- 377 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çok zor hem de çok zor yalnızlık.
Yine oturdum daldım en derin hüzünlerin çalkantısına, neye ne kadar fazla inanacağımı bilmeden, neyi niçin düşündüğümü bilmeden, kendi kendime düşünüp duruyorum yalnızlığımın nedenini, ben niçin bu kadar yalnız ve düşünceliyim. Çevremde onca insan varken neden bir tanesi bile benim içimdeki duyguları, düşünceleri hissedemiyor. Sebebin ne olduğunu bilmiyorum. Bazen durup "belki de bunun sebebi benim" diyorum kendi kendime. Tamam, belki kendimce birçok sıkıntı gördüm ve acı çektim ama arada bir insanların neler düşündüğünü ve neler hissettiğini yoklamadan edemiyorum. Çünkü ben insanları seviyorum ve onlar için küçücük bir şey bile olsa yapmaya hazırım. Hem de karşılık beklemeksizin. İstediğim tek şey benim var olduğumun ve ne kadar iyiliksever bir insan olduğumun bilinmesi. Gerçi ben kendimde ne kadar iyi biri olduğumu bilmiyorum. Fakat şu bir gerçek ki oda ben her şeyi düşünüyorum. Hem de en ince detayına kadar. Kimse benim farkıma varmasın istiyorum. Hayal ettiklerimi kimse bilmesin istiyorum bir kişi hariç.
İnceden sessizce her şeyi her detayı ile düşünmek zor bir şey mi acaba? Hayır. Bu bir başkası için zor olabilir ama benim için o kadar da zor bir durum değil çünkü ben bunu çocukluğumdan bu yana yapıyorum. Her seferinde de başarılı oluyorum.
Bazen kalabalık bir topluluk içinde dalıp giderim uzaklara kimse bilmez neler düşündüğümü onlar sadece " sen yine dalıp gittin uzaklara" ya da "Âşık mısın oğlum" diyerek sanki bir sevgilim varmış da ona özlem duyup uzaklara dalmışım gibi düşünüyorlar. Ama bunun bir kısmı gerçek olsa bile geri kalanında kendi hayal dünyamın içinde neler yaşadığımı sadece bir ben bilirim.
İnsanlar bana karşı önceleri genelde çok ön yargılı davranırlardı. Ben daha bir cümle kurmadan "tamam sende iş yok" ya da "bizim konumuzun aşk ile bir alakası yok" veya "bu konu seni ilgilendirmez" ya da "Allah yine başlıyor" diyerek beni cahil görürler ya da saf dışı etmeye çalışırlardı. Ama zaman içerisinde büyüdüm geliştim artık bir cahil değilim ve insanların çoğunun düşüncelerini daha kurdukları cümlenin ilk kelimesinden ya da hal, hareket ve tavırlarından anlayabiliyorum. Çevremdeki bazı insanlar beni bir deha olarak görüp bana daha fazla yakın olmaya çalışıyorlar. Bazıları ise benden nefret ediyor ve her ne kadar başaramasalar da bunu gizli tutmaya çabalayarak benim yakın çevremde olmaya gayret ediyorlar. Bazıları da beni ne çok büyük ne de küçük görüp benim sade arkadaşlığımı kazanıyorlardı. Evet, benim arkadaş çevrem büyüklü küçüklü oldukça büyük kadın, erkek ve ben bunu şöyle ifade edebiliyorum. Edirne den Kars a kadar tüm Türkiye’de arkadaşım bulunmaktadır diyebiliyorum.
Arkadaş çevremin bu kadar büyük olması nedeni ile bazen içimdeki sıkıntının sebebini daha iyi anlıyorum. Çünkü arkadaş çevrem ne kadar büyük olursa olsun dost çevrem o kadar küçük ki toplam da belki de on kişiyi geçmezdi. Geçmezdi diyorum çünkü benim dostluk ilişkilerim bambaşkadır. Onlar benim yaşadığım hiçbir sorunu sıkıntıyı göz ardı etmeden benimle beraber üstüne giderler. Benim her sorunuma bazen benimle beraber bazen de benim hiç haberim olmadan çözüm getirmeye çalışırlardı. Tabi ki bu çözümlerin de pek başarılı olduğu söylenemezdi. Ama benim için önemli olan bu insanların beni düşünerek benim için bir şeyler yapmaya çabalamasıydı. Onları benim dostum yapan da buydu. Aynı şeyler onlar içinde geçerliydi. Bende onlar için bir şeyler yapmaya çalışırdım. Ta ki yakın bir vakte kadar. Evet, onlardan da uzaklaştım ve ilişkim onlarla da diğer arkadaşlarımda olduğu gibi sadece arkadaş seviyesine indi.
Sizleri bilmem ama benim için arkadaş ayrı dost apayrı bir şeydir. Artık benim dostum yok. Sebebi de benim dostlarımın sorunları için daima elle tutulur bir çözüm bulmam ve onların benim umutsuzluğum için hiçbir şekilde elle tutulur kalıcı bir çözüm bulamamaları idi. Sürekli geçici çözümler ve sonunda gelen acı, hüsran.
