- 402 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çalışmanın Önemini Anlayan Kızım
ÇALIŞMANIN ÖNEMİNİ ANLAYAN KIZIM
Sevgili Kızım,
Sana küçük yaşından bu yana mektuplar yazıyorum. Yazdığım tüm mektuplar bir hayat tecrübesinin kaleminden çıkan yazılar ve sözler. Ama insan tecrübeleri yeniden tecrübe etmeye kalkınca ve “ben her şeyi bilirim” havasına kapılarak tembellik yapınca sonunda hayat büyük hataları kabul etmiyor ve insan Üniversite kapısında yeterince çalışmamış olmasının acısına katlanmak ve bir sene daha hazırlanmak zorunda kalıyor.
Sevgili kızım,
“Tecrübe hataların toplamından oluşur” derler. Bence kısmen doğrudur ama anne ve babalar, öğretmenler ve abileri ablalar da sizlerden önce yaşamış ve senin geçtiğin yollardan onlarda geçmişler. Onların tecrübelerini dinlemezsen, onların tecrübelerini görmemezlikten gelirsen hayatta senden başka kör ve sağır yoktur demektir. Yani duymayan ve görmeyen değil ısrarla doğruları tecrübeleri duymayan görmek istemeyen, inatla bu yazdıklarımızı okumak istemeyen, ya da okuduğu halde okutmak istemeyenden daha büyük kör ve sağır yoktur.
Sevgili kızım,
Çok bilmek bir şey ifade etmiyor. Bildiklerini muhatabının anlayacağı şekilde anlatamayınca. Bizim kültürümüzde okula gitmek, öğrenmek bir işe girmek içindir. Öyle bilinir. 60 yaşında insanların okula gittiğini öğrenince “Ne olacak işe mi girecekmiş?” derler. Halbuki bana göre “hayat öğrenmek “ demektir.” Ömür boyu eğitim” bölümlerinin açılması, insanları eğitmenin önemini anlatır. Yani demem şu ki, başkalarını eğitmek için yola çıkanların çoğu okul bitince öğrenme bitti sanır ve kendini geliştirmek için çaba harcamaz. Okullarda zorunlu verilen bir kaç eğitim ve boş geçen çoğu sohbetler ile kendilerini yenilemezler. Yenileyen insanları, okuyan ve yazan insanları sosyal konumlarını kendilerinden küçük görürlerse küçümser, onlardan öğrenmeye çalışmazlar ve davet ederek öğrencileri ile de tanışmalarından kaçınırlar. Bunu yapmamak için de bahaneler üretirler. Dolayısı ile de hem kendileri hem de öğrencileri pek faydalanamaz o insanlardan.
Sevgili kızım,
Öğretmenlerin anlattıklarını anlamasa da insan gene de çok çalışarak başarılı öğrenci olabilir insan. İnsan öğrenmek için azmederse Allah tüm dünyayı O’nun hizmetine sunar. Bunun çok örneklerini görmüş, okumuş ve yazmış insan olarak başarılı insanlardan faydalanamamanın ne kadar insanın zararına olduğunu görebiliyorum. Ama başarılı insanların başarısını küçümseyen insanlar bunu anlayamazlar. Çünkü başkalarını küçümsemek bir hastalıktır ve insan kendisi istemezse bunu değiştiremez. İnsan isteyecek, şiddetle istemeden bir şey olmaz. “Kaderde ne varsa o olur” diyenler dini inançları güçlü görünse de başarısızlıklarını Allah’a havale eden insanlardır. Halbuki Allah ayette “ Biz insanın kaderini gayretine bağladık” der ve Peygamberin hayatına baktığımız zaman, insanların azimle gayretle hazırlandıkları savaşları kazandıklarını, gaflet içinde oldukları zaman da kaybettiklerini görürüz. İbret almasını bilene Peygamber hayatı bir hayat rehberidir. Kurtuluş savaşı d Atatürk liderliğinde imanlı Türk halkının gayreti değil midir? Yani demem şu ki el ele gençlere hep kendimizi ve insanları küçümsemeden hizmet edeceğiz. Siz gençlerde öğrenmek isteyeceksiniz. Ama toplumda insanlar kendilerini sorgulamadan, hatalarına bakmadan ince eleyip sık dokumadan hemen karşısındaki insanı suçlamaya kalkınca işler daha da çok karmaşık hale geliyor. Çünkü herkesin birbirini suçladığı ortamlarda sorunlara doğru teşhis konulmayınca doğru çözümlere de ulaşılamaz.
