EYT ve Dindar Sorgulaması.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar kimdir bilir misiniz? Toplumumuzda dini düşünce daha ağır bastığı için bu yolla anlatmaya çalışayım. Düzyazıyı fazla beceremiyorum, yani iyi değilim.. Adım Hıdır budur hesabı..
Toplumun, halkın, milletin dünyevi alanda sahibi devlettir. Devlet baba deriz, devlet ana deriz. Kutsaldır…Aslında kutsal olan insandır, devlet; asırlarca kabile sisteminden bugünkü yazılı ve hukuki yasalarla modernize edilmiştir. Kişiye, zümreye indirgenemez.
Lakin günümüzde devlet anlayışımızın maalesef dinin tahhakümü altına girmiştir. Burada üzerinde durucağımız husus; devletin sürekliliği ve vatandaşlarına yamuk yapmamasıdır, ancak dinin insana attığı yamuklar devlet anlayışına sirayet ettiğinde; devlette yazılı kuralları ve hukuğu eğip bükmeye başladığında işler arapsaçına dönmektedir. Hal böyle olunca; anladıysam arap olayım; arapsaçına dönmüş devletmiz de dinin etkisiyle Anadolu insanımızı zenginlerin isteği, siyasilerin yamuk ideoloji ve demogojileri ve keyifleri nispetinde mağdur etmiştir.
Bu kesimlerden biri de EYT’lilerdir. Sayıları 5 milyonu asmış vaziyettedir ve nüfuzumzun yaklaşık %6 sını oluşturmaktadır. Bildiğiniz gibi dinde emeklilik diye bir kavram yoktur, yani devamlı alt ve orta gelirlinin zenginlerin tahakkümü altına alınmasına dayanarak alt grup insanlara ( çiftçi, işçi, memur, küçük esnaf vb) sabır tavsiye ederek ahiret sunulmaktadır ve bu da insanımızın devamlı suskun, boynu bükük bırakarak çağdaş uygarlığa ve dahi refahını ötelemektedir. Dinde, zekatla sosyal denge sağlanmasına yönelik kurallar ve nasihatler varsa da maalesef günümüz devlet anlayışında bunun gerçekliliği yoktur. Çünkü vergi alan bir devlet, vergiyi çağ bilimlerine göre eşit ve kamunun yani milletin yararına kullanmak mecburiyetindedir.
Ülkemizde en son geçilen başkanlık sistemiyle de anladıysam arap olayım, arap saçına deyimleri de bu süreçte daha net anlaşılmıştır. Okumayan sorgulamayan ve çağ ilimlerini tahsil etmeyen insanları din ile kandırmak dinistlerin en başarılı olduğu yanları olduğu da bu süreçte ortaya çıkmıştır.
www.sanalbasin.com/5,4-milyon-eytli-ne-istiyor-sgknin-eyt-hesabi-ortaya-cikti-33414277/
Linkini verdiğim haberi okumadan yazıya devam etmeyiniz..
EYT konusunda, devletin yasama erki; oyunun kuralını bozmuştur. Yani şöyle düşünün imani açıdan, ayet bakımından; Hz Allah cella celalühü bir ayet göndermiş, sonra bu ayeti kendisi inkar etmiş. Ve bu ayet inananları kötü bir duruma düşürmüş. Anlaşılması için böyle bir örnek verdim, yoksa herkesin Allah düşüncesi, yaratıcı ve iman düşüncesi kendinedir.
Sizce böyle bir olay hem sosyal bazda hem de inanç bakımından imani bazda; klavye-kalem-düşünür ehline bir sorumluluk yükler mi, yüklemez mi? Bunu açığa çıkarmalıyız, yine dini bakımdan dilsiz şeytanlık durumunda düşmesin maazzallah Müslüman!
Kör değilsiniz, yazı yazıyorsunuz, sağır değilsiniz ezanı duyuyorsunuz ve devamlı islamiyetten bahsedip toplumsal, tabiatsal katliamları,olayları, haksızlık ve hukuksuzlukları görmezden gelmeyi mi emrediyor yoksa Kuran??
Nedir Eyt? Emeklilikte Yaşa Takılanlar..