Eğer bu satırları okuyup ta benim çok gaddar bir insan olduğumu düşüneniz varsa boşuna ümitlenmesin, çünkü bunun bu hale gelmesi önerisi dostlarımdan geldi. Ben yine kendi yalnızlığımla baş başa kaldım. Bazen düşünüyorum da insanlar hep geçim darlığı, namus, ya da daha farklı şeylerden dert yanıp duruyorlar. Fakat çevrelerindeki onlarca güzel insanın kalplerini kırdıklarının farkında bile değiller. Belki de yalnız olmadıkları için böyle davranıyorlar. Kim bilebilir ki belki de daha farklı duygular içindedirler. Ama emin olduğum tek bir şey var o da, eğer bir insan fakirlikten, geçim darlığından, çevresindeki insanların davranışlarından buna benzer şeylerden dert yanıyorsa o insan henüz daha yalnızlık duygusunu tatmamış demektir. Ben bunu hep bir nankörlük olarak görürüm. Çünkü her ne kadar zor durumda olursanız olun yalnız olmak daha kötü bir durumdur.
Çok tuhaf bir duygu bu anlatılır gibi değil. Bazen bir sevgiliniz olsun istiyorsunuz. Onunla el ele tutuşup sahilleri arşınlamak istiyorsunuz. Bazen ona kendisini ne kadar çok sevdiğinizi ispat etmek için hayatınızda yapmış olduğunuz bazı önemli fedakârlıkları göz önüne çıkartmak istiyorsunuz. Bazen onun boynunuza sarılıp başını sizin göğsünüze koyup ta siz onun saçlarını okşarken onun sabahlara kadar hıçkıra hıçkıra ağlamasını istiyorsunuz. Bu durumda bazen de duygularınızı değiştirip siz onu teselli ederken onun arada bir başını kaldırıp yaşlı gözlerle sizin gözlerinize bakıp "seni seviyorum, beni sakın yalnız bırakma hiç ayrılmayacağız değil mi, bana sıkı sıkı sarıl " gibi sözler kullanmasını istiyorsunuz. Bazen de aynı şeyleri ona karşı siz yapmak istiyorsunuz. Bazen çocuklar gibi koşup eğlenmek istiyorsunuz. Bazen güzel bir sahil kenarında onunla güneşin doğuşuna ve batışına ortak olmak istiyorsunuz. Erkekler için söylüyorum bazen çocuğunuz için en güzel ve en iyi anne olduğunu düşünüyorsunuz. Bazen düşüncelerinize, hayallerinize çocukları da katıyorsunuz.
Bazen hayallerinizde sizi anlayabilecek bir dost arıyorsunuz. Hayal de olsa bunu buluyorsunuz. Sizi her yönünüzle anlayan bir insan tıpkı bir sevgili gibi hayal ediyorsunuz onu ama bir fark var o da onun sizin sevgiliniz değil de en yakın dostunuz olması. Hayal de olsa düşünmüş olduğunuz şeyleri bir an için gerçek gibi kabul ediyorsunuz. Bundan haz alıyorsunuz. Dostunuzla birlikte çeşitli mekanlarda bulunuyor çeşitli şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Daha doğrusu gerçek hayatınızdaki yalnızlığı hayallerinizle engellemeye çalışıyorsunuz. Bunda kısa bir süre içinde olsa başarılı oluyorsunuz. Tabi ki sonun da olacakları hesaba katmadan. Hayalinizdeki dostunuzla dertleşiyor, koşturuyor, insanlara yardım ediyor ve türlü eğlenceler yapıyorsunuz. Bazen bir şeyler için başka insanlarla kavga ediyorsunuz. Yaralanıyorsunuz dostunuz size yardım ediyor. Dostunuza ilginizi ve alakanızı yani bağlılığınızı ispat etmek için her şeyi deniyorsunuz.
Ama hepsinin sonunda yine gerçek dünyanıza dönüyor ve kendi yalnızlığınızı kendinizle paylaşamayacağınızı anlıyorsunuz. Üstüne üstlük birde kurmuş olduğunuz hayallerin gerçek olmaması sizi incitiyor."Keşke! Ah keşke" diyorsunuz. Hayalinizdeki hayatı yakalamak için daha bir hırsla sarılıyorsunuz yaşamınıza. Yılmak istemiyorsunuz. Çünkü bir gün mutlaka bunu başaracağım diyorsunuz. Hayallerinizde yaptığınız güzel şeyleri gerçek hayatınızda da yapmak istiyorsunuz. Ama karşınıza çıkan insanlar sizi anlamıyor. Fakat siz yine de yılmıyorsunuz. Yakınlarınızın yalnızlığınızın farkına varmasını istiyorsunuz. Ama bunu onlara anlatmaya daima çekiniyorsunuz. Kısacası hayatınıza sizi anlayabilecek bir insan girinceye kadar yaşamış olduğunuz yalnızlığa katlanmak zorunda kalıyorsunuz.
