- 376 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE BİR HİKAYE / SON BÖLÜM BAHAR YAĞMURLARI GİBİ
ÖYLE BİR HİKÂYE / SON BÖLÜM
BAHAR YAĞMURLARI GİBİ
Gel Hakkı, hemen toparlan memlekete gidiyorsun. Şu parayı da al, bir müddet idare edersin diye konuştuktan sonra, yerine oturdu.
‘’ Abi ne parası, neden memlekete gidiyorum?’’
‘’ Burada işler çok karışacak, senin uzaklarda olman lazım. Birkaç parça eşyanı topla ortadan kaybol. Ben ne zaman döneceğini sana haber veririm.’’
‘’ Abi ben hazırlıklarımı yapıp hemen yola çıkarım.’’
Hakkı dükkândan çıkınca, Aldemir yerine oturdu ve düşünmeye başladı. Bir işi daha kalmıştı, o işi de bu gece halledince, Bütün dertleri sona erecekti. Biraz daha oyalandıktan sonra, Dükkânı kapatıp kahveye doğru yürümeye başladı. Yolda Cemal’le karşılaştı.
‘’ Nereye abi akşam, akşam?’’
‘’ Sorma Cemal, canım sıkıldı dükkânda otur, otur sinek avlıyoruz. Biraz taş oynayıp stres atacağım.’’
‘’ Şu oyuna bir türlü okey diyemedin abi.’’
‘’ Ne yapayım Cemal, Türkiye’de yaşıyoruz, o zaman Türkçe konuşmak lazım. Sende takıl bana üç, beş kuruş girer cebine.’’
‘’ Kalsın abi bu güne kadar elimi sürmedim, daha da sürmem. İyi geceler sana.’’
‘’ Dur Cemal, bakkaldan ekmek alayımda bizim eve bırakıver.’’
‘’ Onu yaparım abi Hatçe teyze ekmeksiz kalmasın.’’
Gece yarısına kadar okeye takılan Aldemir, Bekir’in kahveden çıktığını görünce, bir, iki dakika daha oyalanıp masadan kalkarak Bekir’in peşine takıldı.
2
Sedat Amir, Asayişten girer girmez, Heval’e yanına gelmesi için işaret etti. Odadan içeri girince,
‘’ Dünkü olayda ne durumdayız?’’
‘’ Amirim iş taksimi yaptık. Biraz sonra çıkacağız. Leyla’dan haber bekliyorum. Gelişmeler tahmin ettiğim gibi çıkarsa, katile çabuk ulaşırız.’’
‘’ Benden sana nasihat, işini sakın hafife alma Heval.’’
‘’ Ne münasebet Amirim, hassasiyetle çalışıyoruz. Ayrıca bir detay daha var. Maktul Eda Komiserin yakın arkadaşıymış. Helak oldu kız.’’
‘’ Anlamadım ne demek oluyor şimdi bu? Hemen bana Eda Komiseri çağır.’’
Heval, içinden kendine küfürler saydırarak, Eda’ya seslendi. Biraz sonra Eda Komiserde Sedat Amirin karşısında hazırolda idi.
‘’ Söyle bakalım kızım dün Haznedar’da öldürülen adam arkadaşınmış, ben niye bilmiyorum?’’
‘’ Baba ben Oktay’la yıllar önce tanıştım. O kadarını bil yeter. Şu anda benim üzüntüm bana yeter.’’
‘’Heval, Çıkar şu kendini bilmezi odadan, yoksa elimden bir kaza çıkacak. Bu iş burada bitmedi. Evde bana her şeyi anlatacaksın.’’
‘’ Uzun hikâye baba, hiç karıştırma. Yaşandı bitti.’’
Eda’ya uzun, uzun bakan Sedat amir,
‘’ Peki sen nasıl istersen kızım.’’
3
Buse, elindeki silaha mutluluk duyarak baktıktan sonra,
‘’ Sağ ol Lazo, bundan sonrası bana ait. Sana verdiğim telefon numarası abime ait. Sana gerekli ödemeyi yapacak. Hakkını helal et Lazo.’’
‘’ Sende hakkını helal et bacım. Konuşmaların aklıma kötü düşünceler getiriyor. İnşallah düşündüğüm şeyi yapmazsın?’’
‘’ beni yalnız bırak Lazo, dediğim gibi hakkını helal et yeter.’’
Lazo gittikten sonra, etrafına son defa bakınan Buse ‘’ Yanına geliyorum Oktay’ım, ruhumu ancak sen dinlendirebilirsin.’’
Tam kapıdan çıkarken, Karamel’in ayaklarına dolandığını gören Buse, kediyi kucağına alarak, ‘’ Bundan sonra kendi başının çaresine bakacaksın Karamel. Babanın yanına gidiyorum. Bir gün yine üçümüz hep beraber olup, cennetin yeşil çayırlarında koşturacağız.’’
