Ne Mutlu Müslümanım Diyene
Osmanlı toprakları 2nci Abdulhamit dönemindeki gibi bizim olsaydı, günümüzde nasıl bir portre önümüzde olurdu? Suriye, Irak, Ürdün, Filistin, Arabistan, Yemen, Gürcistan, Kıbrıs bizde olsaydı… Bizim devlet politikamızda Avrupa Birliği gibi bir oluşumdan söz edilmez, süper güç gibi kavramlarla uğraşılmaz, İngiltere modeli gibi bir yönetim sistemi olurdu belki de… Ne Bandırma vapuru ne de kurtuluş savaşı mücadelesinden söz etmezdik. Gençlerimiz başka ülkelerde istikbal aramaz, ilimde yarışır, hatta Arapların bize ihanet ettiğinden konuşmazdık… Mekke, Medine ve Mescid-i Aksa bizde olurdu. Kabe’nin görüntüsü yüksek binalarla bozulmaz, etrafındaki dağlar ortadan kaldırılmaz, Mescid-i Mualla ve Cennet-i Baki mezarlarında kimler yatıyor bilinir, tarih dokusu asla bozulmaz, hiç bir ülkeye tarihi kaçakçılık yapılmazdı. Filistin diye bir dava güdülmez, onlar pisi pisine öldürülmez, Yahudiler bu bölgeye devlet kuramazdı. Balkan Birliği oluşturulurdu. Belki de birinci, ikinci dünya savaşlarını önler, haksızlık üzerine kurulmuş Birleşmiş Milletler ya da NATO gibi oluşumlar olmazdı. Tarihini bilen gençlik, aşağılık kompleksi duymadan övünerek etrafında ki ülkelere göğsü kabara kabara şanlı geçmişini anlatırdı. Düşünsenize hiç bir terörün girmediği bir Orta Doğu olduğunu… Müslümanların pisi pisine ölmediğini… Irkçılık yerine, İslam sancağının vatanın her toprağında dalgalandığını… Nerede haksızlık yapılırsa, oraya adalet götüren bir devlet oluşumuzu!
Ben Türk’üm ama başka ırklardan gelen insanlarla kardeşçe yaşadığımız, kin ve düşmanlığı yok ettiğimiz, ayrışımın asla aramıza girmediğini… Alevi-Sünni düşmanlık algısı ile, Sivas’ta ki Madımak otelde, Kahraman Maraşta kanlar akıtılmaz, tahriklere kapılmazdık. Kürt-Türk gibi suni düşmanlığa kanmayarak, teröristlerin kendi dağlarımızda yerleşmesine izin vermez, tutuklayıp hapishanelerde boşuna beslemez, binlerce sivil, asker ve polis şehit edilmezdi… Teknoloji bizim ürettiğimiz yer olurdu… Kullandığımız paranın gücü, her yerde itibarımızı sağlardı. Ülkemde, İslam’ın aşağılanmasına izin verilmez, aksine İslamı okuyup samimi yaşayan bir halkımız olurdu…
Maalesef buna kimse izin vermedi. Bizi bir gecede cahil bıraktılar, tarihimizi unutturmak için projeler geliştirdiler. İslamı aşağılamak için ellerinden geleni ardına koymadılar. Öylesi aşağılık kompleksine soktular ki, hep boynumuz eğik, ne dedilerse yapan, tarihinden utanan, güçlü ülkelerin tarihinden övünç duyan halk olduk. Bir fırsat bulup, başka ülkelerde ekmek derdine düşmeyi göze alan, onlarında kazandıkları ile vatanımda elde ettiği zenginliğe imrenen, kardeşliği bozan görüntüler meydana geldi. Ülkemde her yerde dolaşan, mühendis, doktor, dil bilimci kılığında ajanlarını yerleştirip, kültürümüzü keşfedip, onların bilgisiyle bize algı oluşturan düşmanlar üredi. Üstelik bu kişilerin ülkemizde yaşamasını abartıp, onların kötü niyetini görmeyip onlara kucak açan safi gönüllerine insanlarım sevgi yerleştirdiler. Dost görünüp arkamızdan vurdular.
Barış Pınarı harekatı ile, bu güç artık ellerini havaya kaldırdı. Artık adaletsizliğe boyun bükmeyen, Allah yoluna yol arayan, gücünü insan gücünden alan, kardeşliği pekiştiren görüntüler ile görüldü ki, bu aklı selim yoldu. Her başarıda asker selamı verdikçe, bunlar bunu nasıl yapar gibi ayağa kalkan, insanım diyerek gezen ama insanlıktan bi haber olan devletlere ağzının payını verdik. Bizim hiç bir ülkenin toprağında, parasında, namusunda gözümüz yok, olamadı da. Bizi dedik, kendi halimize bırakın, bizimle uğraşmayın mesajını verdik. Yaptıklarımızı gördükçe, elimizde ki güçleri gördükçe geri adım attılar. Eğer bizde bu güç olmasaydı, kim geri adım atabilirdi ki… Hayalimde ki topraklar olmasa da, vatanımda ki topraklar ile bir çok güzel değere ulaşmaya ve yücelmeye hazırız. Yeter ki, Allah’ı dost bilelim, kardeşliğimize sahip çıkalım. Dosdoğru olalım. Kur’an öğütleri ile hedefi gözetelim. Mülkün sahibi Allah ve eğer biz o mülkü istiyorsak, yalnızca ona kul olmanın yolunu bulmalıyız. Hayalin gerçek olması, ancak Allah’ı bilmek, tanımak ve bu aşkı keşfetmekle yaşanabilir. Düşünün lütfen eğer asker şehit olmanın yüceliğini bilmese savaşarak ölümü göze alabilir miydi… Hangi şehit anası oğlunun ölümüne katlanabilirdi…
Allah bizi düşmanın şerrinden korusun, savaştan korusun, kendisinden başkasına muhtaç etmesin…Amin.
