- 320 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE BİR HİKAYE / BÖLÜM -YİRMİ
ÖYLE BİR HİKÂYE / BÖLÜM -YİRMİ
Heval, olay yerinden ayrılarak, birkaç basamak merdiveni tırmanarak caddeye çıktı, yolun karşı tarafında park etmiş olan arabalara bakarken dikkatini bir şey çekti. Arabalara trafik cezaları kesilmiş ve makbuzları sileceklerin altına iliştirilmişti. Aklına delice bir fikir gelmesiyle hemen Büşra’ya seslendi.
‘’ Büşra orada ki işleri olduğu gibi bırakın, buraya gelin.’’
‘’ Ne buldun Heval?’’
‘’ Yolun karşısındaki arabaları görüyor musun?’’
‘’ Evet.’’
‘’ Ceza makbuzlarının hepsini toplayıp bana getirin. Aklıma çılgınca bir fikir geldi. İşe yarayabilir.’’
Makbuzları toplamak on dakikalarını almadı. Heval,
‘’ Kızlar siz işinizin başına dönün. Büşra, Hansa bizde ekip arabasına geçelim.’’ Hansa,
‘’ Aklından ne geçiyor bizimle paylaşır mısın?’’
‘’ Dinleyin benim teorim size çılgınca gelecek ama Makbuzları seri numaralarına göre sıralayalım. İlk hedefimiz burada olmayan arabaları tespit etmek olacak.’’
Büşra,
‘’ Ee nereye varmak istiyorsun?’’
‘’ Katil bu semtte oturuyorsa, bütün çabalarımız boşa gidecek. Ya bu semtte oturmuyorsa? Kendi arabasıyla geldiyse mutlaka ceza yemiştir. Plakadan ruhsatı ve dolayısı ile cinayet zanlısını tespit edeceğiz. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi?’’
Büşra,
‘’Benim akıllı arkadaşım, böylece işimiz kolaylaşacak.’’
Heval’in tahmin ettiği gibi, makbuzların arasında dördünün eksik olduğunu gördüler. Eksik seri numaralı makbuzları tespit ettikten sonra,
Heval,
‘’ Kızlar siz burada kalıyorsunuz, hansa sen benimle gel Bağcılar trafik şubeye gidiyoruz.’’
Heval, trafik şubede umduğundan fazlasını buldu.
Şansına bugün cezaları yazan ekip oradaydı. Bire bir görüştü. Ruhsatların fotokopilerini aldı. Dört plaka, araba sahiplerinin adresleri elinin altındaydı. Oyalanmadan olay yerine döndüler. Ceset morga kaldırılmış, olay yeri işini bitirip gitmişti. Asayişe döndüler, Heval, Sedat Amire olayı özetledi.
Sedat Amir,
‘’ Aferin çocuklar, Heval, gözümü korkutmaya başladın. Bunu ben bile düşünemezdim. Yoksa benim yerime mi göz diktin?’’
‘’ Estağfurullah, ne haddime Amirim.’’
Üçümüz sorgu odasına geçtik, ruhsatların fotokopilerini masanın üzerine koyduktan sonra, incelemeye başladık.
Heval,
‘’ Cezmi Orcan Eminönü, bu senin Büşra, bu arada yalnız gitmek yok. Yanına bir arkadaşını alacaksın. Celal Günbakan, Tarabya, buda senin Hansa. Bekir Kozlu Fatih, buda benim. Kemal Taş’ı kime verelim?’’
Hansa,
‘’ Vedat Komiserle Ruşen bu işi halleder Beylikdüzü şuracıkta.’’
Heval, peki dediğin gibi olsun dedi ve arkasından bir kahkaha patlattı ama kapıda Sedat Amiri görünce birden somurttu.
‘’ Ne o kızlar, işi gücü bıraktınız fıkra mı anlatıyorsunuz?’’
Hansa,
‘’ Amirim istemeden oldu, arkadaşımın kusuruna bakmayın.’’
Heval’in Hansa’ya bakışları hiçte arkadaşça değildi.
2
Evden çıkarken işe son defa gittiğine inanıyordu. Masasına oturdu, çekmeceleri amaçsızca açıp kapamaya başladı. Bu hareketi hemen Arkadaşının dikkatini çekti. Buse’ye,
‘’ Öğle paydosunda biraz konuşalım, bir yere kaybolma.’’ Sadece arkadaşına boş, bakışlarla cevap verdi. Yemekten sonra bahçeye çıktılar, Ayfer, ‘’Tamam, arkadaşım seni çok iyi anlıyorum. Başından büyük bir felaket geçti. Diğer yarını kaybettin. Silkelen ve kendine gel. Hayatına çekidüzen ver. Beni çok üzüyorsun?’’
‘’ İçimde kopan fırtınadan haberin var mı Ayfer? O evde Oktay sız yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu biliyor musun? Her gece gözlerimi kapattığımda yanı başımda bitiyor ve bana, ‘’ Beni sen öldürdün’’ diyor. Artık dayanacak gücüm kalmadı.’’
Eve döner dönmez ilk işi Lazo’yu aramak oldu. Çay bahçesinde buluştular, Lazo çayını yudumlarken, bir taraftan da merakla Buse’ye bakıyordu.
’’ Bir kere daha başın sağ olsun bacım. Kaybımız çok büyük ama elden bir şey gelmiyor.’’
‘’ Gelecek Lazo gelecek Ama sana çok büyük bir iş düşüyor.’’
‘’ Emret bacım ne istersen yaparız.’’
‘’ Emir yok Lazo, rica var. Benim işimi halledecek tek kişi sensin. Senden ilk defa bir şey isteyeceğim. Ve sen vereceksin. Bana bir yardımda daha bulunacaksın, bende bir daha senin ayağına takılmayacağım.’’
‘’ O nasıl söz bacım her zaman emrindeyim, sen bize Oktay Babanın emanetisin.’’
‘’ Senden temiz bir makine istiyorum.’’
‘’ Makine derken, anlayamadım bacım?’’
‘’ Anladın, anladın gayet iyi anladın. En kısa zamanda elimde olacak. Mümkünse daha evvel kullanılmamış olsun. Karşılığında ne istersen veririm.’’
‘’ Bacım bana yarına kadar izin ver bir araştırayım.’’
‘’ Yarın buraya makine ile geleceksin. İntikamımı kendi ellerimle alacağım. Merak etme makineyi senden aldığımı kimse öğrenemeyecek. Yarın Oktay’da bende huzura ereceğiz. Her şey başladığı gibi bitecek. Bahar yağmurları gibi.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.