Kedinin burnuna uzun bir öpücük kondurup yavaşça yere bıraktı. Dolaptaki kedi mamalarını tabağa doldurup suluğa da yeterli su koyduktan sonra, kapıyı açıp dışarı çıktı. Artık dönüşü olmayan yolda yürümeye başladı. Bu yolun sonu ölüm olsa bile geri adım atmak yoktu. Oktay’da böyle yapardı.
Leyla, bilgisayara düşen cinayet ihbarının yapıldığı adrese baktı. Elindeki adresle aynıydı. Bu işte bir tuhaflık var diye düşündü. Yerinden kalkarak, Heval Baş komiserin yanına gitti.
‘’ Baş komiserim, bilgisayara bir cinayet ihbarı düştü, bana verdiğiniz adresle aynı. Bu arada balistikten rapor gelmedi daha.’’
Heval bir an düşündükten sonra, ‘’ Balistiği sıkıştır işlerini çabuk yapsınlar. Büşra, Hansa, Vedat Komisere de haber verin, Fatih’e gidiyoruz. Devriyesi olan ekip otosuna. Yola çıkıyoruz. Ben Sedat Amirin anına gidiyorum.’’
‘’ Amirim şimdi bir cinayet ihbar aldık, olay yeri elimdeki adresle uyuşuyor. Olay yerine intikal ediyoruz.’’
‘’ Gelişmelerden beni haberdar et Heval. Hemen yola çıkın.’’
4
Buse, acele etmeden kahvenin kapısını açarak, içeri girdi ve etrafına bakındıktan sonra, Aldemir’in oturduğu masaya doğru yürüyerek, aradığı adamın omuzuna dokundu. Aldemir kızgınlıkla arkasını dönünce, Buse ile yüz yüze geldi. Birden yüzüne bir gülümseme yayıldı.
‘’ Haber verseydin gelip seni alırdım buse.’’
‘’ Sen sus önce ben konuşacağım. Hey millet, konuşmayı kesin beni dinleyin. Aldemir’i iyi tanırsınız. Sözüm ona bir zamanlar benim kocamdı. Bu adam var ya, şerefsizin teki.’’ Duyduklarına inanamayan Aldemir birden ayağa fırladı. Buse, çantasından silahı çıkartarak Aldemir’in başına dayadı ve konuşmasına devam etti.
‘’ Ben bu adamı neden boşadım biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz ki? Bunun kuşu ötmüyor. Hep başı önde eğik duruyordu. Ben bunun evine gelin olarak gittiğimde, kız oğlan kızdım.’’ Susarak derin bir nefes aldı ve konuşmasına devam etti, kahvede ise çıt çıkmıyordu. Neredeyse, sinek uçsa vızıltısı duyulacaktı. Devam etti,
‘’ Bana ne yaptı biliyor musunuz? Orta parmağınıza bakın. İşte orta parmağı ile beni bozdu, kızken kadın yaptı. Şimdi cezasını çekecek.’’
Aldemir’e bakarak acı, acı gülümsedi.
‘’ Hayatımı kararttın orospunun dölü.’’ Dedi ve tetiğe iki defa dokundu. Silahın
sesi kahvede bomba gibi patlayarak yankılanırken Silah sesini duyan Heval içeri girmesiyle olduğu yerde kaldı. Buse’nin silahı kendi başına dayadığını görünce,
‘’ Dur, yalvarırım yapma. Kıyma canına.’’
Heval’e boş gözlerle bakan Buse’nin gözünden bir damla gözyaşı yuvarlanırken, tetiğe son defa dokundu. Onun için artık bütün acılar geride kalmış ve yeni bir yolun yolcusuydu. Yolun sonunda onu Oktay bekliyordu. BAHAR YAĞMURLARI GİBİ.
5
Amirim, dosya kapandı diye söze girdi Heval Sedat Amir, ‘’ Bana olanları detaylı anlat ki dosyanın kapanıp kapanmadığına ben karar vereyim.’’
‘’ Anlatayım Amirim, Buse, Aldemir’i vurdu, bir kurşunda kendi kafasına sıktı. Engel olamadım. Oktay ve Bekir’in ölümüne sebep olan kurşunlar aynı tabancadan çıkmış, balistikte eşleşti. Aldemir önce Oktay’ı vurdu, sonrada arkasında tanık bırakmamak için kullandığı arabanın sahibi Bekir’i öldürdü. Böylece geriye kimse kalmadı.’’
‘’ Bu insanlar çıldırmış, gözü dönmüş biri yüzünden, kaç tane can söndü. Sağ ol Heval, işinin başına dönebilirsin.’’
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
Heval, Sedat Amirin odasından çıkarken, gencecik Buse’yi düşünüyordu. Zavallı bahtsız kadın, mutluluğu ararken, ölümün kollarına atıldı.
Hızla kızların yanına giderek, ‘’ Hadi millet yemeğe çıkalım,’’ derken hala Buse’yi düşünüyordu.
SON