Kudüs şairi Nuri Pakdil’in, Allah rahmet eylesin, dediği gibi, “Ne mutlu Müslümanım diyene…” diyorum.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
BENDE AYNEN NECATİ HOCAMA KATILIYORUM
BU MUHTEŞEM YAZIYI HER MÜSLÜMANIM DİYEN KİŞİNİN OKUMASI HADİS niyetine olsun DİYORUM
SAYGILARIMLA
Pof. Dr. Enis Öksüz'den dikkat çeken paylaşım! "Yesevi’den, Horasan erenlerinden, Yunus’tan, Hacı Bektaş’tan, Hacı Bayram’dan… Sonra bedevi bir zihniyet çekilmiyor be kardeşim. Türkün bünyesine, Türkün dünyasına uygun değil çünkü.
Bize karşı atom bombası kadar güçlü, gavura karşı ise sinek kadar güçsüz, bu sahte olağan üstü güçlü bedevilerden bıktık artık.
Arada dağlar kadar arılık duruluk, arada dağlar kadar ilim irfan, arada dağlar kadar soy sop, gelenek görenek, kültür ve aidiyet farkı var.
Din sosuna batırılmış habis bir ur gibi içten içe çürüten, içten içe kuşatan, ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Afyonun nerede ne zaman patlayacağı, haşhaşilerin sinsi bir yılan gibi nerede ne zaman sokacağı, nerede ne zaman bir Şerif Hüseyin, nerede ne zaman bir Şeyh Said, nerede ne zaman bir Hasan Sabbah, nerede ne zaman yeni bir Feto çıkacağı belli değil.
İstediğiniz kadar İslam olun, aynı zamanda Türk olmadığınız sürece, bu milletin manevi dünyasında size asla yer yok.
Rahmetli Erol Güngör’ün azınlıklar için söylediği söz tıpa tıp size de uyuyor vesselam.
Belki kafamızı karıştıracak, belki bizi biraz uğraştıracaksınız, ama eninde sonunda bu bünyeden muhakkak atılacaksınız.
Herkes kafasına şunu iyice soksun! İstedikleri kadar şeyh, istedikleri kadar, gavs, istedikleri kadar kutup olsunlar. İstedikleri kadar takla atıp, istedikleri kadar allayıp pullasınlar. İstedikleri kadar uçup, istedikleri kadar ALLAH DOSTU (!) palavralarıyla milleti kandırsınlar
İçinde Türk olmayan, Türkün ruhu olmayan, her şey bu millet için, bu coğrafya için, bu devlet için bir BEKA meselesidir .
Bunu kafamıza küçük harflerle değil, büyük ve kalın harflerle muhakkak kazımak zorundayız.
Kazımadığımız müddetçe Feto ve türevleri ne ilk ne de son olarak bu milleti can evinden vurmaya devam edeceklerdir. Bataklık varsa sinek, sinek varsa sıtma muhakkak vardır.
Bu batağın çaresi, temiz suyun gürül gürül çağlayacağı Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletidir.
Tarikatçı değilim, çünkü aklımı kim olursa olsun kimseye ipotek edemem, ama çağdaş demokrasi, insan hak ve hürriyeti ve Türk milliyetçiliğindeki inançlara saygı prensibi gereği, tercihlerini böyle belirleyen bütün arkadaşlara saygılıyım. Umarım onlar da bana saygılı olurlar.
İlim için lazım olan aklın, din için de lazım olduğuna inanalardanım. Çünkü akla değer vermeyen ümmetlerin sonu cennet değil cehennemdir. Esarettir,uşaklıktır, rezilliktir,pisliktir.
Bunu görmek için ille alim olmaya gerek yok. Ağzına kadar hacı, hoca, seyyit, gavs, kutup, şeyh, şıh dolu islam dünyasına bakmak yeter de artar bile.
Biliyorsunuz Türk milliyetçiliği çok sorgulandı. Özellikle de tarikatlar tarafından, ama Allah’a şükür milliyetçilik her sorgunun altından alnının akıyla çıktı. Fakat aynı şeyi tarikat ve cemaatler için söyleyemeyiz. Rezaletin biri bitmeden diğeri başlıyor. Parelellik, ihanet, ticaret, sapıklık, sahtekarlık, yobazlık, ajanlık, rüşvet, iltimas, sahtecilik… Skandalın haramın günahın ardı arkası kesilmiyor.
Tevazu insanlık erdem ve güzel ahlakın yaşanması gereken yerlerde insan bu rezillikleri saymaya utanıyor.
Şimdi hepsi bunları, kendilerinin değil, başka tarikat ve cemaatlerin yaptığını, zaten onların gerçek tarikat ve cemaat olmayıp gerçek tarikat ve cemaatin kendileri olduğunu ispatlamanın telaşındalar.