“EYT sorunu, 8 Eylül 1999’da kabul edilen 4447 sayılı Kanun ile gündeme geldi. Kanundan önce erkekler için 25, kadınlar için 20 yıl sigortalılık süresi ve 5 bin günlük prim gün sayısı emekli olmak için yetiyordu.”
Olayı dini açıdan şöyle mi yorumlamalıyım, bilemedim? Örnek: 1999 yılında yeni bir din gelmiş ve bu din kendinden önceki dine göre iş hayatını ve dünyalık geleceklerini planlayan insanları mağdur etmiş. Ve bu mağdurları sayısı hiç azımsanmayacak düzeyde.. ve bu kesime karşı islami duyarlılığı olan kalemler-klavyeler neden suskun, önemli bir mesele değil mi??
İnsanlar kanuna göre planını yapmış, 20 yaşında çalışmaya başlayıp sigortasını yatırmış, 25 yıl bir fiil aksatmadan çalışmış veya ara ara sigortalı çalışarak 20 yıl kadınlarda ve 25 yılda erkeklerde istenen sigortalı süresini doldurmuş.
Şimdi bu insanlara denmiş ki; yok olmaz.. 65 yaşını bekleyeceksiniz..?? Bu adalet midir, nizam mıdır? Millet vekilleri işine geldiğinde kendi özlük hakları için döktürüyor kanunları, yasaları, lakin iş gariban Anadolu insanına gelince herkes kör sağır dilsiz. Allah mı emretti toplumsal olaylara karşı duyarsız kalmalısınız, diye, bu sorunun cevabını merak ediyorum.
Yani bu sorunun Kurani, imani, islamı karşılığı nedir? Devamlı bahsedilen bir hadis vardır: İşçinin hakkını alnının teri kurumadan verin, diyen. Burada dinistler bu hadisi ayaklar altına almışlar değil midir?
İktidarda islamı kullananlar olduğu için iktidarda olmayan normal yaşantısına devam eden, camiye gelip giden, cumasını aksatmayan vb Müslümanlardan şiirle, yazıyla bu tür konulara değinmesi gerekmez mi? Hani derler ya, imanının ölçüsünde, gücün yetiyorsa ve vekilsen yaz bir yasa sun meclise elinle, gücün yetiyorsa sözlü ve yazılı olarak dilinle, yok ben bir garip dervişim başımızda da Müslümanlar var gönlümle buğz etsem yeter mi diyorsunuz?
O zaman yıllardır anlatalı gelen peygamberlerini örnek almıyorsun demek değil midir??
Haydi Müslüman devamlı adaletten bahseden Müslüman, biraz cesur ol ve toplumsal olaylara ve haksızlıklara da değin yazılarında, şiirlerinde.. Çünkü iktidarda olan sizlerden?
Ateisti, deisti, başka dinliyi veya mezhepliyi mi dinler iktidar yoksa seni mi? Sen üzerine düşeni yap, ondan sonra Allah Kerim de. Çünkü bu hukuksuzluk senin geleceğini de, çocuklarını ve neslini de etkileyecek?? Vekil olarak seçtiklerin kendilerine dokunmadığı için veya emirle el kaldır el indir gibi hareket ettikleri için Asil olarak bu görev sana düşüyor. İman; göz yummak, kör gezmek ve dilsiz olmak mıdır?
Ya Allah’tan korkmuyor ya da dünyevi makam sahiplerinden korkuyorsun.. Yoksa islamiyette emeklilik diye bir ayet veya kavram zaten yok, bu yüzden ben bu konuda bir şey yazamam, diyemem mi diyorsun? O zaman da İslamın yetersizliğini ve Kuran’ın tüm zamanlara değil, bir döneme ait olduğunu kabul etmiş olmuyor musun?? Yani insanların sorunlarına çözüm bulamayan bir dine mi inanıyorsun??
Çözüm önerilerin var mı?
Ben aklıma geldiğince; devlet ne yapar ne eder, oradan kısar, buradan kısar, vekil maaşlarını düşürür, memur maaşlarında veya komple iş hayatındaki bordrolarda gerekli çalışmaları yapıp bu insanların haklarını vermenin yolunu bulur. Çünkü bir banazlık eseri 1999 yılında bu insanlar mağdur edilmiştir.
