BÖCEK
Evet, Böcek dul biri olduğu için mağarası çok kirliydi. Her yere saçıyordu kemirdiği kemikleri ve yaktığı ateşin küllerini. Bazen külün içinde debeleniyordu parazitlerden arınmak için. Gerçi biz de külün içinde debeleniyorduk ama onun gibi değil; o külle kendini dezenfekte ederken külü her tarafa dağıtıyordu. İnsan mağarada yaşıyor olsa bile bir düzeni olmalı, anlıyorsunuz değil mi? Sen, karakaşlı kara gözlü delikanlı kahkaha attığını duydum. Hayır, Buzul Çağı’nda da insana zarar veren parazitler vardı. Soğuğa göre evrim geçirip koşullara uyum sağlayan canlılar. Tamam, anlıyorum günümüzden on bin önce yeryüzü ısınmaya başlayınca parazitler, hastalıklar attı. O kadar değil, hiçbir zaman Homo sapiens, çok fazla arpa yedikleri için patır patır devrilen koyunlar gibi devrilip ölmedi, bilim adamları sanki biraz sallamış. Ben oradaydım, bizim klanda topu topu beş kişi öldü. Yok, şeyden bahsetmem şimdi; kaldığım yerden devam etmem lazım.
Böcek, anneme doğru hafiften kendini yatırdı, ellerini ateşe uzattı ve havanın bugün daha çok soğuk olduğunu söyledi. Annem edepli kadındı, hemen kendini toparladı, oyalanmak için yağ içinde kalmış ellerine baktı. Sessizlikten istifade ederek, ‘’Akşam oturmaya gel, bana görünmeyen varlıklarla ilgili masallar anlatırsın,’’ dedim. Annem bana ters ters baktı, ‘’Su, akşam erken yatmazsan sabah erken kalkamazsın,’’ dedi ve arkasında duran odunlardan birkaç tane ateşin üzerine bıraktı. ‘’Ama anne, lütfen anne akşam Böcek bize oturmaya gelsin, korku veren masalları dinlemeden yatamıyorum zaten,’’ dedi ve annemin az önce ateşin üzerine bıraktığı odunlardan bir tanesini alıp mağaranın derinliklerine doğru fırlattım. ‘’Su, böyle yaramazlık yaparsan, buz dağının tepesinden kaymana izin vermem. Böcek amcanın belki akşam önemli bir işi vardır, öyle değil mi Böcek? Bak gördün mü, yüz yıldır üzerinde çalıştığı resmin üstünde küçük rötuşlarla geçecekmiş,’’ dedi. Aynı anda Böcek, ‘’Bu akşam resim üzerinde çalışmasam da olur, akşam oturmaya gelirim, hadi bana müsaade,’’ dedi ve ayağa kalktı. Mağarasına nereden girdiğini, nereden çıktığını hiçbir zaman anlayamadığım Böcek, annemin arkasındaki karanlıkta kayboldu.