Yani anlayacağınız sorgulayacak başka şey bulamayıp Türkün hayat damarı Türk milliyetçiliğini sorgulayanlar şimdi Çalap’ın tokatıyla çetin bir imtihanda.
Oysa, daha Mehdiliğe, ceza evinde ülkücülere yaşattıklarına, bir birinden mübarek mübareklere, aklın aklını oynattığı ritüellere, şarlatanlara, istila için ülkenin dört bir yanında mantar gibi biten, her biri bir birinden karanlık odağın oyuncağı tapınak şövalyelerine daha sıra gelmedi.
Düşüne biliyor musunuz bu ülkenin insanları yıllarca kadının saçının bir tek teli görülsün mü, görülmesin mi diye bir birine düşman edilirken
televizyonlarda çatır çatır, çırıl çıplak kadın mürit oynatan pezevenkler yıllarca tarikatçılık cemaatçilik cakası sattı bu ülkeye.
Ne yalan söyliyeyim Çağın en aydın hareketinin, çağın en cahil insanlarıyla, çağın en temiz hareketinin, çağın en rezil insanlarıyla sorguya çekilmesi ağrıma gidiyor. Yaptıklarına bakacak olursanız demekki boşa hedef seçmemişler milliyetçiliği.
Tarikatçı arkadaşlarıma milli ve manevi dünyamızın teminatı milliyetçiliği bir kez daha düşünmelerini öneriyorum. 15 Temmuzdan sonra efendim biz zaten milliyetçiyiz gibi komik takiyyelere hiç gerek yok. Milliyetçi olsanız ağzına kadar ermiş, derviş, pir, dede, Alperen , veli dolu Anadulu’da üç kıtada İslamın bayraktarlığını yapan Türk ulularını bırakıp Arap bedevizminin meçhul ulularının (!) peşine düşmezsiniz.
Tarikatçı olacaksanız Ahmet Yesevi gibi, Yunus gibi, Hacı Bektaş gibi, Tapduk Emre gibi, Ahi Evran gibi Hacı Bayram gibi yerli ve milli olacaksınız yabancı değil.
‘’Gelin canlar bir olalım’’ Diyeceksiniz ki sözünüz Adriyatik’ten Çin Seddine bütün bir Türk dünyasında yankılanacak.
‘’Bir kez gönül yıktın ise kıldığınız namaz namaz değildir’’ Diyemiyorsanız susacaksınız.
Halep ordaysa arşın burada. Bu iş öyle yanmaz kefen, sırattan geçiren terlik, deve sidiği, cezbe,
rüya, papağan gibi eski alimlerinin sözlerini nakletmek hele hele de fütursuz ve hadsizce Allah ve Resulünü bu işe alet etmekle olmuyor. ‘’Dervişlik olsaydı taç ile hırka, biz dahi alırdık otuza kırka’’
Şeyhleriniz,tarikatlarınız varsa bir keramati bizden olan kurtulur diye zümrecilikle değil, Türk tarikat ve ulularında ki gibi, millet için, insanlık için çıkacak ortaya.
‘’Gel gör beni aşk neyledi’’ Diyemeyen aşkın,
‘’Yaradılanı hoş gördük yaratandan ötürü’’ Diyemeyen sevginin postuna oturmayacak. Arkadaş.
‘’Dinine dizlerinle değil, kalbinle bağlan’’ Diyebilen bir şeyh olmadıktan sonra o tarikatın ne önemi var.
Bu asil millet için ‘’Bir olalım iri olalım diri olalım’’,’’Eline beline diline sahip ol’’ ,’’ bölüşerek tok, bölünerek yok oluruz’’Diyen milli şuura sahip Türk ulularını ne zaman keşfedeceksiniz acaba?
‘’Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde, hakkın yarattığı her şey yerli yerinde, bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok. Noksanlık, eksiklik, senin görüşlerinde’’ Diyebilseydi şeyhleriniz, tarikatlarınız yobazlık ve sapıklık suçlamalarına bu kadar maruz kalır mıydı acaba?
‘’İlim beşikte başlar mezarda biter’’
‘’En büyük keramet çalışmaktır’’ Diyen mutasavvıflardan sonra kusura bakmayında çalışmadan saltanat süren şeyhler pek akılcı gelmiyor insana.
‘’İncinsende incitme ‘’
‘’Kadınlarınızı okutunuz, kadınları okumayan millet yükselemez’’ Sözünü kim niye söylemiş acaba?
‘’İslam’ın temeli güzel ahlak; ahlâkın özü bilgi; bilginin özü akıldır’’ Diyen pirlerden sonra acaba aklı ipotek etmek niye nasıl ve nerden çöreklendi bu coğrafyaya?
‘’Kuvvetini mazluma değil zalime kullan’’ Sözü yerine fırıl fırıl iktidar peşinde koşmak tarikatçılık cemeatçilik Allah dostluğu mu oluyor şimdi?
‘’Hararet nardadır sacda değil, Keramet baştadır, taç da değil. Her ne ararsan kendinde ara, Kudüs de Mekke de hac da değil’’
‘’Çalışmadan geçinenler bizden değildir’’ Sözünden ders almayan şeyh şeyh olabilir mi?