Dersen ki; ülkemizde şeriat yok, o yüzden ben sorumlu değilim? Ben de derim ki; peygamberler geldiğinde de şeriatları yoktu, onlar öncelikle kendinden önceki peygamberlerin şeriatına bağımlıydılar, hal böyleyse sen de bir müslüman olarak devleti yönetenlere bu konuda önceki devlet yasalarıyla muamele edilmeli diyemez misin? Mantıklı veya ilm ü irfana yakışır mı bu durum??
Bu sorunu düzeltememek senin inancını ve dinini paylaşan idarecilerin devlet yönetemediğini gösterir ki yarınlarda bu da dine zarar vermez mi? Yani herhangi bir dine mensup insandan idareci olmamalı mıdır? Çünkü dinler ve dinist ve dindarlar sorunları çözme kabiliyetinden uzaktır tespiti haklı çıkıyor gün geçtikçe? Eğer böyleyse milletimizin çocuklarını camiden, Kurandan uzak tutulması icap eder ? ki bunun da senin savunduğun dinde yeri var mıdır?
Ki sen yazar ve şairlerin olduğu internet sitelerinde Müslüman kimliği ile dolaşıyorsan, Müslümanlığı göstermen icap eder. Yoksa herkes sallar iki ayet Cuma günleri, iki üç mısra dinle alakalı, alem Müslüman görsün deyişince…
Dipsiz gölü kurutan, Kaz dağlarını peşkeş çeken, Khk’lılara zulümde sınır tanımayan, Eyt’lileri yıllardır iş hayatında ve refahında görmezden gelen, toplu siyanür intiharlarına kulp takan, enflasyon konusunda devamlı yamuk ve yanlış bilgiler veren, adaletsizli ve hukuksuzluğu arşa dayanmış, doğu türkistandaki zulme sessiz kalan, dini yurtlardaki bademleme olaylarını dine zarar gelecek fiye sümen altı eden, hutbelerde devamlı insanları kandırmaya yönelik sabır teskin edip, toplumun halini makam mansıp diyerek umursamayan vb vb konularda bir çift sözün veya tefekkürün olmalı değil midir?
Ben şahsen inanıyorum ki, devamlı dinden diyanetten kurandan bahseden şair yazar sitedaşlarım bu konularda üzerine düşeni yapar. Eklemeler çıkarmalar yaparak maddelere klavyesinin hakkını verir.
Yok yapmayacaklarsa; site yönetiminden istirhamım; engellediğim herhangi bir sitedaşımın, şiir yazı ve hatta rumuzları bana görülür olmasın. Ya hu bıkıttılar..
Bu insanların yazı ve şiirlerinin çokluğundan hem sanat için sanatı, hem toplum için sanat konusunda beynime kıramplar girmeye devam edecek..
Ve artık üçlük atışıyla din için sanata yöneldiler, ki resme de karşılar, neymiş efendim, putculukmuş, hukusuzluktan zulümden öte putculuk mu vardır? Bir putu karşısına alıp dua eden insanlardan daha öte insanlığa zarar veren hangi dinlerdir? Yoksa semavi denilen dinler mi?
Hal böyleyken şahsen ben, sonradan deist olanlardanım. Deme sakın, insana değil, Kurana bak deyü.. Zaten sorun kitap da çıktı, Kuranda…! bence yani, bu şekilde düşünüyorum. Aklı başında biri dini kitapları telakki etse bu dinlerden kaçmak ilm ü irfanın bir gereği olmalıdır.
Yine de itiraf edeyim, ben din düşmanı isem ve benim kellem helal ise sana, adresimi vermeye razıyım.. Gel al kellemi.. Başka bir şey yaptığı yok bu dinlerin insanlık için zaten.. işleri güçleri ölüm edebiyatı..Ölüm sonrası için sömürme garibanları. Yanlış mıyım??
Dinler akli, fikri ve irfani birinci basamaksa, dinsizlik ikinci basamakta yani daha bir üst versiyonu diye düşünüyorum.. Bir insan nasıl geri geri yürüyebilir ki?? Yoksa Allah ü alem deyip sahabelerden örnek mi vereceksin?? Sahabelerden din değiştirenler veya eski inançlarına dönenler tu kaka, devamlı keyfine göre cebini ve sosyal yaşamının uygunluğu ve rengini düşünenler mi iyi Müslüman, bilemedim şimdi??
