan ortak olmaya çalıştım. Onların gülen yüzlerini gördükçe kendimi kandırıp onlarla ben de mutlu oldum. Daha doğrusu mutlu olduğuma kendimi inandırdım.
Ama bu sahte mutluluklardan sıkıldım. Benim de bir sevgilim olsun, benimle ilgilensin, bana huzur versin istiyorum artık. İnsanlara destek çıkmaktan, sevgilerindeki çatlakları onarmaktan, ama evime döndüğümde üç karışlık yatağımda tek başıma uyumaktan, uyumaya çalışmaktan sıkıldım. Yatağa girdiğimde yastığıma sarılmaktan, geceleri kimse duymasın diye sessizce ağlamaktan, her sabah yastığımda tuz izleriyle uyanmaktan, insanlara zoraki gülücükler dağıtmaktan sıkıldım artık. Bütün insanların söylediğim her şeyi yanlış anlamasından, bana bir ucube, bir yaratık gözüyle bakıp o şekilde tavır almalarından sıkıldım artık. Seni seviyorum diyememekten sıkıldım artık. Sevgilimi göğsüme yaslayıp da birlikte televizyon izleyememekten sıkıldım artık. Uyku öncesi yatak sohbetleri yapamamaktan sıkıldım, beraber mutfağa girip de en sevdiğimiz yemekleri yapamamaktan, ya da bulaşıkları yıkarken sevgilime sarılamamaktan sıkıldım artık.
Sevgilim olsun, benimle aynı evi paylaşsın, anlayışlı olsun, güler yüzlü olsun, benimle ilgilensin ben onunla ilgileneyim, o benim kollarımda ve ben onun kollarındayken kendimizi güvende hissedelim, uyurken bana sıkıca sarılsın, sonra sıkılsın sarılmaktan ve ben ona sarılayım, uyurken kendini yanımda güvende ve huzurlu hissetsin, arada bana kapris yapsın ama tatlı olsun, birbirimizi kırmadan, incitmeden, üzmeden her türlü zorluğu aşalım. Hayatlarımızdaki gereksiz insanları silelim. Birbirimizden daha önemlisi, daha kıymetlisi olmasın. Ortak arkadaşlarımız olsun. Beraber eğlenelim. Aynı şeylere gülelim. Gece ben ona kahve hazırlayayım, içerken kahvesini sırtını göğsüme yaslasın ve ben onu öpüp koklayayım o sırada. İsterim.... isterdim.....
Evet sadece isterdim demekle yetiniyorum. Çünkü istediklerimin çok şeyler olduğunun ben de farkındayım. Ama elimde değil. Bunlara sahip olan insanları gördükçe, onlarla tanıştıkça neden ben de onlar kadar olamıyorum diye kendimi sorgulamaktan ve çoğu zaman inancıma küsmekten alamıyorum kendimi.
“Umma ki küsmeyesin..” bu sözü hatırlarsın umarım. Bunu hayatında felsefe yapabilmiş biri olarak ilk defa bu kadar umdum. İlk defa bu kadar “işte gerçek son” dediğim anlara kapıldım. Eğer bu umudum son olacaksa ve umduğum olmayacaksa, sen hayatımda umduğum son olacaksın. Bir daha ne başka bir ten ne de başka biri olmayacak. Her şeyinle ve tüm eksikliğinle tek olacaksın hayatımda.
Ve günü geldiğinde ki artık o güne ben karar vermek istiyorum. Aradan geçen zamana inat hiç gitmediğin, çıkmana izin vermediğim hayatımı bırakıp, gözlerim yaşlı terk edeceğim bu şehri. Hep sevilen ama hiç ulaşılamayan olarak kalacaksın bende. Sonsuzluk treninde görüşene dek elveda........
Erkan Ekinci
26.03.2007 / Pazartesi
Saat: 03:07
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.