‘’Eşine işine aşına özen göster’’
‘’Hak ile sabır dileyip, bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp, bizi geçen bizdendir’’ Sözlerini hiç duydunuz mu acaba?
‘’İslami hükümleri tam bilmeyen , tatbik etmeyen bir kimse, evliyalık yolunda bulunmaya kalkarsa, bunun imanını şeytan çalar’’ Diyen yesevi demek ki boşa dememiş bu sözleri.
Anlayacağınız bütün tarikat ve cemaatler iktidar sofrasında nimet yarışına girip bizi Ortadoğu batağına çekerken, Türkistan uluları ‘’Padişah huzurunda dahi olsanız hakkı ve hakikati söylemekten çekinmeyiniz’’ Diyerek hala aydınlatmaya devam ediyorlar bizleri.
Öyle görünüyor ki biz ne dersek deyelim tarikat ve cemaatler
Mesele ister küresel güçler, ister gizli ve açık yürütülen Arap milliyetçiliği, ister cahillik, ister Vahabi selefiyeciliği ve ister yobazlıktan geçinen din tüccarları olsun Türkün ilelebet süren varlık mücadelesinde Türkün en hayati varlık sorunları olmaya devam edecektir"
Yorumlar
muslumbayram tarafından 10/21/2019 1:14:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
saf şiir
Saf şiir'in Yazdığı "
"Ne Mutlu Müslümanım Diyene" yazıya doyurucu yorum yazayım diye düşünürken Eski Ulaştırma Bakanı Pof.Dr.Enis ÖKSÜZ'ün bir paylaşımı ile karşılaştım.
Paylaşımı okuyunca, Saf şiire bunun çok içerikli cevap olacağını düşündüm ve paylaşmak istedim.
Bu yazıyı MUTLAKA VE DİKKATLE OKUMALIYIZ...
Enis Öksüz'ü Okuyunca benim ne düşündüğümü de anlamak zor olmayacak. Zira Ben Ahmet Yesevi Gibi Türklük kaderim İslam seçimim diyenlerdenim ve Asla kula kul olanların dininden olmadğımı ifade etmek isterim.
Ne Mutlu Türküm Demek kanımda var.
Hadi hep birlikte Öksüzü okuyalım.
"Yesevi’den, Horasan erenlerinden, Yunus’tan, Hacı Bektaş’tan, Hacı Bayram’dan… Sonra bedevi bir zihniyet çekilmiyor be kardeşim.
Türkün bünyesine, Türkün dünyasına uygun değil çünkü.
Bize karşı atom bombası kadar güçlü, gavura karşı ise sinek kadar güçsüz, bu sahte olağan üstü güçlü bedevilerden bıktık artık.
Arada dağlar kadar arılık duruluk, arada dağlar kadar ilim irfan, arada dağlar kadar soy sop, gelenek görenek, kültür ve aidiyet farkı var.
Din sosuna batırılmış habis bir ur gibi içten içe çürüten, içten içe kuşatan, ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Afyonun nerede ne zaman patlayacağı, haşhaşilerin sinsi bir yılan gibi nerede ne zaman sokacağı, nerede ne zaman bir Şerif Hüseyin, nerede ne zaman bir Şeyh Said, nerede ne zaman bir Hasan Sabbah, nerede ne zaman yeni bir Feto çıkacağı belli değil.
İstediğiniz kadar İslam olun, aynı zamanda Türk olmadığınız sürece, bu milletin manevi dünyasında size asla yer yok.
Rahmetli Erol Güngör’ün azınlıklar için söylediği söz tıpa tıp size de uyuyor vesselam.
Belki kafamızı karıştıracak, belki bizi biraz uğraştıracaksınız, ama eninde sonunda bu bünyeden muhakkak atılacaksınız.
Herkes kafasına şunu iyice soksun! İstedikleri kadar şeyh, istedikleri kadar, gavs, istedikleri kadar kutup olsunlar. İstedikleri kadar takla atıp, istedikleri kadar allayıp pullasınlar. İstedikleri kadar uçup, istedikleri kadar ALLAH DOSTU (!) palavralarıyla milleti kandırsınlar
İçinde Türk olmayan, Türkün ruhu olmayan, her şey bu millet için, bu coğrafya için, bu devlet için bir BEKA meselesidir .
Bunu kafamıza küçük harflerle değil, büyük ve kalın harflerle muhakkak kazımak zorundayız.
Kazımadığımız müddetçe Feto ve türevleri ne ilk ne de son olarak bu milleti can evinden vurmaya devam edeceklerdir. Bataklık varsa sinek, sinek varsa sıtma muhakkak vardır.
Bu batağın çaresi, temiz suyun gürül gürül çağlayacağı Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletidir.
Tarikatçı değilim, çünkü aklımı kim olursa olsun kimseye ipotek edemem, ama çağdaş demokrasi, insan hak ve hürriyeti ve Türk milliyetçiliğindeki inançlara saygı prensibi gereği, tercihlerini böyle belirleyen bütün arkadaşlara saygılıyım. Umarım onlar da bana saygılı olurlar.
İlim için lazım olan aklın, din için de lazım olduğuna inanalardanım. Çünkü akla değer vermeyen ümmetlerin sonu cennet değil cehennemdir. Esarettir,uşaklıktır, rezilliktir,pisliktir.
