Bir çay molası "paye"
Dünyanın dönüşü hikmetine....
Şer de onda, hayır da onda.
Dizginimi tutan Rab...
Rabbenâ âtinâ fiddunyâ haseneten ve fil âhirati haseneh ve qinâ azâbennâr.
[Rabbimiz, bize bu dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru!]
Mükemmel bir hayat vaadiyle bizi tavlayan, tavladığını zanneden münasebetsiz reklam şirketlleri gıyabında...
Bugün dünyanın çılgınlığının benim için sekizinci yıl dönümü.
Arefede gözü pektik biz
Iyi de ne ilgisi var şimdi değil mi
böyleyiz işte,
Sükunetsiz ve dallanıp budaklanan bir ruh haleti içindeyiz. Yeri gelir kuru ekmekle akşam edilir. Üzüldüğüm şey saygıda kusur etmemem. Ve insanların bunu eziklik aptallık sanmasıdır.
Üzgünlük gelir geçer de neyse,
Bir çay molasıydı oysa niyetim geldiğim noktaya bakar mısın?.
Acıların fihristi ayrılıkların beşiğinde büyütülür ve orada hamlanır kişi.
Bu devirde hepimiz hamız hiç kusura bakmayın,
Yok öyle pişmek
Yok öyle yanmak
Ben hüznümü zor taşıyorum dünya. Acılara ortak olmak ne demek? Acılardan geçmek ne demek.
Pencereden seyrettiğim şey insanların makus talihiydi. Ve belki yüzümün üç fasıl ayniyeti.
Ben bu zamana ait değilim derken aslında tam da bu zamana aittim. Evet... ipin ucunu kaçırdığım çok oldu.
En fazla bir şarkıyla sarhoş olurum ben sonradan sonra aklım başıma gelir
"Olamazdım senle... Yapamazdım senle...
Yaralıydı her gün gönlüm seninle...!"
Ben sonraların insanıyım.
Sevgilinin yüzü yüzüme komşu olmalıydı.
Gıpta ile bakmalıydım ardıma henüz nakarat odalarını çiçek basmadan.
Pencere ve kar
Orada duran silik silüetin bir manası var
ki bir parça ülfettir bu içimdeki
Kıyam edelim.
Sonra efendim,
Güzel günlere efendim.....