Canım kızım,
Demem o ki, zamanında Üniversite hazırlanmaya başlamazsan ve çalışmazsan sonrasında pişmanlıklar seni bırakmayacak ve en azından kendi elinle hayatından bir yılı çalmış olacaksın. Bunun için her şeye zamanında çalışmak lazım. Tek kazancın bir hayat tecrübenin daha olmuş olması. Tecrübeyi dinlemediğinden dolayı… Boşuna “bir müsibet bin nasihattan hayırlı” dememişler. Ama hayattan ders almak için de müsibetlerin gelmesini beklememek ve tecrübelerden de ders almak gerekir.
Sevgili kızım,
Demem odur ki, hatalarını anlayarak planlı proğramlı çalıştığın zaman başarının ve puanlarının arttığını görerek moralin ve motivasyonun yerine geldi. Hayata daha umutla bakmaya başladın. Hayatta hatalardan ders çıkarmanın sonucu işte budur. Başarının başı acı sonu tatlıdır.
Canım kızım,
Ama çok insan hatalarından ders alamadıklarından ve hatalarını düzeltme gayreti gösteremedikleri zaman da başarısızlığa abone olmuş gibi hep aynı hataları tekrarlayıp dururlar.
Canım kızım,
Lise tercihte de yanlış tercihin acısını çekmiştin. Demek ki hataları tekrar ettikçe hatalar düzelmiyor. Bir yerlerden ders alarak tecrübeleri dinleyerek, çalışmaya başladıktan sonra da çalışmayı bırakmamak gerekiyor. Ben okumaya başladıktan sonra okumayı bir daha bırakmayarak kitaplar yazdıysam sen de çalışmayı artık bırakmadan alacağın en yüksek puanı alarak en güzel okulu kazanmaya bakman lazım. Bunu başaracak yetenek de sende var ama çalışmak lazım. Yani işin başı çalışmak, çalışmak gene çalışmak.
Sevgili kızım,
İnsanoğlu tembelliğe meyillidir. Şeytan tembel olmamızı emreder. Kötü arkadaşımız bizi kıskanınca “gezelim, tozalım, yiyelim içelim” der. Ama başarısız olunca sana da yardım etmez. Sen gene kendinle ve ailenle baş başa kalırsın. O yüzden seni çalışmaya teşvik edecek olan arkadaşların seni gerçek manada seven arkadaşlarındır. Biraz olsun düşünürsen bunu hemen fark edersin. ”Farkı hemen fark eden kızım” olursun. “Yanlış hesap Bağdat’tan döner” derler. “Zararın neresinden dönersen kardır” derler. Yani zarardan bile kar edersin bazen. Ama çalışmaya başlarsan ve bunda da ısrar edersen.
Canım kızım,
Baban başarılı olmanı, iyi bir eğitim alarak iyi bir meslek sahibi olmanı ister. Tüm babalar çocuklarının böyle olmasını ister. Ama özellikle kızlarının. Çünkü işi olan, işi güzel olan aklını kullanan insanları kimse kullanamaz. Sen de ayakların üzerinde durursun. Belki bugün anlamasan da zamanla anlayacaksın. Bende anlayana kadar sana yazacağım.
Mutluluk ve başarılar ve çalışkanlıklar dilerim. Hayat çalışkan insanlara gülümser.
YORUMLAR
Çalışmak ve de çocuklara bunu aşılamak ne kadar güzel Yüce Kitabımız Kur'an da ''Herkese çalıştığının karşılığı vardır.'' diyor. Ayrıca atalar sözüdür ''İşleyen demir ışıldar.'' derler... Gazi Mustafa Kemal Atatürk'de ''Tek bir şeye ihtiyacımız var çalışkan olmak.'' demiştir... Bilmek tek başına yeterli değil tabi ki... Ünlü Fransız düşünür ve yazarı Balzac'da ''Bilginin efendisi olmak istiyorsan çalışmanın kölesi olmalısın.'' der... Ne güzel hitaplar ile kızınıza seslenmişsiniz, yeter ki iyi insan olsunlar, bir baba daha nasıl mutlu olur ki? Kutlarım yürekten...