Bunu görmek için ille alim olmaya gerek yok. Ağzına kadar hacı, hoca, seyyit, gavs, kutup, şeyh, şıh dolu islam dünyasına bakmak yeter de artar bile.
Biliyorsunuz Türk milliyetçiliği çok sorgulandı. Özellikle de tarikatlar tarafından, ama Allah’a şükür milliyetçilik her sorgunun altından alnının akıyla çıktı. Fakat aynı şeyi tarikat ve cemaatler için söyleyemeyiz. Rezaletin biri bitmeden diğeri başlıyor. Parelellik, ihanet, ticaret, sapıklık, sahtekarlık, yobazlık, ajanlık, rüşvet, iltimas, sahtecilik… Skandalın haramın günahın ardı arkası kesilmiyor.
Tevazu insanlık erdem ve güzel ahlakın yaşanması gereken yerlerde insan bu rezillikleri saymaya utanıyor.
Şimdi hepsi bunları, kendilerinin değil, başka tarikat ve cemaatlerin yaptığını, zaten onların gerçek tarikat ve cemaat olmayıp gerçek tarikat ve cemaatin kendileri olduğunu ispatlamanın telaşındalar.
Yani anlayacağınız sorgulayacak başka şey bulamayıp Türkün hayat damarı Türk milliyetçiliğini sorgulayanlar şimdi Çalap’ın tokatıyla çetin bir imtihanda.
Oysa, daha Mehdiliğe, ceza evinde ülkücülere yaşattıklarına, bir birinden mübarek mübareklere, aklın aklını oynattığı ritüellere, şarlatanlara, istila için ülkenin dört bir yanında mantar gibi biten, her biri bir birinden karanlık odağın oyuncağı tapınak şövalyelerine daha sıra gelmedi.
Düşüne biliyor musunuz bu ülkenin insanları yıllarca kadının saçının bir tek teli görülsün mü, görülmesin mi diye bir birine düşman edilirken
televizyonlarda çatır çatır, çırıl çıplak kadın mürit oynatan pezevenkler yıllarca tarikatçılık cemaatçilik cakası sattı bu ülkeye.
Ne yalan söyliyeyim Çağın en aydın hareketinin, çağın en cahil insanlarıyla, çağın en temiz hareketinin, çağın en rezil insanlarıyla sorguya çekilmesi ağrıma gidiyor. Yaptıklarına bakacak olursanız demekki boşa hedef seçmemişler milliyetçiliği.
Tarikatçı arkadaşlarıma milli ve manevi dünyamızın teminatı milliyetçiliği bir kez daha düşünmelerini öneriyorum. 15 Temmuzdan sonra efendim biz zaten milliyetçiyiz gibi komik takiyyelere hiç gerek yok. Milliyetçi olsanız ağzına kadar ermiş, derviş, pir, dede, Alperen , veli dolu Anadulu’da üç kıtada İslamın bayraktarlığını yapan Türk ulularını bırakıp Arap bedevizminin meçhul ulularının (!) peşine düşmezsiniz.
Tarikatçı olacaksanız Ahmet Yesevi gibi, Yunus gibi, Hacı Bektaş gibi, Tapduk Emre gibi, Ahi Evran gibi Hacı Bayram gibi yerli ve milli olacaksınız yabancı değil.
‘’Gelin canlar bir olalım’’ Diyeceksiniz ki sözünüz Adriyatik’ten Çin Seddine bütün bir Türk dünyasında yankılanacak.
‘’Bir kez gönül yıktın ise kıldığınız namaz namaz değildir’’ Diyemiyorsanız susacaksınız.
Halep ordaysa arşın burada. Bu iş öyle yanmaz kefen, sırattan geçiren terlik, deve sidiği, cezbe,
rüya, papağan gibi eski alimlerinin sözlerini nakletmek hele hele de fütursuz ve hadsizce Allah ve Resulünü bu işe alet etmekle olmuyor. ‘’Dervişlik olsaydı taç ile hırka, biz dahi alırdık otuza kırka’’
Şeyhleriniz,tarikatlarınız varsa bir keramati bizden olan kurtulur diye zümrecilikle değil, Türk tarikat ve ulularında ki gibi, millet için, insanlık için çıkacak ortaya.
‘’Gel gör beni aşk neyledi’’ Diyemeyen aşkın,
‘’Yaradılanı hoş gördük yaratandan ötürü’’ Diyemeyen sevginin postuna oturmayacak. Arkadaş.
‘’Dinine dizlerinle değil, kalbinle bağlan’’ Diyebilen bir şeyh olmadıktan sonra o tarikatın ne önemi var.
Bu asil millet için ‘’Bir olalım iri olalım diri olalım’’,’’Eline beline diline sahip ol’’ ,’’ bölüşerek tok, bölünerek yok oluruz’’Diyen milli şuura sahip Türk ulularını ne zaman keşfedeceksiniz acaba?
‘’Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde, hakkın yarattığı her şey yerli yerinde, bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok. Noksanlık, eksiklik, senin görüşlerinde’’ Diyebilseydi şeyhleriniz, tarikatlarınız yobazlık ve sapıklık suçlamalarına bu kadar maruz kalır mıydı acaba?
‘’İlim beşikte başlar mezarda biter’’
‘’En büyük keramet çalışmaktır’’ Diyen mutasavvıflardan sonra kusura bakmayında çalışmadan saltanat süren şeyhler pek akılcı gelmiyor insana.