Bazı vakitler yaşamak size zor geliyor. Yaşamaya gayret ediyorsunuz. Bir arkadaşınız sizi düşünüp bir sürpriz yapmak istiyor. Siz ise sürprizi yaşadığınızda acı çekiyorsunuz. Ama bunu arkadaşınıza belli etmemek için elinizden gelen gayreti gösteriyorsunuz. Çünkü yalnızsınız ve "keşke bu mutluluğu benimle paylaşabilecek bir hayat arkadaşım olsaydı" ya da "keşke o da yanımda olsaydı" diye içinizden kendi kendinize bir şeyler ifade etmeye çalışıyorsunuz. Bazen kendinizi bile anlayamıyorsunuz."Hayat kısa neden dolu dolu yaşamıyorum ki?" diye soruyorsunuz kendinize ve her seferinde cevabı aynı oluyor."Yalnız bir başına hayat çekilmez oluyor." Hele hele birde yakışıklı ya da çekici değilseniz işte o zaman vay halinize. Hayatınızı paylaşamıyorsunuz, Yalnızsınız, böyle yaşayamazsınız, bu şekilde hayatınızı sürdüremezsiniz. Geçici mutluluklar sizi daha ne kadar idare edebilir ki, ama umutlarınızı da yitiremezsiniz.
Hiçbir zaman kendinize olan öz güveninizi ve vicdanınızdan gelen sesi, göz ardı etmeyin. Kendinize güvenin ve kim olursa olsun, sizden yaş olarak ya da dünyevi olarak ne kadar yüksek ya da büyük olursa olsun, asla çekinmeyin, çünkü yaşamış olduğumuz hayatı paylaşmak için o kadar çok sebebimiz var ki, sanırım bunlardan en önemlisi de bir çocuk sahibi olma arzusudur.
Hayatınız boyunca hiçbir insanın kalbini kırmamaya gayret edin. İnsanlara daima bir şeyler vermeye çalışın, karşılığını beklemeden. Herkesi sevin ayırım yapmayın(din, ırk, renk, v.s.) hiçbir zaman "ben hep onlar için çabalıyorum neden onlar benim için bir şeyler yapmıyor?" demeyin. Sabredin bekleyin hayatı, zamanı, yaşamınızdaki güzel olabilecek şeyleri düşünün ve bekleyin. Hayat size hiç ummadığınız bir zamanda istediğiniz, arzuladığınız yaşamın kapılarını açacaktır. Mutlaka bekleyin ve hiçbir şeyden çabanızı esirgemeyin. Fırsatı yakaladığınız zamanda sakın kaçırmayın, asla "ne oldum?" demeyin "ne olacağım?" diyin. İnsanları üzmeyin, sonra sizde üzülürsünüz. Son bir şey daha, sonradan "keşke yapmasaydım " diyeceğiniz ve pişmanlık duyacağınız bir şeyi asla ve asla yapmayın.
Ben çok çıkmazda olduğum zaman bildiğim bir şey olsa da olmuyorsa veya çok çok sinirleniyorsam birilerini kırmak istemiyorsam ben şunu yapıyorum. ‘’Le havle vela kuvvete illa billâhım alüyyül azim ‘’ derim sayısızca. Baktım aynı değişen bir şey olmadı ‘’ abdest alıyorum ‘’ yine değişmedi bu sefer ‘’ iki, dört rekât ‘’ namaz kılarım ALLAH rızası için. Gerçekten sorunlar çözülüyor normale döndüğümü hissediyorum.
Haa unutmadan son bir şey daha bana ALLAH ımın bir vergisi Şiir ve Öyküler yazmayı seviyorum içimden geliyor yazıyorum okuyorsunuz ama bazen çok üzülüyorum kim kimi burada çok tanıyor ki bir şiirime, öyküme kapılan beklide içinde yaşayan geçmişinde benzerliği olan okuduklarında bir şeyler hissederek bir iki mesaj ve devamında sizi seviyorum kendimi sizde buluyorum veya olmadık tekliflerle birbirimizi kandırdığımız bir sürü mesajlardan sohbetlerden gerçekten sıkılıyorum aşk ve sevgi bu kadar basit olmamalı hele ki en değer verdiğim bayanlar bu kadar basit olmamalı kadın kadın gibi ağır olmalı işte ne diyebilirsiniz ki bir insan bir kadını bir erkeği sever aşık da olur birliktelikler, evlilikler mutlu sonla bütünleşir ama günü birliktelikler bana ters geliyor ondan diyorum dost dost gibi olmalı yalan mı?
Saygılar, Sevgiler, Mutluluklar, Dünyanın en güzel duyguları sizinle olsun, kalbinizdeki sevinç ve mutluluk duygusu hiçbir zaman uzaklara gitmesin. Unutmayın hayatınızdaki yalnızlığı tarihe gömecek olan insan belki de çok yakınlarınızda bir yerlerdedir. Çevrenize bir bakın, çevrenizi temiz tutun o, bu, şu, onlar pisliklerini almıyor temizlemiyor demeden siz alın temizleyin inanın sizi mutlaka izliyordurlar ve utanacaklardır göreceksiniz ki o da size uyacaktır.
Sami Arlan..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.