Sevgili ve değerli insan, kalemdaş, klavyedaş, sitedaş kardeşim..
Görüyorsun, aynı ortamı paylaştığın Müslümanlar, ya Müslüman değil, ya da dinleri geri bir din.. Çünkü geleceğe, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı ses etmekten bile acizler?? Ki çağ sorunlarına cevap veremeyen dinlere, aklıllarını ve ilimleri kurban etmişler değiller mi?
Yoksa işi ehline mi verelim diyeceksin, ya hu her işe dindardan daha liyakatli kim bulunabilir?? Her şeyi biliyorlarken, bu konuyu mu bilemeyecekler??
Eyt’liye çözümü bulsa bulsa Müslümanlar bulur, girelim mi iddiaya?? Peygamber de at-deve yarışı izlemiş korkmayın, belki şu birinci gelecek, bu birinci gelecek diye hadis bile söylemiş olabilir, sosyal yaşantısında, çünkü öncelikle bir toplum içinde yaşayan insandır o da değil mi?? Peygamber kalkıp gelse mezarlarından da sorsak, ne düşünüyor Sosyal Güvenlik Kurumları ve emeklilik hakkında…Yoksa derler mi sosyal güvenliğe aktarılan her kuruşun 5 de 1’ini benim hesabıma yatırın??
Eğer camiler topluma yararlı insanlar üretemiyorsa ne yapılması gerekir? Camii işleyişi mi güncellenmeli yoksa din bu çağa mı güncellenmeli..
Emeklilikte Yaşa Takılanlar dindar kalemlerden fetva bekliyor olmalı. Elbette, yolsuzluk hırsızlık değil diyenlerin fetvalarından değil beklenen fetvalar.. Hak ve hukuk gözetilerek sosyal gerçekler ve ekonomik gerçekler konusunda bir fetva…
Saygıyla..
Esen kalınız..
YORUMLAR
Sevgili Dostum,
Yazı konusunda sana katılamayacağım çünkü yazıların kendini bildiğin okutuyor. Tevazu sana yakışıyor ancak farkında ol ki gayet de yazıyorsun.
Din konusuna gelince, hiçbir din kötü değildir. İnsan faktörü hariç yeryüzünde kötü bir şey yoktur aslında. İnsanın fatöriyel olup da bozmadığı bir şey de yoktur. Dinler de bundan nasibini alacaktı elbette.
Dinlerin iyi taraflarından bir şeyler alıp, hayatımıza iliştirmekte sakınca görmem. Tabi olmak konusu ise çok çetrefilli ve spesifik. Spesifik bir değer olduğu için çetrefilli. Tanrı ne sosyal güvenliğine bakar insanın, ne dinine, ne ırkına, ne diline... Kalbe bakar. Kalbi ile davranabilen yöneticilerimiz olsa idi yukarıdaki sorunlardan bahsediyor olmayabilirdik.
Devlet kavramına bakış açına ise şapka çıkarıyor ve aynı vektörlerden baktığımızı söyleyebilirim. Gel gelelim ki yazık bu millete. Devlet demek hükümet demek midir? Elbette. O süreç içerisinde devlet odur.
Daha aydınlık günlerin umudu ile selamlar.
Yinsani
tiviterdan al haberi demişler:) gülüyorum ağlanacak haline ülkemin..
eşşeklik eden valilerden tut da siyaseten koltuk kapmış madrabazlara kadar ... her gün biraz daha umut eksiliyor..
teşekkür ederim güzel düşüncelerin için, lakin ben kendimi niliyorum ucundan kıyısından, yazı da insanı alıp sarıp sarmalayan bir üslubum yok daha..
din konusunda ne desem az kalır.. fikrin düşmanı kimdir deseler, dinistler dindarlar derim.. haksızlık yapıyorum sanmıyorum, gönül veya soyut meseleler dışında din bu çağın dinozoru diye görüyorum arık..
saygılarımla, iyi geceler..