‘’İncinsende incitme ‘’
‘’Kadınlarınızı okutunuz, kadınları okumayan millet yükselemez’’ Sözünü kim niye söylemiş acaba?
‘’İslam’ın temeli güzel ahlak; ahlâkın özü bilgi; bilginin özü akıldır’’ Diyen pirlerden sonra acaba aklı ipotek etmek niye nasıl ve nerden çöreklendi bu coğrafyaya?
‘’Kuvvetini mazluma değil zalime kullan’’ Sözü yerine fırıl fırıl iktidar peşinde koşmak tarikatçılık cemeatçilik Allah dostluğu mu oluyor şimdi?
‘’Hararet nardadır sacda değil, Keramet baştadır, taç da değil. Her ne ararsan kendinde ara, Kudüs de Mekke de hac da değil’’
‘’Çalışmadan geçinenler bizden değildir’’ Sözünden ders almayan şeyh şeyh olabilir mi?
‘’Eşine işine aşına özen göster’’
‘’Hak ile sabır dileyip, bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp, bizi geçen bizdendir’’ Sözlerini hiç duydunuz mu acaba?
‘’İslami hükümleri tam bilmeyen , tatbik etmeyen bir kimse, evliyalık yolunda bulunmaya kalkarsa, bunun imanını şeytan çalar’’ Diyen yesevi demek ki boşa dememiş bu sözleri.
Anlayacağınız bütün tarikat ve cemaatler iktidar sofrasında nimet yarışına girip bizi Ortadoğu batağına çekerken, Türkistan uluları ‘’Padişah huzurunda dahi olsanız hakkı ve hakikati söylemekten çekinmeyiniz’’ Diyerek hala aydınlatmaya devam ediyorlar bizleri.
Öyle görünüyor ki biz ne dersek deyelim tarikat ve cemaatler
Mesele ister küresel güçler, ister gizli ve açık yürütülen Arap milliyetçiliği, ister cahillik, ister Vahabi selefiyeciliği ve ister yobazlıktan geçinen din tüccarları olsun Türkün ilelebet süren varlık mücadelesinde Türkün en hayati varlık sorunları olmaya devam edecektir"
saf şiir
Necati Kavlak
Yorum girişine koyduğunuz;"Neden Ne Mutlu Türküm diyene deyince, İslam dışlanıyor ki… Fatih Türk değil miydi ki… Ahmet Yesevi Türk değil miydi ki… " Tercümeye Muhtaç.
Nen Ne mutlu Türküm deyince İslam dışlanıyor diye bir cümle kurmadım.
Kaldı ki Bu gün başta diyanet işleri başkanlığı kadrolarının, siyasi iktidarın, dayattığı Din Allah'ın din mi tartışmaya çok açık.
Neden mi?
Türkiye Cumhuriyetinin, kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk " Softalar bize dinsiz demişler, ham-dolsun kula tapanların dininden değiliz, biz Allah'ın dinindeniz. Vakti geldiğinde bizi yaratana hesabımızı vereceğiz" demiş.
Sahi bu gün Allah'ın dini mi, yoksa siyasal İslam mı ön planda düşünmek, akıl etmek lazım.
Düşünmek ve akıl etmek ifadesini özellikle seçtim. Zira Allah Kuran'ı Kerim'de bu soruları soruyor.
Ayrıca, Türkü üstün tutmak gibi bir ifade de doğru değil. Zira Allah İnsanı kendi esmalarından yaratmış ruhuna bağlamış ve kendine halife seçmiştir. (Araf Suresi 172 ayet bu ayeti ledün ilmiyle çevirenlerden okumalısınız)
Günümüzde Müslüman geçinen, devlet ve bu devlet yurttaşlarının, ahvali içler acısı. GSMH dağılımı adaletsiz.
Hukuk tatilde
Haksızlık ve hırsızlık meşrulaşmış.
İslam ülkelerinde kaçanlar ölümü göze alarak, İslamın gayrimüslim dediği AB ülkelerine kaçması bile İnanın düşünmesi akıl etmesi için yeterli sebep.
Ülkemizden ölümüne denize açılan ve batan teknelerde ölen mültecilerin resmi kayıtları, Polis ve Jandarma bültenlerinde kayıtlı.
Demem o ki Günümüzde din, din olmaktan çıkmış, uyanıkların mal mülk, makam mevki edinme emtiası olmuştur.
Osmanlıya özenmek ise akla ziyandır. Bu Konuda edebiyat defterinde kayıtlı, araştırılmış ve kaleme alınmış yazım var. (Osmanlı Diye bir Millet mi var ve Kediye Kürk Giydiren sultan)
İçinde bulunduğum coğrafya zor ve de emperyalistlerin gözünün içinde olduğu bir Cennet parçası.
Onun için Millet olmak, milliği kimliğimize sahip çıkmak zorundayız. Kaldı ki Türk derken etnik köken değil, milli birlik ifade edilmek istenmiştir. Zannedersem hiç bir devletin nüfusu tek etnik kökenden oluşmamıştır.
Bu konuda daha çok şey yazabilirim. Elbette insanların düşünce özgürlüğü var. Demokrasinin vazgeçilmez unsuru düşünce özgürlüğü.
Lakin Düşünürken vatana millet, birlik bütünlüğe helal gelmemeli. Arap baharı diye yola çıkıldığında neler olduğu görülmeli.
Din kardeşliği lafta var,Fiiliyatta kadük. Bir düşünelim. İslam içinde mezhep ayrılıklarını;
cemaat ve tarikat farklılıklarını. Ve birbirini yiyen aynı din mensuplarını...
Sevgiyle kal.
Ne mutlu Müslümanım, diyene.
Evet, tek örnek aldığım kişi: Sevgili Peygamber Efendimizi.
Ve Türk'üm de.
İNANCINI SAMİMİ YAŞAYANLARA...
YÜREĞİNDE ALLAH KORKUSU VE VATAN AŞKI OLANLARA SELAM OLSUN SELAM OLSUN.
ALLAH RAZI OLSUN AĞABEYİM.
İÇİ DIŞI BİR OLAN HERKESİ SAYGIYLA SELAMLIYORUM
saf şiir
O nasıl bir başlık?!?!?
İnsanları dine davet etmenin ya da dinini övgü ile anlatmanın başka sloganı mı kalmadı?
Bu bile sizin Atatürk'e öykünmekle itiraf edemediğiniz hayranlığınızı ve imreninizi anlatır. Dinle siyaseti kıyaslamak bu ülkeye çok şey kaybettirdi, hâlâ göremiyor musunuz?... Neyin ve kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz?
Gerçi bulunduğunuz kurumda kalmak için gerekenlerden bir olabilir bu!... 'bak ben hâlâ sizdenim' demenin dolaylı yolu!..
Öykündüğünüz, olumlu bir örnek gibi gösterdiğiniz örnek, başarısızlığın timsalidir tarihimizde. Ya bunları hiç bilmiyorsunuz ya da kimsenin bilmediğini düşünüyorsunuz! Zeki insanların en belirgin özelliği 'karşısındakinin de en az kendi kadar zeki olduğunu düşünerek' dürüst olmasıdır. O nedenle zeki insanlar yalan söylemez, arkadan dolaşmaz!.
Yıllarca bu ülkede cumhuriyetimizin kurucu lideriyle dinin nebisi kıyaslandı. Hiçbir Müslüman ve Hristiyan ülkesinde olmayan bu oyun niye oynandı hiç düşündünüz mü? Orta Doğu coğrafyasında olmasına rağmen yönünü bilim ve fene çeviren bir ülke kuruluşundan korkanların büyük oyunuydu. Cahil halkın en yumuşak karnı olan DİN kullanıldı, ve ne yazık ki bunu 'dini en iyi bildikleri' zannedilenler yaptı!... Bu listeye dahil olmayın, yakışmaz size...
Seçme şansı olmamakla beraber millet kimliği değiştirilemez!.. Ama dine girmek ve dinden çıkmak diye bir şey vardır. Demek ki din bir seçki!...Bu bile neleri karıştırdığımızı gösterir. Yarayı kaşımayın!.. Bırakın bu toplum yıllar önce yaşadığı gibi huzur içinde kendi kimliklerinin getirisiyle yaşasın, kimsenin o değerlerden yararlanmasına izin vermeden.
İnsanların inancını sorgulamaktan ve onları yanlışa yönlendirmekten vazgeçin!... Çekin elinizi onların kutsal değerlerinin üstünden!.
Aldığınız lisanslı eğitimlere yakışmıyor bu 'holiganlık'...
Sizin bu minvaldeki yazılarınıza dönmeme kararım vardı... Ama artık çizmeyi o kadar aştınız ki... DAYANAMADIM!..
.
saf şiir
Serap IRKÖRÜCÜ
Birçok şeyin farkında olmadığınız gibi yazının içeriğini anlamamanızı da anlayışla karşılıyorum.
Bu başlığın sloganından neden öykünerek medet umduğunuzu anlatamamanız bile çok şey anlatıyor.
Teşekkür ederim!...
Ben sadece okuyucu olarak sitede bulunmama rağmen bu yazının başlığını okuyunca dayanamadım.
Yazının daha başlığı tuhaf. İslam dinini Türklüğe bir alternatif gibi dayatmaya çalışanların klasik jargonu.
Ve yine yazının daha ilk satırı da faul. Bugüne kadar kaybedilen toprakların en büyük kısmı Abdülhamit zamanında olmuştur. Osmanlı Abdülhamit zamanında içinde Tunus, Mısır, Kıbrıs'ta dahil olmak üzere 1 milyon 600 bin metre kare civarında toprak kaybetti !
Barış Pınarı Harekatıyla malum güç ellerini havaya kaldırmış :) Güler misin ağlar mısın. Bak ben sana Suriye'ye yapılan harekatı özetleyeyim. "Koltuğu korumak için girildi, mal varlığını korumak için çıkıldı" Siz daha sana aptal diye hitap eden bir adama cevap veremeyecek boyutta acizken nasıl bir başarıdan söz edebiliyorsunuz ? Gerçi biz alışkınız sizin hezimetleri bile zafer saymalarınıza. Siz değil misiniz dünya tarihinde bir ilki gerçekleştirip bir türbeyi yerinden sökerek dağ taş dolaştırmayı ve bunu da yaparken PYD nin korumasına sığınmayı ve bu utancı da "başarılı bir operasyon" olarak kakalamayı deneyen ?
Ümmetçilik yapıyorsun. Filistin, Katar dahil alayı bizi sattı. Hrıstiyan Macaristan ve diğer Türk ülkeleri sana arka çıktı. Reisiniz de ayakları altına alıp çiğnediği Türklüğe sığındı.
Şu anda arapların Lawrence'e hediye ettikleri ve üzerinde öldürdüğü Türk subayları ve erkelerinin her biri için çentik atılmış tüfek İngiltere'de bir müzede sergileniyor. Senin seviciliğini yaptığın sözde Müslümanlar her fırsatta bizi arkamızdan vurdu. Ve tarihte ilk defa İsrail'le birlikte olup birilerini kınadılar. Yani bizi !
Bu ümmetçilik ayakları koktu artık. Tek gerçek var, o da Türkün Türkten başka dostunun olmadığıdır.
saf şiir
Gözbağı
Hadi bana senin gibi düşünen ve Amerikan uşağı olmayan bir Müslüman ülke ismi ver. Bak iki demiyorum, sadece bir tane !
Veremezsin.
Biz deme sakın ! O zaman kapat Amerikan üstlerini de göreyim derim. Adam bu ülkenin Cumhurbaşkanına aptal dedi, bir iki gün sonra muhatabımız Amerika’ymış gibi masaya oturduk ve şantajlarına boyun eğdik.
Genleri gereği her fırsatta bizi arkamızdan vuran, satan Araplarla zorla kardeşlik sevdasındasın. Koca AB’ğine kafa tutup bizi kınamalarını veto eden Macar soydaşlarımızı görmezden geliyorsun. Neymiş Müslüman değillermiş. Siz Müslüman mısınız ? Suudiler, Katar, Ürdün, Irak, Müslüman mı ? Mesela kaç Suriyeli mülteci almışlar ? Kesilen kurbanların yarısını toprağa gömen, yarısını Amerikan askerine gönderen Suudiler burunlarının dibinde açlıktan kırılan Müslüman Somali’ye kaç kilo et göndermiş ?
Boş verin kardeşim bu hayali ümmet kardeşliğini. Ne varsa Türk’te var. Herkesin dini kendisini ilgilendirir. Müslümanım deyip de hırsızlık yapan, Yetimlerin lokmasına dadanan, çocuklara tecavüz eden, tek ayak üstünde kırk yalan söyleyenleri ve onların yardakçılarını nereye koyacağız ?
Ha, besmele çekti Kelime-i Şehadet getirdi ya gerisi hikaye. Çalsa da çırpsa da tecavüz de etse, gece gündüz haram yese de önemli değil diyorsan o başka.
Ne Mutlu Türküm Diyene !
''Barış Pınarı harekatı ile, bu güç artık ellerini havaya kaldırdı. Artık adaletsizliğe boyun bükmeyen, Allah yoluna yol arayan, gücünü insan gücünden alan, kardeşliği pekiştiren görüntüler ile görüldü ki, bu aklı selim yoldu.''
Sevgili Saf şair:
Ya rumuzun da olduğu gibi çok safsın,yada ayakta yatan bir Müslümansın!!!
saf şiir
MEDAMED Selçuk KORKMAZ
ALLAH CC ADALET İLE HÜKMETMEYENLERE RAHMETİ İLE NAZAR ETMEZ.
İman tek başınadır imanla yapılan her şey de ümmete hayırdır. Mümin ,Müslümanım derken Allah' a icabet eder Allah sana sen erkeksin, sen kadınsın ,kızsın demez sorguda, tekbir de, haya da, iman da, hidayet de birdir işte bunlar İslamın eşitliğini sunar . ELHAMDÜLİLLAH...
Allah rahmet etsin üstada,bizdeki, bu iman oldukça yıkılmayız Allah c.c. izniyle,yoldan çıkarsak yıkılırız yok oluruz Allah c.c. korusun,emeğinize gönlünüze sağlık kardeşim,selamlarımla.
saf şiir
Çok şükür çok şükür.
Öylesine mukaddes bir dinimiz var ki.
Ve çok sağ olun ağabeyim: huzur bulduğum nice sayfadan biri yazdıklarınız.
Yarın salim kafayla yeniden okuyacağım.
Allah'a emanet olun.
Selam ve dua ile.
saf şiir
Türk olmakta Müslüman olmakta bizim seçimimiz değildi, Allah cc. nün yazdığı ilahi kader doğrultusunda yaşıyoruz kıyıda köşede... Müslümanlığımız ile her zaman gurur duyduk ancak kafirler ve münafıklar ile de her zaman başımız dertte... Kafir tehlikeli, münafık daha da tehlikeli... Senden görünüp de seni hançerlemeye çalışırlar münafıklar... Dileyelim İslama gerçekten gönül verenler ve takva sahibi insanlar çoğalsın, bu ümmeti Muhammed'in üstünde ki kara bulutlar dağılsın... Yıllar yılı Hristiyan ve Yahudi'nin gazı ile İran ve Irak savaştı, şimdilerde de birbiri ile savaşan İslam Ülkeleri var Suudi Arabistan ve Yemen gibi, bunun adı bal gibi fitnedir, Kur'an da da geçer ve fitnenin adam öldürmekten daha büyük bir günah olduğu belirtilir. Bunu iyi bellemesi lazım bütün Müslümanların... Kutluyorum Saffet Kardeş...